İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD’nin çok taraflı nükleer anlaşmadan geri çekildiklerini ilan ettiğini belirterek, “Bu Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyinin desteklediği bir anlaşmaydı. Bu tek taraflı çekiliş, bunun yanında başka anlaşmalardan da çekilmenin yanı sıra özellikle yeni Amerikan idaresinin bize getirdiği tehdidi ortaya koyuyor” dedi. İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı İstanbul Kongre Merkezi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmayla başladı. Toplantı kapsamında söz almak isteyen liderler konuşma yaptı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, “Bugün 70 yıllık bir soykırımın son noktalarını yaşıyoruz. Dünyanın gözyaşlarının önünde uluslararası topluluğu insan onurunu yıkarak ve aynı zamanda tüm küresel değerleri aşağılayarak tehdit ediyorlar. Bir taraftan yüzbinlerce masum en temel insan haklarından mahrum olarak yaşamaya mahkum ediliyor. Bu demokrasi adı altında ifade edilen bir uygulama. Batı ülkeleri ise işgal kuvvetlerinin işgalini gerekçelendirmeye çalışıyorlar. Bu konuda Amerikan idaresi büyükelçiliğini kutsal topraklara taşımaya karar veriyor ve taşıyor. Uluslararası kararları ihlal eden bu keyfi hareket Siyonist rejimin bir başka cinayeti daha işlemesinin sonucunu beraberinde getiriyor. Beyaz Saray bu anlamda uluslararası düzeni ihlal etmeyi herhangi bir şekilde utanmadan gerçekleştireceğini bize gösterdi. Büyükelçiliğini taşınmasında birkaç gün önce Amerikan Başkanı küresel güvenliği bir başka tehdit etti. Uluslararası anlaşmaların ihlal edilebileceğini bir kez daha gösterdi. Çok taraflı nükleer anlaşmadan geri çekildiklerini ilan etti. Bu Birleşmiş Millet Güvenlik Konseyinin desteklediği bir anlaşmaydı. Bu tek taraflı çekiliş, bunun yanında başka anlaşmalardan da çekilmenin yanı sıra özellikle yeni Amerikan idaresinin bize getirdiği tehdidin boyutlarını net bir biçimde ortaya koyuyor. Küresel anlamda barışa ve güvenliğe ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu bir kez daha görmüş olduk. Kara Pazartesi’de yaşanan direnç Filistin’deki yeni neslin kendi haklarının bilincinde olduğunu bize gösterdi. Hiçbir şekilde bun terk etmeyeceğini ve bununla ilgili pazarlık etmeyeceğini gösterdi. Bu nesil burada işgal kuvvetlerinin vahşi hareketlerine karşı direnebileceğimizi ayakta durabileceğimizi gösterdi. Bu bütün dünyaya günlerden sonra Müslüman İslam’ın doğuşunda düşmanlarına nasıl direndilerse Filistinlilerde aynı şekilde bu haklarını koruyabileceklerini, buna karşı direneceklerini gösterdiler. Bu direnç aynı zamanda bir ümit yeşertti. Şuanda Filistin’deki direnç oradaki kadınlara ve erkeklere ait değil. Aynı zamanda dünyanın her çapında özgürlük savaşçısı olan herkesin bilincinin uyandığını görüyoruz” dedi. “Siyonist rejimin kullandığı nükleer silahların uluslararası barışa tehlike getirdiğini düşünüyoruz” İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısıyla İslam dünyasının işgaller karşısında nasıl bir araya geldiğini ortaya koyulduğunu söyleyen İran Cumhurbaşkanı Ruhani, “Burada Siyonist düşmanı bir kez ve son kez İslam dünyasının ve ümmetin işgallere karşı nasıl bir araya gelebileceğimizi gösteriyoruz. Bu anlamda bir direnç hareketini ortaya çıkartmak için bir araya geldik. Tekrar ve tekrar direnç mesajını tekrarladık. Siyonistler bu çerçevede başkalarının fısıltılarını baskı altına almış olmasalardı ve bunu güçlü bir şekilde korumaya çalışmış olmasaydık. Bu vahşi saldırıya karşı direnmeseydik. İsrail burada bir grup birleşmiş olduğunu anlamasaydı bu tür suçu özgürce gerçekleştiremezdi. Şu önerilerimi sunmak istiyorum. Birleşmiş Milletlerin özel bir oturum gerçekleştirmesini ve Amerika'nın almış olduğu yasadışı kararı Siyonist rejimin işlediği suçların burada değerlendirilmesini öneriyoruz. Uzmanlardan oluşan bir grup bir araya gelip yasal siyasi ve ekonomik uzmanların bir araya geldiği toplantıyla çözümlerin ortaya çıkarılabileceğini umut ediyoruz. Yeni yasadışı kararların alınmasını bu anlamda önlemiş oluruz. Uygun siyasi, ekonomik ve ticaret önlemlerinin alınmasını gerektiğini düşünüyoruz. Müslüman hükümetlerin ve dünyanın özgürlükçü bütün hükümetlerin siyasi ve ekonomik ilişkilerini gözden geçirmesini öneriyoruz. Bütün bağlantılarını kesmesini öneriyoruz. Siyonist şirketlerin mallarına ve hizmetlerine yaptırım uygulanmasını öneriyoruz. Bu çerçevede Trump’ın almış olduğu yıkıcı kararında karşısında durmuş olacağız. Kolektif bir biçimde hareket edebilmemiz için insani yardım için mekanizmaların geliştirilmesi gerekiyor. Siyonist rejimin kullanmış olduğu nükleer silahın uluslararası barışa tehlike getirdiği düşünüyoruz. Özellikle Batı Asya bölgesinde bu bölgenin nükleer silahlardan arındırılmasının daha önce, İran tarafından önerilen bu teklifin gündemin ilk sıralarına taşınmasını ve İslam ülkelerinin bunu değerlendirmesini istiyoruz. Tek taraflı Ramazan ayının son Cuma Gününü Filistin halkının desteklenmesini ve İsrail’in işlediği suçlara yönelik bir gün olarak istiyoruz. Biz bu çerçevede birlikte hareket edebilirsek, birlikte faaliyet içinde olabilirsek, birlikte katkı da bulunabilirsek bölgeyi oluşturabiliriz. Gereksiz savaşlardan bölgemizi koruyabiliriz. Onlara karşı direnebiliriz. Engin ve hassas Ortadoğu’yu daha geniş anlamıyla bu bölgeyle özellikle dinlerin beşiği haline getirebilir ve bunu sürdürebiliriz” diye konuştu.
Editör: TE Bilisim