Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- Diyarbakır Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Evin Bahar Toy ile kent ve bölgedeki koronavirüs salgınına ilişkin gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Diyarbakır ve bölgede korona vaka sayısında her gün artış yaşandığına dikkat çeken ve Diyarbakır’ın henüz pik dönemini yaşamadığını belirten Toy,  normalleşme sürecinin vatandaşlarda rehavete ve tedbirsizliğe sebep olduğuna vurgu yaparak önümüzdeki aylarda vaka sayısında daha artış olacağını iddia etti.

 

Diyarbakır ve bölge illerinde korona vaka sayının arttığına dikkat çeken ve bu gidişle Diyarbakır ve bölge şehirlerinin ikinci bir Wuhan kenti  (Wuhan, Çin’de koronavirüsün ortaya ilk çıktığı bir kentin adı) olma noktasına geldiğini öne süren Toy, kendisine yönelttiğimiz sorulara şöyle yanıt verdi:

 

“BİR HASTAMIZI YOĞUN BAKIMDA YER BULUNAMADIĞI İÇİN KAYBETTİK”

1) Diyarbakır’da korona virüsün son durumu nedir?

Dr. Evin Bahar Toy: Sahada çalışan arkadaşlarımızın verdiği bilgiye dayanarak günde ortalama 300 yeni vaka tanısıyla Diyarbakır’da COVID-19 tanısı alan hasta sayısı her geçen gün artıyor. Sayıların şehir bazlı şeffaflıkla paylaşılmaması sebebiyle resmi rakamlar yerine sahadan aldığımız sayılara ve hastanelerimizin yoğunluk durumuna bakarak belirtmek gerekirse TTB Merkez Konsey Başkanı Dr. Sinan Adıyaman’ın da dediği gibi Diyarbakır ve bölge şehirleri 2. Wuhan olma noktasına geldiler. Hastanelerde özellikle de yoğun bakım yataklarında ciddi doluluk yaşanıyor. Yoğun bakım ihtiyacı olan hastalara bazen günlerce yer bulunamıyor. Nitekim yakın bir zamanda Şeref Yıldız isimli bir hastamızı yoğun bakımda yer bulunamadığı için kaybettik.

 

“EKONOMİK SEBEPLER TOPLUMU BÜYÜK BİR RİSK ALTINA SOKTU”

2) Diyarbakır’ın veri olarak Türkiye genelinde ilk 5’de olmasının sizce sebepleri ve sonuçları ne oldu?

Dr. Evin Bahar Toy: Biz Diyarbakır Tabip Odası olarak 1 Haziran normalleşme sürecinin başlaması sonrası defalarca uyarılarda bulunduk. Düğün salonlarının, AVM’lerin açılması; taziyelerin, bayramlaşmaların yapılması için çok erken olduğunu söyledik. Bölge halkının kültürel yapısı gereği kalabalık düğünler ve taziyeler yapıldığını biliyoruz. Zaten erken yapılan normalleşme bir de topluma yeterince anlatılamamış olacak ki kentte birçok yerde sanki hiç pandemi yokmuş gibi yapılan düğünler, taziyeler gördük. Vaka sayılarını dikkate almadan ekonomik sebeplerle atılan adımlar tüm toplumu büyük bir risk altına soktu. Maalesef ki öngörülerimizde haksız olmadığımızı bugün görüyoruz.

 

“EKONOMİK YETERSİZLİK MASKEYE VE TEMİZLİK ÜRÜNLERİNE ERİŞİMİ KISITLIYOR”

Fiziksel mesafe kurallarını bölge ailelerinin kalabalık nüfusunu düşününce korumanın çok da kolay olmadığı aşikâr. İşe giden aile fertleriyle 65 yaş üstü aile fertleri aynı evde, aynı ortamda bulunmak zorunda kalıyor. Yine bölge halkının ekonomik yetersizliği maskeye ve temizlik ürünlerine erişimi kısıtlıyor. Bir maskenin ortalama 50kuruş – 1lira arasındaki fiyatı olduğunu düşününce asgari ücretle çalışan birinin o maskeyi optimum şartlarda kullanmasının imkansız olduğunu anlamak çok da zor olmasa gerek.

