Türkiye'de menopoza girme yaşının ortalama 47-49 civarında olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Pulatoğlu, “Menopozda temel sorun östrojenin azalmasıdır. Bu nedenle soya fasulyesi, nohut, mercimek, keten tohumu gibi gıdalar menopoz şikâyetlerinin azalmasında faydalı olabilir” dedi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2030 yılında 50 yaş üzeri kadınların sayısı 1,2 milyarın üzerine çıkacak ve bu kadınların hemen hemen hepsinde menopoz doğal bir süreç olarak görülecek. Medical Park Gaziosmanpaşa Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Pulatoğlu, Türkiye’de menopoza girme yaşının ortalama 47-49 civarında olduğunu belirterek, “Menopozdan kaçılmaz, ancak etkilerinden korunmak mümkündür. Menopozda temel sorun östrojenin azalmasıdır. Bu nedenle soya fasulyesi, nohut, mercimek, keten tohumu gibi fitoöstrojen bakımından zengin gıdalar menopoz şikâyetlerinin azalmasında faydalı olabilir” dedi. 47-49 YAŞ ARASINDA GÖRÜLÜYOR 1 yıl boyunca hiç adet görmemiş bir kadının menopoza girmiş kabul edildiğini kaydeden İstinye Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Pulatoğlu, “Menopoz belirtileri arasında adet düzenin bozulması, ateş basmaları, terleme, vajinal kuruluk ve duygu durumunda ani değişimler sayılabilir. Bu saydığımız belirtilerden herhangi birinden yakınan kadınların gerekli tetkikleri yaptırmak üzere kadın hastalıkları uzmanına başvurması gerekir. Ülkemizde ortalama menopoza girme yaşı 47-49 yaş civarında olsa da 45-55 yaş arası menopoza girmek de normal kabul edilebilir. 45 yaşından önce adetin kesilmesi ise erken menopoz olarak değerlendirilebilir. Genetik faktörler, sigara, GDO'lu gıdalar ve radyasyon erken menopoz nedenleri arasındadır” diye konuştu. “Menopoz bir hastalık olmamasına karşın yaşam kalitesini düşürecek bazı değişikliklere yol açması sebebiyle toplumda kadın hayatının kötü bir dönemi olarak algılanır” diyen Dr. Pulatoğlu, “Bu algıyı yıkmak için kadınların menopoz dönemini rahat geçirmelerini sağlayacak yaşam tarzı değişiklikleri ve gerektiğinde medikal tedaviler uygulanabilir. Her kadında farklı şiddette ve çeşitlilikte semptomlar verdiği için kişinin şikâyetlerine göre önerilerde bulunulur” ifadelerini kullandı. AŞIRI ÇAY-KAHVEDEN UZAK DURUN Menopozda temel sorunun yumurtlamanın bitmesi sonucu kadınlık hormonu denilen östrojenin azalması olduğunu söyleyen Dr. Pulatoğlu, beslenmenin önemini belirterek şu tavsiyelerde bulundu: “Soya fasülyesi, nohut, mercimek, keten tohumu gibi fitoöstrojen bakımından zengin gıdalardır. Bunları tüketmek, meyve ve sebze ağırlıklı beslenmek menopoz şikâyetlerinin azalmasında faydalı olabilir. Ayrıca menopoz döneminde kadınlarda kemik erimesi riski arttığından kemikler için kalsiyum ve D vitamini takviyeleri başlanabilir. Ateş basmaları ve libido açısından E vitamini, kalp-damar sağlığı için balık yağı destekleri alınabilir. Bu dönemde aşırı çay veya kahve tüketmemek, bol su içmek gerekir. Yılan otu, ginseng, yeşil çay gibi bitki çayları içilebilir. Hem yavaşlayan metabolizmanın etkisi ile kilo almayı engellemek hem de kemik sağlığını korumak için egzersiz yapmak da önemlidir.” CİNSELLİK SORUN OLUYORSA Menopoz dönemindeki bir diğer sorun da cinsel isteksizlik, vajinal kuruluk ve kaslarda elastikiyet kaybı sonucunda ortaya çıkan ağrılı cinsel ilişkidir. Dr. Pulatoğlu, vajinal yolla uygulanabilecek ovül veya kremlerle bu şikâyetlerin azaltılabileceğini de belirtti. Bütün bu alınan önlemlere rağmen hastanın şikâyetleri gerilemezse vücutta eksilen östrojenin yerine konması amacıyla hormon replasman tedavisi uygulanabileceğini kaydeden Dr. Pulatoğlu, “Ağızdan haplar, cilde yapıştırılan bantlar veya vajinal yoldan tedaviler uygulanabilir. Kalp ve yüksek tansiyon hastalarında, karaciğer fonksiyon testleri bozuk kişilerde, kanda pıhtılaşma eğilimi olanlarda dikkat edilmesi ve hormon replasman tedavisi alan kadınları meme hastalıkları açısından düzenli takip edilmesi gerektiği de akılda tutulmalıdır. Yıllık jinekolojik muayene aksatılmamalı gerektiğinde smear, mamografi ve kemik dansitometri taramaları yapılmalıdır” uyarısında bulundu.
Editör: TE Bilisim