SETA Vakfı'nın hazırladığı 'Uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye uzantıları' adlı raporunda yer alan ifadelere gazeteciler ve gazetecilik örgütleri tarafından tepki geldi. Merkezi Ankara’da bulunan ve kendisini kar amacı gütmeyen düşünce kuruluşu olarak tanıtan SETA Vakfı’nın hazırladığı raporda gazetecilerin yaptıkları haberler ve bunlarla ilgili yorumlara yer verildi. Gazetecilerin paylaştıkları sosyal medya gönderileri ve çalıştıkları uluslararası medya kuruluşlarının isimleri kullanılarak hazırlanan rapora gazetecilerden tepki yağdı. Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin (ÇGD) tepkisinde SETA’nın raporu için ‘fişleme belgesi’ ifadesi kullanıldı. ÇGD’den yapılan açıklama şöyle: “Gazetecilerin, gazetecilik yapmalarına dahi tahammül edemeyen, tüm gazetecileri belli kalıpta görmeyi hedef edinen, gazetecileri toplumun bir kesimine hedef göstermekten çekinmeyen SETA’nın fişleme belgesi, tarihimizde kara lekelerden biri olarak anılacaktır. Türkiye’nin yeni ‘medya andıcı’ olarak gördüğümüz bu fişleme belgesini hazırlayan zihniyeti kınıyor, tüm meslektaşlarımızı basın ve kişisel özgürlüklerimize yapılan bu saldırıya karşı durmaya ve hukuki haklarını kullanmaya davet ediyoruz.” GGC’den rapora tepki Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nin SETA’ya tepkisi ise”Raporun satır aralarında meslektaşlarımıza yönelik olumsuz algı yaratılmaya çalışıldığı, yabancı medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin isim isim, çalıştıkları kurumlar, yaşadıkları yerler de açıkça belirtilerek, hedef gösterildiği ve fişlendiği açıktır” şeklinde oldu. Cemiyet tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nca (SETA) 6 Temmuz 2019 günü 'Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları' adı altında bir rapor yayımlanmıştır. SETA'nın "rapor" adı altında yayımladığı ve "andıç" belgesini anımsatan bu belge ile bir çok yayın kuruluşu ve meslektaşımız açıkça fişlenmiş, hedef gösterilmiştir. Bu raporla neyin amaçlandığı izaha muhtaç bir durumdur. Raporun satır aralarında meslektaşlarımıza yönelik olumsuz algı yaratılmaya çalışıldığı, yabancı medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin isim isim, çalıştıkları kurumlar, yaşadıkları yerler de açıkça belirtilerek, hedef gösterildiği ve fişlendiği açıktır. Meslektaşlarımız hakkında etik sınırların dışında, herhangi bir araştırmaya dayanmayan, tamamen sosyal medya hesaplarından alınan ekran görüntüleri ile niyet okuma yöntemiyle hazırlanan bu belge, bir zamanların internet andıcı belgesini anımsatmaktadır. Daha fazla düşünce özgürlüğü için yargı reformlarının konuşulduğu bir dönemde bu rapor Türkiye demokrasisine, basın ve ifade özgürlüğüne ağır bir darbe niteliğindedir. Araştırma Vakfı iddiasında olan SETA'nın, gazetecileri fişlemek yerine bu kadar nitelikli gazetecinin neden yabancı medya kurumlarında çalışmak zorunda kaldıklarını veya yabancı medyanın okunma ve izlenme düzeyinin neden bu kadar yüksek olduğunu araştırmasının, toplumumuza daha faydalı olacağını düşünmekteyiz. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti olarak; aralarında üyelerimizin de bulunduğu meslektaşlarımız hakkında olumsuz algı yaratan; aralarında TRT’nin de bulunduğu bazı basın kuruluşları hükümete muhalif ve hatta meslektaşlarımızı bazı odaklara hedef göstermekten başka bir maksadı olmayan bu raporun geri çekilmesi ve raporda ismi geçen gazetecilerden özür dilenmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Belgede ismi geçen meslektaşlarımızın karşılaşacağı herhangi bir olumsuzluğun tüm sorumluluğunun, arkadaşlarımızı fişleyen ve hedef gösteren SETA Vakfı'nda olacağını kamuoyunun bilgilerine sunarız.” CHP'den rapora tepki CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de SETA'ya tepki gösterek raporun dili ve içeriğinin en hafif tabirle basın mensuplarını hedef gösterici bir mahiyette olduğunu belirtti. Tekin, “Bir vakfın bu şekilde bir rapor hazırlaması da basın özgürlüğünü kısıtlayıcı, otosansür mekanizmasını zorlayan anti demokratik bir adımdır. Basın özgürlüğü düşünce ve ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğu gibi, temelde bir kamu denetim aracıdır. Basın mensuplarını çalıştıkları iş yerleri üzerinden baskı altına almaya çalışmak önce basın özgürlüğüne sonra halkın haber alma hakkına yönelik saldırıdır” dedi. Öte yandan gazetecileri fişleme niteliği taşıyan SETA'nın ABD'de bir şubesi bulunduğu ve bu şubesine Ankara'dan toplanan bağışlarla ödeme yapıldığı ve bağışlarla toplanan miktarın 1 milyon 125 bin dolar olduğu ileri sürüldü. SETA'nın raporuna çok sayıda gazeteci ve basın örgütü tepki gösterdi.