 

“KENTİ DENETLEYEN BİR MEKANİZMA GÖRMEDİM”

3) Sizce yetkililer pandemi döneminde nerede eksik kaldılar?

Dr. Evin Bahar Toy: Yerel bazda konuşursak denetimlerin yeterince yapılmadığını bir vatandaş olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Normalleşme sonrası kentin birçok kalabalık noktasına pandemiye karşı toplumsal duyarlılığı gözlemlemek için gittim. Gördüğüm manzara toplumun önemli bir kesiminin maske, fiziksel mesafe gibi kurallara riayet etmediğiydi evet; ama bunu denetleyen bir mekanizma da görmedim. Ne pazar yerlerinde, ne kentin kalabalık noktalarında, ne AVM’lerde – düğün salonlarında yeterli denetimler yapılmadı. Tabiri caizse pandemi bu şehirde kaderine terk edildi.

 

“VAKA SAYILARININ AZALMADAN ARTMAYA DEVAM EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”

4) Normalleşme dönemi ikinci dalgayı getirir mi?

Dr. Evin Bahar Toy: Diyarbakır’da ikinci dalganın gelebilmesi için bizim birinci dalgayı tamamlamamız gerekiyordu. Vaka grafiği birinci dalgayı tamamlamak için önce yükseliş trendine girmeli, yatay bir plato çizdikten sonra azalmalıydı.  Fakat kentimizde ve bölgede vaka sayıları sürekli bir artış göstermeye devam ediyor. Yaz sonuyla beraber başlayacak grip salgınını da düşünürsek vaka sayılarının azalmadan artmaya devam edeceğini düşünüyorum.

 

“PİK DÖNEMİNİ HENÜZ YAŞAMADIK”

5) Diyarbakır koronada ‘pik’ dönemini yaşadı mı?

Dr. Evin Bahar Toy: Bu sorunun cevabı yine bakanlığın şeffaflıktan uzak şehir bazlı vakaları açıklamamasından ötürü net olmamakla beraber; sahadan aldığımız bilgilere göre Diyarbakır’da günlük vaka sayısı artmaya devam ediyor. Bu da pik dönemini henüz yaşamadığımız anlamına geliyor.

 

“DÜĞÜNLER, BÜYÜK DAVETLER BİRAZ BEKLEYEBİLİR”

6) Diyarbakırlılara neler Söylemek istersiniz? 

Dr. Evin Bahar Toy: Fiziksel mesafe, maske ve hijyen kurallarına riayet ederek COVID – 19 bulaş hızını azaltabiliriz. Sosyal ilişkileri çok gelişkin bir toplum olduğumuzun farkındayız ama olağanüstü bir dönemden geçtiğimizi göz ardı etmemek gerekiyor. Düğünler, büyük davetler biraz bekleyebilir. Sağlıklı günlerde daha mutlu, daha huzurlu bir araya gelebiliriz. 

 

“HER SINIFTA 4 METREKAREYE 1 ÖĞRENCİ DÜŞECEK”

7) Sizce okullar açılmalı mı?

Dr. Evin Bahar Toy: Mayıs ayında Milli Eğitim Bakanı okulların bilim kurulunun ön görüsüne göre Ekim-Kasım gibi açılabileceğini açıklamıştı. Akabinde vaka sayıları yeterince düşüş göstermemiş olmasına rağmen bu tarih 31 Ağustos’a alındı. Milli Eğitim Bakanlığı okullarla ilgili belirli düzenlemeler yapıldığını söyledi. Yapılan düzenlemeyi denetlemeyecekse okulların açılması bulaş için yeni bir ortamdan yaratmaktan başka bir şey getirmez. Sokakları, cafeleri, AVM’leri, toplu taşıma araçlarını “denetledikleri” gibi bir denetimden söz ediyorsak durum pek de iç açıcı görünmüyor. Ayrıca bölge özelinde bakılacak olursa Diyarbakır’da özellikle şehir merkezinde sınıflar minimum 50-60 öğrenciden oluşuyor. Sınıf mevcutlarını yarıya düşüreceklerini söylemişlerdi. Yarısı 25-30 ediyor. Bu bile Milli Eğitim Bakanlığının “Her sınıfta 4 metrekareye 1 öğrenci düşecek.” açıklamasının bölgede uygulanmasının imkânsız olduğunu gösteriyor.

