Ordu yol boyunca mevcut kaleleri fethederek, bazılarını da barış yoluyla alarak Diyarbakır Surları önüne gelmiştir. İyaz b. Ganem, Tell (şimdiki Mardin Kapı), Said b. Zeyd Rum (Urfa) kapısına, Muaz b. Cebel, Ermen (Harput-dağ) kapısını, Halid bin Velid Babul-ma (Su-Dicle-Yeni kapı) tarafını kuşattılar. O tarihte yukarıda da değindiğimiz gibi Amed Meryem-i Dara adında bir kadının yönetimi altında idi. Said Paşa ise, bu sırada Antak isminde bir Rum emirinin Amid veya Meyyafarikin (Silvan) vali ve muhafızlığına atanmış olduğunu ve İslam Orduları bölgeye gelmekte iken Amid’de mevcut askeri ve tahkimatı savunma için yeterli bulduğunu kendisinin Meyyafarikin’i müdafaaya gittiğini ileri sürer. Kuşatma uzun sürdü. Bütün saldırılar, şehri baştan başa kuşatan muhkem ve muhteşem surlar karşında neticesiz kalıyordu. Müslümanlar beş ay kadar bu kale duvarları dibinde beklemeye katlandılar. Bu arada İyaz b. Ganem, Hakem b. Hişam’ı bir miktar kuvvetle Meyyafarikin’e göndererek fethetti. Nihayet Halid b. Velid, sur dibinde sık sık yaptığı keşiflerden birinde surun doğu (Dicle vadisine bakan) yönünde, eski Adalet Dairesi’nin (Eski hükümet konağı) bahçesi içindeki sur duvarında gördüğü gizli bir deliğin genişletilerek oradan içeri girebileceğini tespit etti. Durumu İyaz b. Ganem’e anlattı. Halid b. Velid, bir gece yanına yüz kadar iyi savaşan ve çoğu sahabeden oluşan erleri alarak bu delikten içeri girdiler. Bu yere yakın olan ve şehrin fethinden sonra Fetih kapısı (lçkaleden hastahanelere çıkan yol üzerindeki kapı) ismini alan kapıyı açarak müslümanların içeri girmesini sağladılar. Bu kapıyı açmak için nöbetçilerle yapılan savaşta en az yirmi beş kişinin şehit olduğu anlaşılmaktadır. Böylece Amed fethedilmiş oluyordu. Vakidi Kitabu-l Futuh eserinde Amed’in fethini söyle rivayet eder. “Arap Ordusu gelmezden önce Amid de iki kardeş hüküm sürmekte idi. Bunlardan birinin ismi Pıtris, diğerinin adı Yuhanna idi. Pıtris şehrin doğu tarafında, Yuhanna batı tarafında otururdu. Yuhanna’nın Rağura, Pıtris’in Satura isminde birer kızları vardı. Ve her iki kardeşten her biri arası surla bölünen kısmında kendilerine ait işlerle uğraşırlardı. Günün birinde Yuhanna evlenmek istedi. Dara hükümdarı Mantavus’un kızına talip oldu. Ve ismi Meryem olan bu kızla evlendi. Meryem, zeki ve kurnaz bir kızdı. Amid’e gelince şehrin güzelliği bol su ve bahçeleri, havası ve manzarası gözünü kamaştırdı. Aradan bir müddet geçti. Bir gün Pıtris, kardeşi Yuhanna’nın kızı Sufra,yı oğlu Lavene’e istedi. Yuhanna da Pıtris’in kızını kendi oğluna dileyince uyuşmadılar, araları açıldı. Aradaki surun kapılarını kapadılar, birbirlerine gidip gelmez oldular. Bu durumu memnuniyetle karşılayan Meryem, şehri ele geçirmek için artık faaliyet zamanın geldiğine kanaat getirerek işe koyuldu. Dolabını çevirmek için ortaya düştü. Kardeşlerin arasını bulacağım diye büyük bir ziyafet hazırladı. Her iki tarafın bütün yakınlarını davet etti. Bir hayli naz ve ikramdan sonra taraflara ve yakınlarına kendi eliyle zehirli şaraplar sundu. İçenlerin tamamı öldü. Her iki hükümdarın soyundan kimse kalmamıştı. Meryem hemen hükümdarlığını ilan etti. Halka huylarına göre muamele ederek, sevgi ve güvenlerini kısa sürede kazandı. Amid’in Rum kapısı tarafında büyük bir kilise inşa ettirdi ki Rum ülkelerinde benzeri yoktur. Rum ülkelerinden ünlü din bilginlerini getirerek himaye edildi. Bu şekilde şehri on iki yıl yönettikten sonra İyaz b. Ganem orduları geldi.
Editör: TE Bilisim