İşte o rapor Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” başlığıyla yayımladığı raporda gazetecileri fişleme niteliği taşıyan izleme paylaşımlarını bir araya getirerek yayımladı. Raporda, BBC Türkçe, DW Türkçe, Amerika’nın Sesi, Sputnik Türkiye, Euronews Türkçe, Independent Türkiye ve CRI Türk (Çin Uluslararası Radyosu) çalışanlarının özgeçmişleri ve daha önce çalıştıkları kurumlar listelenirken, gazeteciler “mesleki kriterler”le ilgisi olmayan ölçütlerle yargılandı, “basın/ifade özgürlüğü”ne vurgu yapan sosyal medya paylaşımları üzerinde bile kuşku yaratmaya yönelik ifadeler kullanıldı. İsmail Çağlar, Kevser Hülya Akdemir ve Seca Toker imzalı 196 sayfalık raporda, ‘inceleme’ altına alınan medya kuruluşları ve gazetecilerin, “Türkiye için kritik olaylardaki tavrının ölçülmeye çalışıldığı” iddia edildi. Dış basını inceleme iddiasıyla hazırlanan raporda, adı geçen kurumlarda çalışan tüm gazetecilerin özgeçmişleri, sosyal medya etkileşimleri ve daha önce çalıştıkları kurumlar yer aldı. Ayrıca, gazetelerin yayın politikalarının eleştirildiği raporda, bu kurumlar “algı çalışması yürütmekle” suçlandı. Raporda, gazetecilerin Twitter paylaşımları için “Daha çok hangi yayın kuruluşlarını paylaştıkları ve siyasi bir tavır ortaya koyup koymadıkları mercek altına alınmıştır. Bu noktada BBC Türkçe, DW Türkçe, Amerika’nın Sesi, Sputnik Türkiye ve Euronews Türkçe çalışanlarının eski çalıştıkları kurumlarla sosyal medya paylaşımlarında öne çıkardıkları kurumlar arasında bir paralellik olduğu ve mecraların Türkiye’nin Kemalist sol ve seküler merkez medyasına ait gazeteler etrafında birleştiği görülmüştür. Bu bağlamda adı geçen medya organlarının yayın ilkeleriyle çelişecek şekilde tek sesli bir yayın diline sahip oldukları söylenebilir” yorumunda bulunuldu. Gazetecilerin Twitter hesaplarından retweet yaptıkları paylaşımlara da yer verilen raporda birden çok kez “BirGün, T24, Bianet, Evrensel, Cumhuriyet, Diken, DW Türkçe ve Sınır Tanımayan Gazeteciler gibi hükümet karşıtı söylemleriyle ön plana çıkan mecraların haberlerine yer verdiği görülmektedir” ifadesi kullanıldı. Gazetelerde yayımlanan ve hükümeti eleştiren içerik barındıran haberlerin de eleştirildiği raporda “HDP’li milletvekillerinin terör örgütüyle bağlantısı ve daha önce devletin terörle mücadelesi hakkında bölge halkında tepkiye neden olacak yalan ve spekülatif haberler aktardıkları defalarca kanıtlanmış olsa da BBC Türkçe HDP milletvekillerine güvenilir haber kaynağı muamelesi yapmıştır” gibi ifadeler yer aldı. Raporun son bölümünde “Uluslararası Medya Kuruluşlarına Öneriler” başlıklı bölümde “Mecraların yayın ilkelerinde çalışanlarının siyasi kimliğini belli edecek kamusal paylaşımlarda bulunmaması kuralı yer alırken bu kurala uymayan birçok çalışan olduğu görülmüştür. Medya aracının çalışanlarını bu noktada denetlemesi ve haber diline siyasi kimliğinin yansımamasına özen göstermesi gerekmektedir” denildi. Raporda ayrıca “Global mecraların Türkiye uzantıları bağlı oldukları ana kademe tarafından denetlenmelidir. Zira zaman zaman medya organının ana haber birimiyle Türkiye uzantısının farklı haber politikaları takip etmesi söz konusu olabilmektedir” görüşü kaydedildi. “Türkiye’nin uluslararası kamu yayıncılığını yürüten TRT World gibi başarılı örneklerin sayısı artırılmalıdır” önerisinde bulunulan raporda “Türkiye’de yayın yapan yabancı medya kuruluşlarının güvenilirliği ve tarafsızlığı takip edilip kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bu maksatla bir yayın takip ve raporlama oluşumu kurulmalıdır. Medyanın tabiatı gereği oluşumun devlet tarafından kurulması isabetli olmayacaktır. Sivil toplumun kuracağı bu oluşum desteklenmeli ve teşvik edilmelidir” denildi.
Editör: TE Bilisim