Ekrem Sunar Diyarbakır’ın tarihi dokusunun korunmasında en büyük faktör, şüphesiz tarih boyu güvenliğini sağlayan devasa surlarıdır. Şehri ve halkını yüzyıllar boyu sayısız saldırılara karşı korumuş olan bu surlar, ne yazık ki bir Vali’nin ‘Şehir hava alsın’ mantığına karşı kendini savunamamıştır. Şaka gibi, ama uygulama ne yazık ki bir Türkiye Cumhuriyeti gerçeği: Mezopotamya’nın kadim topraklarında yağmalanan tarihi ve kültür miraslarımızla yok edilen tarihi yapılar gibi, yıllarca düşmanlara karşı ayakta kalmayı beceren Diyarbakır surları da bir vali tarafından yıkıldı!. Tarih boyu yenilmezliğini kanıtlayan Diyarbakır surlarının dokusuna bir Cumhuriyet Valisi tarafından büyük zararlar verildi. 1931-1937 yılları arasında Diyarbakır’da Valilik yapan Hasan Faiz Ergun, Diyarbakır’ın kavurucu sıcaklarından bunalmış olacak ki, ‘Şehir hava alsın’ mantığıyla surların yıkım projesini uygulamaya koydu. Yıkım işine önce surların Kuzey kesimindeki Dağ Kapı bölümünü dinamitlerle yıkan Vali, sonra da Mardin Kapı’daki bölümü aynı yöntemle yerle bir etti. Bununla da yetinmeyen Vali, surların değişik kesimlerinde de şehir hava alsın diye gedikler açtı. 1932 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Diyarbakır’ı ziyaret ettiği bilinen İngiliz Tarihçi-Arkeolog Prof. Dr. Albert Louis Gabriel’in öncülüğünde kentin önde gelenlerinin ayaklanmasıyla surların daha fazla yıkımı Vali Hasan Faiz Ergun’un elinden kurtarıldı. Geçtiğimiz yıllar içinde hayata geçirilen onarım projeleri çerçevesinde de surların acil müdahale isteyen bir kısmı ile sur içinde pek çok yer restore edildi. Son bir kaç yıldır da söz konusu yenileme çalışmalarına ağırlık verildi. Gerek surların yıkılan bölümlerinde, gerekse İç Kaledeki tarihi yapılarda devam eden bu çalışmalardan da önemli mesafeler kat edildi. Surlarla birlikte şehir içinde yürütülen kentsel dönüşüm projeleriyle ortaya çıkan birçok yapı daha şimdiden turizme kazandırılmış bulunuyor. Bu bağlamda, 1930’lu yılların Diyarbakır Valisi Hasan Faiz Ergün ‘Şehir hava alsın’ diye surları yıkan Vali olarak Diyarbakır tarihine geçerken, turizme ve tarihi değerlere önem verdiğini gözlemlediğim günümüz Diyarbakır Valisi Sayın Hüseyin Aksoy’un da, (Suriçi şantiyeye dönmüş vaziyette iken) ‘Mardin Kapıdaki surun tarihi dokusunu tamamlayan Vali’ olarak tarihteki yerini alması pek ala mümkün olabilir. Aynen 1932 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Diyarbakır’ı ziyaret ettiği bilinen İngiliz arkeolog Prof. Dr. Albert Louis Gabriel’in ‘yıkımı durdurmak’ için öncülük ettiği gibi, Sayın Valimiz Hüseyin Aksoy’un da ‘dokuyu tamamlamak’ için öncülük edebilir. Mardin Kapı’da yıkılan iki burç arasındaki bölümün eski dokuya kavuşturulduğunu, yaya ve araçların giriş-çıkışları için de iki kapı yapıldığını göz önüne getirin. Kırklar dağından meydana getirilen görünüşü seyredin. Hayal etmek bile insanı heyecanlandırıyor. Önemli olan, böyle bir projeyi düşünmektir. Düşüncenin kamuoyuna mal edilmesi ile arzulanan projenin ilk ciddi adımı da atılmış demektir. Bu bir önerimdir. Öneriyi ‘yoklamak’ da fayda vardır. Bir şey kaybetmeyiz.
Editör: TE Bilisim