Müslüm Üzülmez geçmişteki Ergani kahvelerini anlatıyor

Kahvehaneler bana yabancı mekânlar değil aslında. 1960 ve 1970’li yıllarda babam Cuma

Üzülmez ve amcam Yahya Üzülmez Ergani’de, dayım Niyazı Değirmenci Çermik’te, dayım Veyis Değirmenci Ankara’da, kirvem Palas Musto Ergani’de kahvehane çalıştırırlardı. Değişik dönemlerde kendim de Ergani ve İstanbul’da bazen garson ve bazen de ocakta çay demleyen olarak çalıştım. Çayın demlenmesi, demlenen çayın kırılması, çayların bardaklara doldurulması, çayların servise hazırlaması ve servis edilmesi, bardakların yıkanması, oyun kâğıtlarının ya da taşlarının dağıtılması ve bunlarla oyun oynanması yabancısı olmadığım şeylerdir. Ama itiraf edeyim ki kardeşim Ali Haydar bu işleri benden daha iyi yapardı.

1970’li yıllarda Ergani Belediye Parkı’nın karşısında bulunan Fethi Amca’nın kahvesini işlettiğimizde, köylüler ve yaşlılar kahvenin karşısında bulunan park duvarının dibinde kürsülerde güneşe karşı otururlardı. Kahvede oturmanın ‘zorunluluğundan’ dolayı çay istediklerinde çayın sıcak olmasını, dolu olmasını ve datlı, yani tatlı olmasını isterlerdi. Onlar için çay taze olmuş olmamış pek önemli değildi! Nedeni, çayın Anadolu insanının yaşamına büyük çoğunlukla 1950’li yılların sonunda girmiş olmasındandı. Köylülerin çoğu ancak 1960’lı yıllarda çayla tanışmıştır. Çayla ilgili damak zevkinin oluşması için doğal olarak belli bir süreç gerekir. 1950’li ve 1960’lı yıllar ekonomik ve sosyal olarak yeni gelişmelerin yaşandığı, kapitalizmin boy atmaya başladığı yıllardır ve o yıllarda birçok insanımız için çay henüz lükstü. Evet, yanlış okumadınız, lükstü. Çay içme alışkanlığı da yoktu. O dönem insanlarımızın çoğu pekmezi, pekmezin sulandırılmışı olan pekmezli şerbeti, hoşafı, çeşitli meyve suları ve ayranı içecek olarak bilirdi. Doğal olarak kahvelerin sayısı da bir elin parmak sayısını geçmeyecek kadardı. Kapitalist gelişme ve sosyal ilerlemeye paralel -işsizlikle beraber- kahvelerin sayısı arttı. Doğup büyüdüğüm ilçem Ergani’de 1960 ve 1970’li yıllarda tanınan ve benim hatırlaya bildiğim tanınmış kahveciler şunlardı: Fethi Öz, Kahveci Muharrem, Hüto Hüssen, Palas Musto, Zoro Niyazi (Güçlü), Kemal Gülbahar, İhsan Güzel, Niyazı Teyfur, Tozo Zikif (İpek), Hüsni Yıldıztekin, Ali Demirci, Cemekli Abbas (Solmaz), Üçevli Cuma (Üzülmez), Halıs Obus ve kardeşi (Kuzu) Ali, Reşit Yolcu, Mehmet Bayık, Bozo Kemal (Çetinkaya), Sincikli Musa (Arta), Ramazan Demir, Fehmi Utku, Süleymen Çetinkaya…