Fatih SURUÇ

MÜCADELE HABER- Türkiye’de karpuz denilince akla gelen ilk şehir şüphesiz Diyarbakır. Özellikle de karpuzuyla ün sahibi olan Diyarbakır’da artık eskisi gibi karpuz yetiştirilmiyor. Karpuz yetiştirilmediği gibi yerli tohumlar da zaman geçtikçe yabancı tohumlar arasında kaybolmaya yüz tutuyor. Diyarbakır karpuzunun tarih olmaması ve devamlılığı için devletten pirim desteğinin şart olduğunu dile getiren karpuz yetiştiricileri, Sur ve Yenişehir Ziraat Odası Başkanları ile Diyarbakır Tarım İl Müdürü, Diyarbakır karpuzunun sadece her sene yapılan festivaller için yetiştirilmesini doğru bulmadıklarını söylediler. Devletin karpuz yetiştiricilerine tüm destek ve imkan sağlaması gerektiğini belirten Sur ve Yenişehir Ziraat Odası ile Tarım İl Müdürü, verilecek destekle karpuz ekim alanlarının artacağı ve böylelikle Diyarbakır karpuzunun eski günlerine yeniden döneceğine dikkat çektiler. Kendilerine acilen destek primi verilmemesi durumunda Diyarbakır karpuzunun çok yakın bir zamanda tarihe karışacağını anlatan karpuz yetiştiricileri, ekilen karpuzların da sembolik olduğunu ve her sene yapılan festivalde bir kazanç elde etmek için olduğunu söylediler.    

 

Erimli(Sımaki) Köyü 'Diyarbakır Karpuzu'

 

Diyarbakır karpuzunun eskiye göre artık pek önemsenmediği için yabancı tohumlar karşısında zamanla yok olacağını ve yetkililerin bu konuda yeterli bir çalışma yapmadıklarını savunan karpuz yetiştiricileri, eskiden kent insanı ve özellikle de yoksul kesim için ekmek kapısı ve gelecek için de umut bağladığı karpuz yetiştiriciliğinin son yıllarda ve giderek azaldığını ifade ettiler. Hem devlet hem de kentteki STK ve yetkili birimlere çağrıda bulunan karpuz yetiştiricileri, Sur ve Yenişehir Ziraat Odası Başkanları,  söz konusu tabloyla karşılaşmamak için yeterli prim desteğinin her sene verilmesi gerektiğini söylediler.

 

Diyarbakır’da 10. Kültür ve Karpuz Tanıtım Etkinlikleri

 

Diyarbakır karpuzunun yetiştirildiği Erimli Köyü’nde kum ocakları ve baraj suyunun aşırı bırakılmasından dolayı üretimi her geçen yıl azalan Diyarbakır karpuzu tarihe karışacak. Adak ailesi, köyün geçim kaynağının karpuzdan olduğunu ve köyün fakir kaldığını söylerken Sur ve Yenişehir Ziraat Odaları Başkanları ise devletin, Diyarbakır değeri olan karpuza prim desteği verilmesini söyledi. Konuyla ilgili İl Tarım Müdürü ise festivallerin tanıtım ve çiftçilere destek amaçlı yapıldığını, bu değerin yaşaması için çiftçilere daha fazla ekimlerini yapmaları çağrısında bulundu.

 

Meyve ve sebzede yeterli prim desteğinin olamaması Diyarbakır karpuzunu da etkiledi. Vatandaşlar, Diyarbakır denince akla ilk gelen ‘Diyarbakır Karpuzu’nun tarihe karışmaması için yetkililerin önemli bir adım atması ve eski günlerdeki gibi birkaç gün süren şenlikli festival olması hem de Diyarbakır karpuzunun yeterli derecede yetişip Diyarbakır’a dışardan ithalat değil de kendi değeri olan karpuzun ihracat edip bu değeri gelecek nesillere aktarılması yönünde çalışmaların en kısa zamanda yapılması çağrısında bulundu.

 

 

“İHTİLAL OLUKTAN SONRA KENAN EVREN’İN ZORUNA GİTTİ İPTAL ETTİ”

Erimli Köyünden Mehmet Nesih Adak, “Diyarbakır karpuzu Türkiye’de Diyarbakır’ı temsil ediliyor. Nerenindi, Sımaki köyünündü. 1975-1976 yıllarında Amerika ve İsrail’den araştırmacılar geldi bize sordular nasıl 60-65 kilo karpuz çıkarabiliyorsunuz?Bizde bizim mesleğimizdir diyorduk karpuzların çeşidi de var sürme dedikleri büyük olandır pembe dediğimizde erken çıkandır.Tohumu İsrail buradan götürdü.Eskiden karpuz güvercin gübresi beslenirdi tadı da bambaşkaydı. Şimdi o kadar ekilmiyor çünkü masrafını karşılamıyor.  60 kilonun üstüne bile çıkıyordu şimdi barajlar olduğu için su bulanık onun için üretmesi verimli değil.Ağabeyim 3 tane şampiyonluk aldı 1 yılda 1 inci 2 yılda 2 inci 3 üncü aldı 3 yılda hepsini aldı. Diyarbakır’a sanatçılarla birlikte şenlikler oluyordu ve ihtilal oluktan sonra Kenan Evren’in zoruna gitti iptal etti.

