Ekrem Sunar Ramazan ayı ile birlikte yerli dilencilerimiz yanı sıra şehrin her yerinde, bütün işlek caddelerde, cami kapılarında; koynunda, sırtında bir değil, birkaç küçücük bebeğiyle oturan Suriyeli insanları gördükçe insanın içi kan ağlıyor. Bu nasıl iştir? Ülkelerindeki savaştan kaçarak önceleri sınır, sonra da Türkiye’nin tüm illerine dağılan milyonlarca Suriyeli aileler, diğer şehirlerde olduğu gibi Diyarbakır’da da dilenerek yaşama tutunmaya çalışıyor. Şehirlerarası otogarından Tıp Fakültesi Hastahanesine kadar yer herde karşılaştığımız Suriyeli erkek, kadın, çocuklar; ‘’Biz Suriye’den geldik. Açız, bize yardım edin’’ diye yalvarıyor. Sergiledikleri görüntüler içler acısı. Kimileri ağlıyor, Kimileri ısrarla peşinizden geliyor, Kimileri de içine düştükleri durumun utancını yaşıyor. Başları öne eğik öylesine sessizce duvar diplerinde oturuyor; Kendilerini bu duruma getirenlere lanet edercesine. Kucaklarında minicik bebekleriyle oturan anneler, Gelecek umudunu yitirmiş babalar, Etraflarında ‘dünyadan bi haber’ başı cıbıldak, yalınayak çocuklar. Hepsi savaşın mağdurları… Özgürlüğe doğru kaçtılar, ama halleri içler acısı İşte bu noktada insanlık utansın diyoruz. Bu insanların dilenciliği gerçekten ihtiyacı olduğu için değil, Meslek olarak yaptıklarını düşünebiliriz. Ya da ülkesindeki durumu kullanıp ajitasyon yapmaya çalışıyor… Öyle de olabilir. Ama sonuçta, dilenmek herkesin yapabileceği bir iş değildir. Hele onurlu insan için hiç kolay değil. Daha da vahimi vatanını, evini, barkını bırakıp tanımadığı ülkede dilencilik yapmak tabiri caizse ‘Her babayiğidin kârı değildir.’ Bu duruma düşmeyi hiç kimse istemez. Bir insanın, ‘ben açım, bana yardım edin’ diyerek yaşama tutunmaya çalışması kadar daha acı bir durum var mı? Geçirmekte olduğumuz Mübarek Ramazan ayında karşılaştığımız bu görüntüler hiç hoş değil. Bu görüntüler; bir ülkenin harap olmasına, yüzbinlerce insanın ölümüne, milyonlarca insanın ülkesini terk etmesine neden olan yanı başımızdaki savaşa seyirci kalan İslam ülkelerine ise hiç yakışmıyor. Biz Diyarbekirli’ye de yakışmıyor, üzüntü duymak dışında ne yapabiliriz ki? Daha fazla yardım yapabilecek bir gücümüz de yok. Çünkü bizde de zaten açlık ve sefalet mevcut. Bizde de 33 yıldır devam eden kirli bir savaşın mağdurları var
Editör: TE Bilisim