Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tuzla Tersanesi’nde Test ve Eğitim Gemisi Ufuk (A-591)’un denize indiriliş töreninde yaptığı konuşmada, "Suriye'nin kuzeyinde etnik temizlik faaliyeti yürüten PYD, YPG katillerinin elinde müttefiklerimizin bombaları var" dedi. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun Sakarya'daki tank palet fabrikası ile ilgili iddialarına sert tepki göstererek, "Tank palet fabrikamızın satılması yani mülkiyetinin devri asla söz konusu değildir" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Tuzla Tersanesi'nde Test ve Eğitim Gemisi Ufuk (A-591)'un denize indiriliş törenine katıldı. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Savunma Bakanı Hulis Akar, ve çok sayıda davetli katıldı. Tuzla Tersanesi'nin Türkiye'nin iftihar kaynaklarından biri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Burada Türkiye'nin gemicilik alanında kalkınma hamlesine öncülük ediliyor. Bugün Türkiye gemi inşaası, tamiri, bakımı,onarımı ile Akdeniz'in lider ülkelerinden biridir. Türkiye kendi ihtiyaçları yanında Norveç,İngiltere, Hollanda ,Fransa , Almanya ve İtalya gibi pek çok pek çok gelişmiş ülke için gemiler inşa ediyor.Sadece Tuzla Tersanesi'nde Son 16 yılda 2 bin geminin tamiri ve onarımı yenilenmesi gerçekleşmiştir. Bir dönem krizlerle, belirsizliklerle boğuşan tersanelerimizin bu seviyelere ulaşması ülkemiz ekonomisi adına çok çok önemlidir. Müteşebbislerimiz cesareti, işçi kardeşlerimizin emekleri, devletimizin de teşvikleri ile Türk gemi sanayii üzerindeki ölü toprağı silkeleyip yeniden şaha kalkmıştır" dedi. Çıtayı daha da yükselteceklerini de söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gemi üretimi ve tamiri alanında Türkiye'yi dünyanın lider ülkelerinden biri yapacağız. Bugün denize indirdiğimiz Ufuk ülkemizi liderliğe taşıma irademizin en somut göstergesi. Beşinci gemimiz ufuk korvetini de denize indirmenin mutluluğunu yaşıyoruz .MİLGEM projesinin kritik halkalarında birini daha hayata geçiriyoruz. 99, 5 metre tam boy 14.4 metre azami 2400 ton deplasmanı ile ufuk korveti alanında lider olmaya namzet bir gemi. 10 tonluk bir helikopter için gerekli platforma sahip. Milli imkan ve kabiliyetlerle üretilen ülkemizin ilk istihbarat gemisi olan ufuk korvetiyle kavuşmuş olduk. Ufuk korveti ağır iklim ve deniz şartlarını 45 gün boyuncu kesintisiz seyir özelliğine sahip. Milli güvenliğimize tehdit unsurları anında tespit edecektir. Sinyal istihbaratının çok önemli olduğu bu dönemde Ufuk korvetin çok büyük boşluğu dolduracağına inanıyorum. Bu korvet Türkiye'nin denizlerdeki duyan kulağı olacak" dedi. Türkiye'nin istihbaratta çok güçlü bir konumda olmasının şart olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye kaynaklı tehditler, doğu Akdeniz ve Ege kaynaklı gelişmeler bu ihtiyacı acil hale gelmiştir. Sahada varlık gösteremeyen, masada kendine yer bulamaz. Hem terörle mücadele hem de Suriye'den ülkemize yönelik tehditlerin bertaraf edilmesinde bu gerçek kendine defalarca göstermiştir.Türkiye milli güvenlik hususlarında başkaların bel bağladığı her zaman hüsrana uğramıştır. Türkiye kendi hedefleri öncelikleri ve çıkarları için adım atmışsak başarılı olmuşuzdur. Bugün PKK terör örgütü tarihinin en büyük hezimetini yaşıyorsa terörle mücadelemizin kendi imkanlarımızla yürütülmesidir. Bir diğeri de 30 yıllık terörle mücadelede yaşanan köklü paradigma değişikliğidir. 2015'ten itibaren tehdidin sınırlarımızın içinde yok edilmesinden teröründe kaynağında yok etme ve terörün kaynağında yok etmek stratejisine geçtik. Yılın belli bölümlerinde operasyon yapmaktan, kesintisiz operasyon stratejisine geçtik. Yaz kış 365 gün boyunca operasyon gerçekleştiriyoruz" dedi. İHA ve SİHA'ların sayısının arttırıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sınır güvenliğimiz tahkim ederek teröristlerin Suriye, Irak ve İran'nan sızmasının önüne geçtik "dedi. Son üç yılda terör örgütlerine karşı büyük başarı elde edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, " Ülkemizin bugünlere gelmesi elbette kolay olmamıştır . Silah ve mühimmat , askeri , teçhizatta dışa bağımlılığını acısını çok çekmiştir. 