Öyle insanlar vardır ki sürekli gülerler ve neşelidirler.  Her haliyle insanları eğlendirebilirler. insanlar onu şirin görür. O kişiler, karşısındaki insanları yaptıkları yanlışlarından dolayı incitmek istemezler. Peki bu insanlar bunu nasıl başarabiliyorlar. Bu gücü nasıl alıyorlar bir düşünmek lazım. İşte bu tarz yaşayamaya alışmış olan insanların bir de öteki yüzleri vardır. Sıkıntılarının, dertlerinin, yaşam içindeki gerçek sorunlarının olduğu öteki yüzleri... Canları önemli konulara sıkıldığında sıkıntılarını atamadıkları, kendilerine ait olan sorunlarını çözemediklerinde dışarıya yansıtmadığı yüzleri... Bu insanlar aslında dışarıya karşı güçlüdürler ve güçlü olmayı öğrenmişlerdir. Kendi iç dünyalarında ne yaşarlarsa yaşasınlar, sorunlarını dışarıya hiçbir şekilde yansıtmazlar. Daha doğrusu yansıtmak istemezler. Yanında bulunduğu arkadaşlarına, içlerindeki durumlarını anlatmazlar. Bilirler ki, kendilerini anlayanlar sadece kendileridir. Bilirler ki sırrını en yakın arkadaşına söylerse herkes duyabilir. Bu inançla yürürler yollarında. Bu insanların psikolojileri diğer insanlardan farklıdır. Çünkü bu insanlar kendi iç yaşayışlarını, başkalarından rahatlıkla saklayabilirler ve dışarıya kendi yaşadıklarını yansıtmazlar. Öteki yüz dediğim zaman burada kötü anlamda söylemiyorum. Öteki yüz dediğim zaman, bir insanın içinde yaşadığı problemleri ile dışarıya yansıttığı hali arasındaki farktır aslında. Öteki yüz, kendi evinde yaşadığı sıkıntılarının ve gerçek yaşamda yaşadığı sorunlarının dışarıya yansıtmamasıdır. Örneğin bir insanın maddi sorunları olabilir veya bir insan aşık olabilir, ama karşısındakine bu sorununu anlatmaz ve ya aşık olduğu insana sevdiğini söylemez. Maddi sorunlarını çözebilmek için herhangi birinden yardım isteyemez. Kendi çözüm noktalarını belirler ve sorunlarını bir şekilde çözmeye çalışır. Her ne sorun yaşanırsa yaşansın, kötü olan sorunlarını, kişi kendi haliyle güzelliğe çevirebilir. Bu insanlar aslında yaşamlarında güçlüdürler. Güçlü olmayı öğrenmişlerdir. Polyannacılığı oynarlar. Polyannacılık, kişilerin gerçek iç yaşamlarında,  üzülse, kızsa, birine dargın olsa bile, her zaman dünyaya gülen yüzle bakarlar. Bu dünyada polyannacılık oynamak doğru mudur bilmem. Bunu yapan kişilere sormak lazım. Fakat bir gerçek vardır ki, insanların sıkıntıları ile dışarıda göründüğü hali aynı olmayabilir. Bizler dünya üzerinde yaşarken güçlü olmayı öğreniyoruz. Biz öğrenmesek bile, hayat bize güçlü olmayı öğretebiliyor. En önemli güç de dünyaya gülen yüzle bakmaktır.
Editör: TE Bilisim