Nasrüddevle zamanında 1046 sonlarında Âmid’e gelen Nâsır-ı Hüsrev, şehrin yekpâre bir kaya üzerinde kurulduğunu, çevresinde kara taştan sur bulunduğunu, kale kapılarından doğudakine Dicle, batıdakine Rum, kuzeyindekine Ermeni, güneyindekine de Tel Kapısı adı verildiğini, şehrin ortasında nereden geldiği bilinmeyen bir su olduğunu belirtti. Hüsrev, Ulucami ve surlar, bunların yüksekliği ve genişliği hakkında bilgi verdiğini açıkladı. Aynı tarihlerde Nasrüddevle, Doğu Anadolu’ya akınlar yapan Tuğrul Bey’in tâbiiyetini kabul etti ve bölgeye Türkmen reislerinden bazıları yerleştirildi. Âmid Kalesi’ne de Türk muhafızlar konuldu. Nasrüddevle’nin 1061’de ölümü üzerine iki oğlundan büyüğü Saîd Âmid’e, küçüğü Nizâmüddevle Nasr Meyyâfârikīn’a hâkim olmuş. Fakat 1070’te Sultan Alparslan Âmid’e geldiğinde ikisi birlikte onu karşılayarak itaat arz etmişlerdi. 1084’te Melikşah, Fahrüddevle Muhammed b. Cehîr’i Diyarbekir’in zaptı ile görevlendirdi; bir süre kuşatmadan sonra kendisi Meyyâfârikīn üzerine yürüyen Fahrüddevle’nin oğlu Zaîmürrüesâ Ebü’l-Kāsım kaleyi ve şehri Mayıs 1085’te aldı. Fahrüddevle Melikşah tarafından Diyarbekir valiliğine getirildi. Bölgedeki kale ve şehirler Türkmen emîrlerine, boy ve oymaklarına iktâ edildi. Selçuklular’ın ilk devirlerinde Âmid’de idarecilik yapan kişilerin isimlerine kale kitâbelerinde ve Ulucami’de rastlanmaktadır. Melikşah’ın ölümünden sonra Mervânîler’den Nâsırüddevle Mansûr 1093 Nisan ayında şehri ele geçirmeye teşebbüs ettiyse de başarılı olamayarak Diyârırebîa’ya kaçtı ve orada vefat etti; naaşı Âmid’e getirilip hanımının yaptırdığı türbeye gömüldü. 1095’te Âmid Türk emîrlerinden Sadr’a verildi. Onun kısa bir süre sonra ölümü üzerine kardeşi İnal bu şehre emîr tayin edildi ve 1183’e kadar buraya Emîr Bey Âmid’i idaresi altına almıştır. 1507’de Şah İsmâil’in Dulkadıroğlu Alâüddevle Bey üzerine yaptığı sefer sırasında Emîr Bey Şah İsmâil’e itaatini sunarak idaresi altındaki yerleri ona teslim etti. Safevî hükümdarı da Diyarbekir valiliğini Ustaclu Muhammed Han’a verdi. Ancak onun Âmid şehrine girmesi iki sene sonra gerçekleşebildi; çünkü şehrin idaresi daha önce ağabeyi Emîr Bey tarafından kendisine bırakılmış olan Kayıtmaz burayı terketmedi. 1510’da Alâüddevle Bey’in Âmid’i ele geçirme teşebbüsleri ise Ustaclu Muhammed Han’a yenilmesiyle sonuçsuz kaldı. 23 Ağustos 1514 Çaldıran Savaşı’nda Safevîler’in yenilmesi, muharebe sırasında yöre valisi Ustaclu Muhammed Han’ın ölmesi, meşhur tarihçi İdrîs-i Bitlisî’nin Doğu Anadolu’daki faaliyetleri sonucu yöredeki Sünnî beylik ve aşiretlerin birer birer Osmanlı tâbiiyetini kabul etmeleri üzerine Âmid ahalisi de ayaklanarak şehirdeki Safevî kuvvetlerinin bir kısmını öldürdü, bir kısmını da şehirden çıkardı.
Editör: TE Bilisim