Medipol Mega Üniversite Hastanesi Organ Nakli Bölümünden Prof.Dr. Murat Dayangaç, Türkiye'de 27 bin kişinin organ bağışı beklediğini söyledi. Diyarbakır'da ‘Organ Naklinde Karar Vakti' konulu konferans düzenlendi. Türk Gastroenteroloji Derneğince Diyarbakır'da organ naklinde 50 uzman doktorun katılımıyla Prof. Dr. Kendal Yalçın'ın moderatörlüğünde, Medipol Mega Üniversite Hastanesi organ nakli bölümünden Prof. Dr. Murat Dayangaç ve Prof. Dr. Onur Yaparak'ın konuşmacı olarak katıldığı konferans düzenlendi. Bir otelin toplantı salonunda gerçekleşen konferansta canlı verici karaciğer naklinde hasta seçim kriterleri ve meld skorunun yeri, HCC nedeniyle yapılan karaciğer naklinde prognostik faktörleri konuları ele alınarak nakil aşmaları anlatıldı. "Türkiye'de 27 bin kişi organ bağışı bekliyor" Dr. Murat Dayangaç, Türkiye'de 27 bin kişinin organ bağışı beklediğini söyledi. Prof. Dr. Dayangaç, “Organ bağışı konusunda geçtiğimiz yıllarda içerisinde epey bir yol kat ettik. Milyon nüfusu başına 2'lerden 8'e çıktı organ bağışı oranlarımız. Ama hala Türkiye'de 27 bin kişi bağış bekliyor, biz bir türlü Avrupa standartlarına getiremedik, en önemlisi devlet bu konuda çok şey yaptı, beyin ölümü tanısı konusunda büyük bir ilerleme kaydettik. Ama bir türlü beyin ölümü tanısı insanların yakınları yeteri kadar bağış yapmalarını sağlayamadık. Bu oran uzun yıllardır hala yüzde 20'lerde. Yani beyin ölümü olan 5 kişiden sadece 1 kişi organ bağışını kabul ediyor. Buda bizim organ naklinde elde ettiğimiz başarıyı biraz küçültüyor. Dünyada en fazla canlı vericili böbrek nakli yapan ülkeyiz milyon başına, dünyada en fazla karaciğer nakli yapılan 2. ülkeyiz ama asıl marifet ölmüş kişilerin organlarını kullanmak. Çünkü onlar boşa gidiyor, paylaşabilecekken, asıl üzerine eğilmemiz gereken konunun bu olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de bölgeler arasında çok büyük fark var organ bağışı açısından. Marmara Bölgesinde, Avrupanın bile üzerinde bağış varken, maalesef Doğu Anadolu Bölgesinde bağış oranları yüzde 1'lerdeyiz. Bu çok çeşitli faktörlerden kaynaklanıyor, yanlış inanışlar, paylaşmayı istememek, sisteme inanmamak, yeterince iyi eğitim almamış olmak, beyin ölümünün ne olduğunu bilmemek, her zaman insanlarımızı suçlayamıyoruz. Çünkü kalbi atan birine bu kişi ölmüştür, deyince halkımızın bunu anlaması da zorlaşıyor. Bizim insanlara beyin ölümünün ne olduğunu bunun gerçek ölüm olduğunu anlatmamız lazım. Beyni ölen birinde bu tanıyı koymak çok kolay, bu geriye dönüşsüz bir süreç. Zaten beyini ölen bir kişinin 24-48 saat sonra kalbi de durarak tamamen kaybolup gidiyor, küçücük zaman içerisinde o organları bağışlama iznini alıp organları kullanmaya çalışıyoruz. Bütün amaç o kısacık süre içerisinde organları ihtiyaç duyan insanlar için kullanabilmek, kat edecek çok yolumuz var bu konuda” dedi. “Bildiklerimizi karşılıklı olarak paylaşmak için buradayız” Dr. Onur Yaprak, konferans sayesinde bildiklerini karşılıklı olarak paylaşmak için toplandıklarını aktardı. Prof. Dr. Yaprak, “Bugün burada gastroenterolog arkadaşlarla ve genel cerrah hekim arkadaşlarla bildiklerimizi karşılıklı olarak paylaşmak için buradayız. Hekim arkadaşlarla gerek biz ameliyatlarda nasıl teknikler uyguluyoruz onları anlatacağız, gerekse hasta hazırlığında hastaları nakile yollarken hekim arkadaşlarımızdan bir beklentimiz var mı, onları konuşacağız. Onların bizden beklentileri var mı, nakil için farklı şehire giden hastalar için bizler ne yapmalıyız, bütün bunları oturup konuşacağız. Ortak belli hasta hazırlık ve hasta nakil sonrası takip kuralları oluşturmaya çalışacağız” diye konuştu. Dicle Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalından Prof. Dr. Kendal Yalçın ise Türkiye'nin organ nakli konusunda geri bir noktada olduğunu, organ bağışı konusunda hala kat edilmesi gereken bir yol olduğunu, bunlar içinde uğraşıldığını vurgulayarak çeşitli proje ve programlar yapıldığını, bunların da zamanla ilerleyeceğini söyledi.
Editör: TE Bilisim