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatında ambargolar baskılar tehditler ve şantajlar milletimizin hafızasında derin izler bırakmıştır. Bu dönemde Türkiye parasını peşin ödediği uçağı alamamıştır. 3 sene boyunca Amerika patentli hiçbir silahı , yedek parçanın ,cephanenin ülkemize satışına müsaade edilmemiştir. Türk Savunma sanayine yönelik kuşatma hiçbir zaman kaldırılmamıştır. Türkiye'nin milli menfaatlerine yönelik her hamlesi farklı bahaneler üretilerek sabote edilmiştir. Bugün müttefiklerimizle yaşadığımız en küçük anlaşmazlıkta silah alım anlaşmalarımızın gündeme taşındığını görüyoruz. Konu ülkemiz olunca kırk dereden su getiriyorlar. Dünyanın eli kanlı teröristeler silah desteği verenler, mesele Türkiye olunca akla hayale gelmedik engeller, üretiyorlar. DEAŞ'tan PKK'dan El Kaide'ye kadar müslümanların kanını döken bütün terör örgütlerinin elinde batılı ülkeler mahreçli silahlar var. Suriye'nin kuzeyinde etnik temizlik faaliyeti yürüten PYD , YPG katillerinin elinde müttefiklerimizin bombaları var. Türkiye'nin eli kolu bağlı bir şekilde beklemesi, milli güvenliğini başka ülkeler havale etmesi mümkün değildir. Tarih ders almayanlar için tekerrür eder" Tarihten ders alarak savunma sanayini güçlendirmeye çalıştıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan , "Bunun için özel sektöre destek veriyoruz. Ülkemizin kullandığı helikopter, füze sistemlerinin üreticisinin özel sektör olduğunu görüyoruz. Özel sektör kurumları bu alanlarda çoğu zaman öncülük ediyor. Hal böyleyken Türkiye'nin savunma sanayinde miadını çoktan doldurmuş eski sistemde ısrar etmesinin makul hiçbir yanı olamaz. Eski sisteme takılmak fayda değil telafisi zor zararlar verir. CHP Genel Başkanı'nın Sakarya'daki tank palet fabrikasına dair gündeme getirdiği iddiaların ne milli kaygılarla, ne savunma sanayii ile ne orada çalışan kardeşlerimizin hassasiyetiyle hiçbir ilgisi yoktur. CHP Genel Başkanı yaptığımız onca açıklamaya rağmen,inatla ve ısrarla halen bu fabrikanın yabancılara satıldığı yalanını söylüyor. Tank palet fabrikamızın satılması yani mülkiyetinin devri asla söz konusu değildir. Her türlü taşınmazın mülkiyeti devlete aittir. Firma yüzde elli Katar, yüzde elli Türk ortaklığı olan bir firmadır. Buraya 40 50 milyon dolar yatırım yapılmak suretiyle bu fabrika elden geçirilecektir. Yeni yatırımlarla fabrikayı çok daha güçlü hale getirecektir. Çalışanların, Özlük haklarında da hiçbir gerileme yaşanmayacaktır. Olmadık iftiralarla yalan yanlış bilgilerle milletimizin kafasın karıştırmaya çalışanlar en büyük zararı Türk savunma sanayine veriyoruz. Bunlar akla zarar iddialarla bir çok projeyi kamu özel sektör işbirliğini dinamitlemeye çalışıyor. Özel sektör düşmanlığı yapmak İHA üretilmesin, SİHA üretilmesin, Korvet üretilmesin demektir. Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş'a Türkiye'yi dar edenler, şimdi de bize saldırması başarılı özel sektör firmalarını hedef almaları asla tesadüf değildir. Bunların amacı Türkiye'yi ekonomide IMF'ye, diplomaside batıya , savunma sanayiinde de belli başlı devletlere mahkum etmek istemeleridir. Bunlar bizim gözümüzde Türkiye'yi içerden çökertmeye çalışan Truva atlarıdır. Bundan sonra da terör örgütüne taşeronluk yapanların değil milletimizin ne dediğine bakacağız. Devletimizin beka mücadelesini baltalamaya çalışanların değil, yüreği bu ülke için çarpanlarını hassasiyetin dikkate alacağı. FETÖ'cü alçaklara alkış tutanları değil 15 Temmuz gecesi göğsünü tanklara siper edenlere kulak kabartacağız. Türkiye içindeki bu gafillere rağmen savunma sanayiinde başarılarına devam edecektir" dedi. Ardından Ufuk korveti denize indirildi.
Editör: TE Bilisim