Ekrem Sunar Ülke genelinde Turizm Haftası’nın kutlandığı bu günlerde, yıllardır Diyarbakır’ın turizm sektöründen hak ettiği bir getiriye sahip olamadığını söylemek mümkün. Bunda; elbette ki, bölgenin 1965 yılına kadar ‘yasak bölge’, sonrası ‘Sıkıyönetim’ ardından ‘Olağanüstü Hal’ uygulamaları ve ‘çatışmalı bölge’ olarak dünyanın gündeminde uzun yıllar yer almasının büyük payı vardır. Bu nedenle, Turizme hep yabancı kaldık; her yıl Turizm Haftası’nı da hep buruk kutladık. Durum şimdi değişti. Bu nedenle kentin bütün dinamiklerinin bütüncül bir perspektifle eşgüdüm içinde, ama aynı zamanda işbölümü yaparak turizm sektörünün gelişimi için çaba göstermesi gerekiyor. Diyarbakır’daki doğal, tarihi ve kültürel alan ile yapıların iyileştirilmesi, görünürlülük kazandırılması kentin kalkınmasına ve turizm sektörüne muazzam bir katkı sunacaktır. Turizme yapılacak her yatırım, aynı zamanda barışın-huzurun sağlanmasına yönelik çabaların güçlenmesine katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki gelişecek turizm, yurtta olduğu gibi dünyada da barışı besleyen bir sektördür. Farklılıkları çatıştıran değil, merak ve tanınmasını sağlayan bir sektördür. Turizm bir barış projesidir. Diyarbakır bölgeden, Türkiye’den, Ortadoğu ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın her yerden turist çekecek tarih ve kültür başkentidir; ‘barış başkenti’ni yapmak da elimizde. Dünya Turizm seyahat acenteleri son yıllarda artık insanlığın değer verdiği her şey anlamında turlar düzenliyor. Bu turların hedefinde de, UNESCO tarafından Dünya Miras Listesine alınan doğal zenginliklere sahip bölgeler bulunuyor. Kaldıki, Diyarbakır da Surlarıyla, Hevsel Bahçeleriyle Dünya Kültür Mirasına dahil edilen bir kenttir. Ayrıca, Diyarbakır hem tarih, hem kültür, hem de semavi dinlerce kutsal kabul edilen mekânlara sahip, doğal zenginlikleriyle Dünyada bilinen bir şehirdir. Diyarbakır’ın ülke turizminde arzulanan düzeye ulaşabilmesini sağlayabilmek için Valilik ve Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde Turizm Platformu kurulmalıdır. Kamu kurum ve kuruluşlarıyla sivil toplum örgütlerinin desteğiyle kurulacak bu platformda, konusunda iyi yetişmiş, deneyimli uzmanlar görevlendirilmelidir. Karacadağ Kalkınma Ajansı gibi çalışan kalkınma ajansları da turizm çalışmalarında bütünleşme ve uyum sağlayan önemli kuruluşlardır. Bu nedenle söz konusu kurumların Diyarbakır turizm değerlerini ve turizmde Diyarbakır gerçeğinin dünyaya tanıtılması noktasında yapacakları katkılar göz ardı edilmemelidir. Bana göre Diyarbakır, kültür turizmi açısından, dünyadaki örnekleriyle eş değer olmaya adaydır. Merkezi yönetimlerin ve Yerel yönetimlerin oralarda turizm ve tanıtma adına sağladığı imkânlardan da daha fazlasını hak etmektedir
Editör: TE Bilisim