Devrim AKTÜRK

MÜCADELE HABER- Diyarbakır’ın merkez Sur İlçesi’nde bulunan tarihi Ulu Camii’nin hemen arkasında olan ve 60 yıllık hayatının 25 yılını antikacılığa veren Fadli Şahin, yıllara meydan okuyarak yüzlerce yıllık geçmişe ait olan ürünleri mekanında muhafaza ederek satışa sunuyor. Antikacılığı severek yaptığını ve şehrin kültürel dokusunu canlandırdığını belirten Şahin, kültürel ve tarihi nesnelere, ürünlere karşı sevgi ve güzellik hastalığının bulunduğunu aktardı. Ürünlerinin en çok Avrupalı turistler ve kentin yaşlı kesimlerince beğenilip sevildiğini anlatan Antikacı Fadli Şahin, “Turistler ve yaşlı kesimler bana sık sık, bunları dört dörtlük koruyup muhafaza ettiğiniz için Allah sizden razı olsun, diyorlar. Bu sayede hem onlar, hem de ben mutlu oluyorum.” diyor. İşyerinde hırsızlık vakalarının olduğu zamanlarda kimseyi üzmemek için sessiz kaldığını anlatan Fadli Şahin, en büyük üzüntüsü olarak evlatlarının antikacılığı sevmemesi ve yapmak istemedikleri olduğunu dile getiriyor.

 

 

“YAŞLI KESİM BURAYA GELDİKLERİNDE ÇOK KEZ AĞLAYIP GİDİYORLAR”

60 yaşında olduğunu ve bu işi kültürel özellikleri canlandırmak istediği için yaptığını söyleyen  25 yıllık antikacı Fadli Şahin, “Çoğu eski, bir kısmı yeni eşyaları Diyarbakır’da tanıtarak, hiçbir kamu, kurum ve kuruluşta olmayan malzemeleri toplayarak, biriktirerek bir araya getirdim. Bu işi 25 yıldır zevk için yapıyorum. Çünkü benim kültürel nesnelere karşı sevgi ve güzellik hastalığım bulunmaktadır. Diliyorum ve istiyorum ki bu kültürümüz hiçbir zaman, hiçbir an ve sürede bitmesin.  Mamafih müşterilerimiz buraya geldikleri zaman, burayı çok beğeniyorlar. Atmosferini, görüntüsünü çok seviyorlar, hoşlanıyorlar. Özellikle yaşlı kesim buraya geldiklerinde çok kez ağlayıp gidiyorlar. Yanıma gelip, ‘Bunların her biri bizim kültürümüz, bizim geçmişimizdir. Biz bunları neden kaybettik.’ diyerek iç çekiyorlar. Bana da sık sık, bunları dört dörtlük koruyup muhafaza ettiğiniz için Allah sizden razı olsun, diyorlar. Bu sayede hem onlar, hem de biz mutlu oluyoruz.” dedi

 

“KÜLTÜR ÜRÜNLERİMİZİ EN ÇOK SEVENLER AVRUPA’DAN GELEN TURİSTLERDİR”

Ürünlerinin gençler ve yaşlı kesimlerce beğenilip sevildiğini belirten Fadli Şahin, “Bizim kültür ürünlerimizi en çok sevenler, Avrupa’dan gelen turistlerdir. Bizim vatandaşlarımız maalesef ki ürünlerimize o kadar da ilgi duymuyorlar. Kısacası Avrupa’dan gelen vatandaşlarımız bizim ürünlerimize çok meraklılar. Keza Sur Olayları’ndan önce turistler bu mekanımıza sık sık uğrarlardı. Aşırı bir şekilde turistimiz uğramaktaydı. Aynı şekilde biz de çok iyi iş yapıyorduk. Sur Olayları’ndan sonra ise ne yazık ki turistler eskisinden daha az gelmeye başladılar. Nitekim bir kente yabancı turistler gelmediğinde, o şehirde hiçbir şey olmuyor. Turistlerin özellikle kilim, el işlerine merakı bulunmaktadır. Kısacası burada gördüğünüz her şeyi alıyorlar. Hatta eski ürünlerin hastasıdırlar. Biz kilimlere ve halılara ayakkabı ile bastığımızda, onlar basmamaktan yana tavır takınıyorlar. Neden diye sorduğumda ise, bu ürünler el işi, göz nurudurlar, biz bunlara ayakkabı ile basıp geçmeyiz, diyorlar. Ah, keşke evlatlarım, torunlarım bu işi yapmak isteseydiler. Çünkü bu mesleği sevmek isteseydiler inanın çok mutlu olurdum. Ancak ailemde bu işi benden başka hiçbir fert ne yazık ki sevmiyor.” diye konuştu.

 

“HIRSIZLIK YAPANLAR OLUYOR AMA BEN ONLARIN YÜZÜNE VURMUYORUM”

Kentteki vatandaşları iş yerine beklediğini aktaran antikacı Fadli Şahin, ”Müşterilerimiz buraya gelsinler, görsünler. Bizim iş yeri satış usullü bir mekan değildir. Yerli ve yabancı turistlerimiz, vatandaşlarımız buraya gelip eğleniyorlar, hatıra kareleri çekiyorlar, oyunlarla gülüp halaylarla oynuyorlar. Ben de onlara karışmıyorum, kendilerini serbest bırakıyorum. Çünkü benim için alışverişin olup olmaması söz konusu bile değildir. Önemli olan şehrimizi ve kültürümüzü tanıtabilmektir. İşte, böyle durumlarda ne yazık ki hırsızlık yapanlar da oluyor ama ben onların yüzüne vurmuyorum. Gençler buraya gelip cebine eşyalar atıp gidiyorlar. Ben onlara bir şey demiyorum. Gençtir, belki parası yoktur diye onlara ses etmiyorum, görmemezlikten geliyorum.” Dedi.

Editör: TE Bilisim