Halk Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim’e biatını bildirdi. Bu olay üzerine Âmid bir yıl kadar Safevî kumandanlarından Kara Han tarafından kuşatıldı. Şehre Osmanlılar, dergâh-ı ali müteferrikalarından aslen Âmidli olan Yiğit Ahmed kumandasında takviye gönderdiler. Fakat şehir ancak Bıyıklı Mehmed Paşa ve Rum Beylerbeyi Şadi Paşa idaresindeki esas Osmanlı birliklerinin yetişmesi üzerine kurtarılabildi. Kara Han’ın kuşatmayı kaldırarak Mardin istikametine çekilmesiyle 10 Eylül 1515’te şehir Osmanlı idaresine girmiş oldu. Osmanlı idaresine girdikten hemen sonra yapılan tahrire göre 1518’de şehir dört kapı ve bunlara göre adlandırılmış dört mahalleye (Bâb-ı Mardin, Bâb-ı Rûm, Bâb-ı Cebel ve Bâbü’l-Mâ) sahipti. Bu mahallelerde 1220 müslüman, 1093 gayri müslim aile ile (hâne) 237 vergi mükellefi mücerred (bekâr) oturmaktaydı. Mahallelerden en kalabalığı Bâbü’l-Mâ adını taşıyanıydı ve burada gayri müslimler çoğunluktaydı. Aralarında yirmi sekiz hâne, üç mücerred nüfusa sahip küçük bir Yahudi grubu da yer alıyordu. Şehrin nüfusunun yüzde 54’ünü müslümanlar teşkil etmekteydi. Aynı tarihte şehirde bir darphâne, bir kirişhâne, birer de boyahâne, macunhâne, tabakhâne, bozahâne ve başhâne bulunuyordu. Şehirdeki boyahânenin yıllık gelirinin 150.000 akçe olması, şehirde dokumacılığın ne kadar ileri gitmiş olduğunu gösterir. Bu gelir 1568’de 213 bin 617 akçeye yükselmiştir. Ayrıca Diyarbekir beylerbeyiliğine bağlı pek çok yerde de boyahâneler vardı. Diyarbekir’in bilhassa kırmızı kök boya ile boyanmış iplikleri meşhurdu. 1540 tarihli Tahrir Defteri’ne göre Âmid’in nüfusunda büyük bir artış olmuş, müslüman nüfusun yüzde13 oranında artmasına karşılık gayri müslim nüfustaki artış nisbeti yüzde 95’e ulaşmıştı. Bunun sebebinin Hazro, Sason, Atak, Genç, Muş, Eğil, Hısnıkeyfâ gibi yerlerden şehre göçler ve yerleşmeler olmasıdır. Buralardan gelen gayri müslimler cemaatler halinde birer kiliseye bağlı olarak kaydedilmiştir. Bunlar yirmi altı cemaat teşkil etmişler, Yahudiler de Nastûrî kilisesine mensup olarak gösterilmişlerdir. Bu tarihte şehirde 42 müslüman mahallesi vardı. Bunlar adlarını Câmi-i Kebîr ile birer Akkoyunlu eseri olan Şeyh Matar Camii’nden, Hacı Abdurrahman, Hoca Ahmed, İbrâhim Bey gibi mescidlerden almışlardır. Diğer bir mahallenin ismi Balıklı Tekke’dir. Bu tekkenin Uzun Hasan Bey’e ait bir zâviye olduğu bir belgede belirtilmektedir. Burada artık sur kapılarına göre adlandırılmış mahalle isimlerine rastlanmamaktadır. En kalabalık mahalleler Câmi-i Kebîr ve Hoca Ahmed mahalleleridir. 1540’ta kapanan darphâne 1575’te tekrar açılmıştır. 15 Eylül 1548’de Kara Âmid’e gelen Fransız seyyahı Chesneau’nun şehrin nüfusunun ekseriyetinin Ermeni ve Yakubi olduğunu söylemesi, hıristiyan nüfusun çevreden vuku bulan göçlerinden kaynaklanmış olmalıdır.
Editör: TE Bilisim