 

“DİYARBAKIR KARPUZU YAKINDA KALMAYACAK”

Gübre desteği yeterli değildir. Benim 46 dönümlük arazimde ton başına değil dönüm başına verilen 2.100 TL. Karpuz için bir şey diyeceğim yok ne saha var ne imkan var.Çay kenarlarına herkes sahip çıkmış karpuz yakında kalmayacak ekilecek yer yok yazları kuruyor. Su bırakmak zorundadır . Devlet barajları açıyor ve burada su çoğalıyor ve suda akıp gidiyor. Ekilenler boşa gidiyor. Ekim alanı 10/1 düşmüş eken birkaç kişi var onlar da festival için ekiyor. Festivalden bir miktar gelir kazanmak için ekiyorlar.”

 

 

“KAMYONLARLA KARPUZLARI SATIP ÇOCUKLARIMIZA ELBİSE EŞYA ALIRDIK”

Erimli Köyünden Meryem Adak,“Daha önce çay suyu berraktı, baraj yoktu. Servetimiz hepsi de 12 boyunca karpuz ve kavunlageçiniyorduk. Biz gübre, kum çekiyorduk. Kamyonla bunları çağırıyorduk. Gübreyi karıştırıyorduk akşama kadar belimiz kırılıyordu. Çok zahmet çekiyorduk. 12 ay boyunca ne biçer nede makine yoktu. Kamyonlarla karpuzları satıp çocuklarımıza elbise eşya alırlardık. Çocuklarımızı besliyorduk.

 

“BARAJ İLE KUM OCAĞI OLUNCA FAKİR KALDIK”

Baraj ile kum ocağı olunca fakir kaldık. Artık yapamıyoruz. Şimdi yapınca barajın suyu gelince emeğimiz boşa gidiyor. Şimdi karpuzu nasıl yapacağız. Eşimin abisi olan Şükrü Adak’ın birçok şampiyonlukları var. Karpuzu kendisi meşhur etti. O zamanlar sadece madalya veriyorlardı. Şimdiki gibi altın ve para yoktu. Şimdi herkes fakir kaldı. Gençlerimiz iş için şehre gidiyorlar bazen buluyorlar bazen bulamıyorlar. Önceden çayda karpuzla kavunu kamyon ile satıyorlardı. Şimdi çevrede oda traktörle götürüyorlar oda satar yada satmaz. Böyle giderse bitecek. Kıymet ve sahip çıkılmaz ise bitecek. Daha önce 100-200 keçi besliyorduk. Toprak vardı. Çocuklarımız onlarla bakıyordu işleri vardı. Şimdi hepsi gitti.“

 

 

“KARPUZUN TARİHE KARIŞMA İHTİMALİ VAR”

Erimli Köyünden Faruk Adak, “Dedemin dediğine göre eskiden sular berrakmış derinlikleri beliymiş çok temiz bir şekilde ama barajlar olduktan sonra sular hep bulanık baraj suyuyla karıştırıldığı için su artık bulanık oldu. Kum ocakları kum bırakmadı karpuzda kumda yetişiyor. Güvercin gubresiyle yetişiyor önceden köyde boran guvercinin yerleri vardı herkesin kendi boranlarina bakarlarmış. Şimdi öyle bir şey yok kum ocakları açıldı kum kalmadı. Eskisi gibi olacağında sanmıyorum. Karpuzun tarihe karışma ihtimali var. Çünkü ilerledikçe yaşamımız hep teklonoji üzerine kuruluyor. Büyüklerde gençlere bu bilgileri aktarması lazım.“

 

 

“SADECE SÜS VE FESTİVAL İÇİN BİR İKİ TANE ÜRETİLİYOR”

Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Demir, “Biz kaç senedir Diyarbakır karpuzu yemiyoruz. Sadece süs ve festival için bir iki tane üretiliyor. Kim birinci çıksa parasını alıp evine gidiyor.Eskiden karpuzlar getirilip çarşıda satılıyordu. Köylerimize götürüyorduk yaz kış demeden yiyorduk. 3 ay damda kalırdı şimdi oda bitti. Diyarbakır karpuzunu sadece festivalde görüyoruz. Eskiden tavlada çarşıda her yerde Diyarbakır karpuzu vardı. İnsanlar İstanbul’dan özel gelip Diyarbakır karpuzu alıp İstanbul’a götürüyordu. Bu bitmek üzere zaten bitmiştir. Kaç senedir Diyarbakır karpuzu görmedim.Ne kavunu kalmış ne karpuzu kalmış devletten destek bekliyoruz.Çiftçilerimiz üretsin biz alalım.“