 

“ÇOCUKLARIN SAĞLIĞINI KORUMAK TOPLUMUN SAĞLIĞINI KORUMAK DEMEKTİR”

Her çocuğun en sağlıklı şartlarda fırsat eşitliği ilkesi gözetilerek eğitim hakkının karşılanması gerekiyor. Pandemi sürecinde çocukların sağlığını korumak toplumun sağlığını korumak demektir. Okulların açılıp açılmaması da pandeminin gidişatına göre karar verilmesi gereken bir durumdur. Tıpkı AVM’ler, cafeler ve diğer yerler gibi ekonomik gerekçeler düşülerek (özel okullar) toplumun sağlığı göz ardı edilmemeli.

 

“TANI ALMIŞ HASTALARIN TEMASLI OLDUĞU KİŞİLERDEN ÖRNEK ALABİLECEK”

8) Sizce filyasyon ekipleri faydalı oluyor mu?

Dr. Evin Bahar Toy: Filyasyon ekipleri COVID – 19 tanısı almış hastaların temaslı olduğu kişilere ulaşıp örnek alırsa başarılı bir çalışma yürütülmüş olur. Bir süre öncesine kadar da filyasyon ekiplerine temaslılar arasında ciddi semptomu olmayan kimseden örnek alınmaması söylenmişti. Filyasyon ekipleri evde karantina olan hastalara ve yakınlarına hastalıkla ilgili bilgi vermek dışında bir çalışma yapamıyorlardı. Filyasyonda çalışan birçok hekim arkadaşımız karantinada olan evleri ziyaret ettiklerinde evde semptomu olan temaslılarla veya ailenin diğer fertleriyle test alamadıkları için karşı karşıya geldi. Türk Tabipler Birliğinin bu konuyu ısrarla gündemde tutma çabası sonuç verdi ve bakanlık geçtiğimiz günlerde yeni bir genelge yayınladı. Filyasyon ekipleri artık tanı almış hastaların temaslı olduğu kişilerden örnek alabilecek.

 

“NE KADAR TEST ALIRSA O KADAR BAŞARILI OLUR”

Filyasyon temaslılara ne kadar ulaşır, temaslılardan ne kadar test alırsa o kadar başarılı olur. Bir düşünün:  COVID – 19 semptomları olan ve hastaneye başvurmuş bir hasta var. Hastanede kendisine PCR testi yapılıyor hasta pozitif çıkıyor. Bu hastamızla aynı evde yaşayan ama semptomları olmayan kişilerden test alınması asemptomatik hastaların tespiti açısından çok önemlidir. Çünkü COVID – 19 bulaşmış ama hiç semptom göstermeyen hastaların olduğunu ve bu hastaların da tıpkı semptomları olan hastalar gibi bulaştırıcı olduğunu biliyoruz. Filyasyon ekipleri asemptomatik hastayı tespit edebilmenin en güzel yoludur. Bakanlık filyasyon çalışmasını bu minvalde yürütürse filyasyon tabi ki de faydalıdır.

 

9) Son olarak sizin eklemek istediğiniz?

Dr. Evin Bahar Toy: Bütün Dünya çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bilime güvenmenin, onun ışığında mücadele etmenin ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha da iyi anlıyoruz. Demokrasinin en temel kurallarından biri olan toplumun bilgi edinme hakkı olduğunu ve sürecin tarafsız, şeffaf yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugüne kadar bakanlık tarafından yapılan üstü kapalı açıklamaların toplumun önemli bir kesiminde rehavete sebep olduğu ortada. Bu süreçte herkese rehavete kapılmadan uymamız gereken fiziksel mesafe, maske ve hijyen kurallarına riayet etmeye devam etmeyi öneriyorum.  

 

DTO: BÖLGEDEKİ TÜM İLLERDE ARTIŞ VAR

Öte yandan geçtiğimiz günlerde açıklama yapan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan ise, “Bölgede, bütün illerde artış var.  Hastaneler dolu olduğu için evlere gönderiliyor.1 Haziran öncesinde halkta bir duyarlılık, bir bilinç oluşmuştu. Fakat normalleşme yanlış aktarıldı ve yanlış anlaşıldı. Durum artık bireysel önlemlerle önüne geçilemez halde” demişti.

Editör: TE Bilisim