HÜR Dava Partisi (Hüda-Par), HDP'nin Türkiye'de seçimlere parti olarak gireceğini açıklamasından sonra Doğu ve Güneydoğu'da milletvekili genel seçimlerine 9 ilde bağımsız adaylarla giriyor. Diyarbakır'da bağımsız adayları tanıtım toplantısında konuşan Hüda-Par Genel Başkanı ve Diyarbakır bağımsız adayı Zekeriya Yapıcıoğlu, HDP'yi eleştirip "Memleketin meselesi nedir diye sorarsanız 'Öcalan'a özgürlük' diyecekler. Başka mesele yok" dedi. Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz ise, 6- 8 Ekim olaylarında Yasin Börü ve arkadaşlarını öldürenlerle ilgili hazırlanan iddianameye, yandaş kitlesini sokaklara eylem yapmaya çağıran başta Abdullah Öcalan olmak üzere Cemil Bayık, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da dahil edilmeleri gerektiğini söyledi. BAĞIMSIZ ADAYLARI TANITTI Hüda-Par Diyarbakır, bir düğün salonunda düzenlediği toplantıyla Diyarbakır, Mardin, Batman, Şanlıurfa, Van, Bitlis, Bingöl, Şırnak ve Adana'da seçimlere bağımsız girecek milletvekili adaylarını tanıttı. Salonun dışına Kürtçe, 'Hoş geldiniz' pankartıyla karşılanan ve aralarında kadınların da bulunduğu partililer, adayların tanıtımı sırasında sık sık tekbir getrdi. Kuran-ı Kerim okunması ve ardından adayların tek tek tanıtılıp öz geçmişlerinin okunmasından sonra söz alan Hüda- Par Genel Başkanı ve Diyarbakır bağımsız milletvekili adayı Zekeriye Yapıcıoğlu, hükümet ve HDP'yi eleştirdi. Türkiye'de ve bölgede bir çok sorun bulunduğunu ancak bölgede siyaset yapanların bu soruna hiç değinmediğini belirten Yapıcıoğlu şunları söyledi: "Çözüm sürecinde kendi parti veya örgütsel çıkarlarına öncelik veriyorlar. Memleketin meselesi nedir diye sorarsanız onlara göre 'Öcalan'a özgürlük' bir başka mesele yok. Neden? Çünkü, 'Öcalan özgürleşirse bütün Kürtler özgürleşecek' diyorlar. Fesuphanallah. Bu memleketin gerçekten bundan başka sorunu yok mu? Yani Öcalan özgürleşirse sorunlar bitmiş mi olacak? Hükümet çözüm sürecini sadece Kürtlerin silahı olanlarının elindeki silahı almak ve çatışmaları bitirmeye indirgedi. İki yıllık çatışmasızlık ortamından sonra da 'Kürt sorunu bitti' dedi. Şu anlamda söylediyse eğer Cumhurbaşkanı, Kürtler sorun değil. Sorun sistemdir. Kürtler sorun değildir. Sistem sorunu 100 yıldır vardır ve devam etmektedir. Eğer siz acilen yeni tamamen sivil insan merkezli ve özgürlükçü bir anayasa yapmazsanız ve bu anayasa halkın değerleriyle barışık olmazsa sistem sorunu da var olmaya devam edecek." YILMAZ: MECLİS'İN İSLAMİ MUHALEFETE İHTİYACI VAR Hüda- Par Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yılmaz ise, ülke siyasetinde daha etkili olabilmek amacıyla Hüda- Par'ın, Meclis'te temsil edilmesi gerektiğine karar verdiklerini söyledi. Hüseyin Yılmaz, "Ülke siyasetinde daha etkili olmak, sorunların aktif rol almak, mazlumların sesini duyurabilmek için partimizin Meclis'te temsil edilmesi gerektiğine karar verdik. Meclis'in İslami bir muhalefete ihtiyacı vardır. İnşallah adaylarımızı sizlerin de desteğiyle Meclis'e gönderirsek tüm zulüm ve haksızlıklara çifte standartlara karşı İslami bir duruşla karşı çıkacak ve fırsat vermeyeceklerdir" dedi. "ÖRGÜTÜN ŞİDDETİNİ ÇÖZMEK KÜRT SORUNUN ÇÖZMEK DEĞİLDİR" Türkiye'deki anayasa ve yasaları eleştiren Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ceberut devlet anlayışının ortaya çıkardığı ve acilen çözülmesi gereken iki önemli mesele var. Bir tanesi İslami yaşamın önündeki engellerin kalkması, diğeri ise Kürt meselesinin adilane ve kardeşçe çözümüdür. Bir daha bu konularda sorun yaşanmaması için her iki mesele de anayasal güvenceye alınarak korunmalıdır. Hüda- Par olarak Kürt meselesini, örgütlerin ideolojik çıkarlarına ve devletlerin milli çıkarlarına kurban edilemeyecek kadar önemli bir mesele olarak görüyoruz. Hükümet, Kürt meselesinin adilane çözümünden ziyade, silahsızlandırma suretiyle örgütün şiddet eylemlerini sonlandırmaya çalışmaktadır. Şurası unutulmasın ki, örgütün şiddet sorununu çözmek, Kürt meselesini çözmek demek değildir." "ÖCALAN, BAYIK VE DEMİRTAŞ'TA YARGILANSIN" Türkiye'de 6- 8 Ekim tarihinde yaşanan Kobani olaylarına da değinen Yılmaz, "Çözüm sürecinin sağladığı imkanlarla alan hakimiyeti kurmaya çalışan örgüt, Kürdistan’daki tüm muhalif yapıları tasfiye etmeyi hedeflemektedir" dedi. Abdullah Öcalan’ın talimatıyla 6-8 Ekim'de birçok ilde rakip görülen kişilere yönelik eylemler gerçekleştirildiğini kaydeden Hüseyin Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "7 Ekim’de örgütün katliamlarına maruz kalan Yasin Börü ve arkadaşlarının katil zanlılarının bir kısmı yakalanıp haklarında iddianame hazırlanmıştır. Fakat bu iddianamede azmettiricilerin adlarına yer verilmemiştir. Yandaş kitlesini sokaklara eylem yapmaya çağıran başta örgüt lideri Öcalan, Cemil Bayık, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır il eş başkanı dahil diğer hedef gösterenlerin de bu iddianameye dahil edilmeleri gerekirdi. Bu katliamda örgüt ne kadar suçlu ise, olaylara müdahale etmeyen devletin kolluk güçleri de o kadar suçludur. Halkı koruma görevini yapmayan görevlilerin de tespit edilip haklarında yasal işlem yapılması gerekirdi." Hüseyin Yılmaz, bölgeye barışın gelmesinin yolunun Kürtlerin kendi iç barışını sağlamasından geçtiğine inandıklarını belirtirken de "Kendi iç barışlarını sağlayamayanların diğer kavimlerle yaptıkları barışlar kalıcı olamaz. Bu nedenle Kürdistandaki ihtilafların, kavgaların ve çatışmaların son bulması elzemdir. Kürtlerin farklı siyasi kesimleri bir arada yaşama kültürünü geliştirmek zorundadırlar. Kürtler arası ihtilafları sonlandırarak, iç barışı sağlamak öncelikli hedeflerimizdendir" diye konuştu.
Editör: TE Bilisim