 

 

“KARPUZ PRİMİ VERİLİRSE ESKİ YILLARDA OLDUĞU GİBİ ÇİFTÇİ YİNE EKER”

Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu,“Diyarbakır dedin mi Surlar, Diyarbakır karpuzu akla gelir. Ben küçükken maçlara gittiğim zaman Diyarbakırspor’un rahmeti amigosu olan Çavuş, Diyarbakır karpuzundan yapılma elbise giyer ve tribünleri o şeklide coştururdu. Zamanla Diyarbakır karpuzu yerine Adana karpuzu hatta İran’dan ithal edilen karpuz geldi.Karpuza ithalat kotası konmasını istiyoruz. Diyarbakır karpuzunun tekrar eski hale gelmesi ve canlanması için birincisi ithalat kotası gelmesi, ikincisi meyve ve sebze türlerinde prim olmadığı için çiftçinin rağbeti yok.Öncelikle karpuz primi getirilmesi lazım.Karpuz primi verilirse eski yıllarda olduğu gibi çiftçiye yine eker. Çocukluğumuzda karpuz festivalleri yapılırdı. Diyarbakır’ın Karacadağ peyniri, Diyarbakır’ın tandır ekmeği ve Diyarbakır’ın has karpuzuyla ilgili güzel festival yapılırdı ve hepimiz katılırdık. Fakat son yıllarda şenlik havasını yitirdi. Tarım Bakanlığının destekleme listesinde maalesef meyve ve sebze yok. Sadece mazot ve gübre primi var. Oda çok çok az bir miktardır. Kimse bunun için rahatsız olup gidip de ÇKS kaydını yapmıyor.“

 

 

“DİYARBAKIR’DA BEŞ ÇEŞİT VAR: SÜRME, PEMBE,FERİK, BEYAZ KIŞ VE KARA KIŞ”

Diyarbakır İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Ertan Atalar, “Diyarbakır ilimizde karpuz yetiştiriciliği çok önemli bir tarımdır. Türkiye’de karpuz denince akla ilk gelen illerin başında yer almaktadır. Diyarbakır ilimizde beş çeşit geleneksel yöntemlerle yetiştirilen karpuzumuz bulunmaktadır. Bunların en büyüğü sürme çeşididir. Daha sonra Pembe,Ferik, Beyaz Kış ve Kara Kış isminde geleneksel tarımı yapılan binlerce yıldır geçmişi olan bu karpuzu yetiştirmeye devam ediyoruz.Bu karpuzlarımız genellikle Dicle nehri kenarında kumsal arazilerde su seviyesine yakın yerlerde bir veya iki metrelik kuyular açılmak suretiyle kuyu tabanı güvercin gübresi ve koyun gübresi karıştırılma suretiyle ve yeterli nem ortamı oluşturulan yıl boyunca yetiştirilmektedir.55 veya 60 kiloya kadar ağırlığa gelmektedir.

 

“DAHA ÇOK YETİŞTİRİLMESİ GEREKİYOR”

Bu tarımsal üretim hala devam etmektedir ve bunla ilgili yapılan çalışmalar Diyarbakır karpuzu tescilinmiş bir coğrafi işaretli bir ürünümüzdür ve bizde buna sahip çıkarak gelecek nesillere aktarmak istiyoruz. Bunlarla ilgili çeşitli faaliyetlerimiz çalışmalarımız var Büyükşehir Belediyemiz tarafından da gübre ve fide desteği sağlamak suretiyle Tarım Orman İl Müdürlüğüne Bakanlığımız olarak çeşitli festivallerle tanıtım etkinlikleri yapmak süretiyle üreticilerimizi desteklemeye ve bu değeri korumaya ve Türkiye’ye ve dünyaya duyurmaya çalışıyoruz ve bunla ilgili etkinliklerimizle mesafe aldığımızı ve başarılı olduğumuzu düşünüyoruz.Yaptığımız çalışmalar neticesinde geldiği noktada daha çok yetiştirilmesi gerekiyor çünkü çok önemli değer bu binlerce yıllık tohumu yaşatıyorsunuz ve bunu geliştirmeye çalışıyorsunuz. Bizim istediğimiz burada özelikle üreticilerimiz, geleneksel olarak yapılan bu tarımı normal yetiştirmiş oldukları karpuz alanlarında bir bölümünde Diyarbakır çeşitlerine ayırmalarını bekliyoruz.

 

“YÖNETİCİLERİMİZİN DUYARLI OLMAYA VE BU EKİM ALANLARINI GELİŞTİRMEYE DAVET EDİYORUM”

Diyarbakır’ımızı da bölgede yetiştirilen diğer çeşitlerimiz var tamamen aşısız doğal eski tohumların her yıl ekilmek suretiyle tohumlar alınarak fide halinde yetiştirilen karpuz ve kavun çeşitleri var. Bunlarda devam etmektedir bu çalışmalarımızda özelikle üreticilerimizin bu alandaki çalışmalarına destek vermesini Diyarbakır’a çok önemli yerleriyle sahabeleriyle tarihi yerleri yapılarıyla edebiyatçıları şairleri ve sanatçılarıyla çok önemli bir değere sahip olan Diyarbakır’ın karpuzunu da sahip çıkılması gerekmektedir.Dolayısıyla bütün yöneticilerimizin bu konuda daha duyarlı olmaya ve bu ekim alanlarını geliştirmeye davet ediyorum.

 

“FESTİVALDE DERECEYE GİRMESİ ADINA EN BÜYÜK OLAN SÜRME ÇEŞİDİNİ DAHA ÇOK EKİMİ GERÇEKLEŞTİRİLMEKTEDİR”

O beşinden en büyüğü olduğu için sürme çeşidi tercih ediliyor. Pembe eken üreticilerimiz de var. Genellikle festivalde dereceye girmesi adına en büyükolan sürme çeşidini daha çok ekimi gerçekleştirilmektedir. Dolayısıyla bu beş çeşitten hepsini yetiştirmekle beraber sürme çeşidine ağırlık veriyor. Bu yıl 47 üretici bu işi yaptı ve festivale katıldı.600-800 dekar civarına çıkıyor ama biz bunu yeterli görmüyoruz bu alanın daha da artırılması lazım. Arazi olmayan üreticilerimizin de kiralamak suretiyle bu değere sahip çıkma adına ekim yaparak karpuzu da gelecek nesille iletilmesini istiyoruz.

 

“ETKİNLİKLERLE ÇİFTÇİMİZİ KORUMAYA ÇALIŞIYORUZ”

GAP Ulusal tarımsal araştırma enstitüsüyle iş birliği yaparak burada tohum ve fide üretmek suretiyle çiftçilerde böyle bir katkı sağlamak üzere çalışmalarımızda başladı. Burada yaptığımız çalışmaların hepsi duyarlılıkla farklılık oluşturduğu takdirde bu ekim alanların dikim alanlarının her geçen gün devam edecektir. Bu değer binlerce yıldır nasıl bize geldiyse bizden sonrada binlerce yıl yaşatılacaktır. Karpuz ve kavun için dekar başına ödenen mazot ve gübre desteklerimiz var.Bunun yanı sıra yaptığımız etkinliklerde amaçlarımız çiftçinin üretmiş olduğu karpuzun tamamını STK ve ilin önemli dinamikleriyle bir araya gelerek oradaki karpuzun çiftçiden uygun şartlarda dereceye giren ve girmeyen üreticilerimizden almak ve ödüllenmek suretiyle oradaki üretim esnasındaki yaptıkları masraflar ve ilave destekler sağlamak suretiyle onları teşvik etmek amacıyla bu tür etkinliklerle çiftçimizi korumaya çalışıyoruz.

 

“İLERLEYEN YILLARDA BÜYÜK ÇAPLI ETKİNLİKLER DÜZENLENECEK”

Diyarbakır festivalinin çok eski zamanlara 70 yılarında festivaller düzenleniyordu. D aha sonra terörün tırmanması surecinde o dönemlerde festivallere ara verildi 2000 yıllara geldiğimizde yine festivallere dönüldü. Büyük çaplı 3-4 günü çeşitli etkinlikleri bir arada bulunduran geniş hem etkinlikle hem festivaller üzerine yapılıyordu ama 2015-2016 yıllarında tekrar meydana gelen olaylar nedeniyle biraz daha festivalden tanıtım etkinliğine yani üreticimizi yalnız bırakmamak adına ortamın el verdiği ölçülerde bu etkinlikler devam ettirdik bu yıl Büyükşehir Belediyesi tarafından çok büyük etkinlik yapılacak fakat bu yılda covid-19 nedeniyle etkinliklerin büyük çapta yapılmasının riskleri vardı buda salgının kontrolden çıkma noktasına gelmesi istenilmiyordu dolayısıyla yine üreticilerimiz yalnız kalmasın ve bu değer tanıtılmasına ara verilmemiş olsun üreticimizi de destekleyelim diye daha dar alanda tanıtım etkinlikleri bu yıl gerçekleştirdik. Bundan sonraki yıllarda planlanan odur ki birkaç güne sirayet eden farklı etkinliklerinde bir arada barındıran büyük çaplı etkinlikler düzenlenecek."

Editör: TE Bilisim