Amedspor’da büyük umutlarla başladığımız bir sezonu daha hayal kırıklıklarıyla geride bıraktık. Bunu yine bir play-off maçıyla bitirmek üzüntüyü bir kat daha arttırıyor haliyle.

Gelinen süreçte çok fazla geriye dönüp şöyle yapılsaydı daha iyi olurdu, böyle yapılsaydı daha başarılı olunurdu gibi söylemlerin bizi ileri götüreceğini düşünmüyorum. Neticede iyisiyle kötüsüyle, artısıyla eksisiyle bir sezonu geride bıraktık.

Peki, başarılı olduk mu?

Tabii bu nerden baktığınızla ilgili bir durum ama bana göre başarılı olduk. Bu kadar imkânsızlığa rağmen bu kadar ciddi bütçeli rakiplerinizin olduğu bir ortamda yarışabilmek bile bana göre başarıdır. Sadece dışarıyla değil içeriyle de mücadele etmek bana göre başarıdır.

Gittiğiniz tüm deplasmanlarda yaşanan olaylarla mücadele etmek başarıdır. Bağlı bulunduğunuz federasyonla mücadele etmek başarıdır. Bu kadar olumsuzluğa rağmen saha içinden çok saha dışı olaylarla uğraşarak 60 puan toplamak bana göre büyük bir başarıdır.

Amedspor'u da bu bağlamda değerlendirmek gerekir.

Türkiye liglerinde saha dışı etkenlerle bu kadar uğraşan başka bir kulüp olsaydı şu anda muhtemelen amatör liglerde veya kapanma aşamasına gelmişti. Bazen ligdeki konumunuz, bulunduğunuz mevcut durum bile bir başarıdır. Bunu bu şekilde görüyor ve değerlendiriyorum.

Peki, bundan sonra ne olacak? Mevcut başkan Selahattin Yıldırım'ın görevi bırakacağı söyleniyor. İlk önce fikrimi belirteyim sonra nacizane birkaç öneride bulunmak istiyorum.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki sayın başkan Selahattin Yıldırım'ın ve yönetiminin bu kulüpte çok büyük emekleri var. 2 sezondur tüm mesailerini kulüp için harcamış, maddi manevi her türlü desteği vermiş, kulübe ciddi sponsorlar bulmuş, futbolcuyla sevinmiş futbolcuyla üzülmüş, taraftarla sevinmiş taraftarla üzülmüş bir başkandan bahsediyoruz. Ne kendisinin ne Ömer Elaldı'nın verdiği emekleri gözardı edemeyiz. Yönetimin yanlışları olabilir ama yaptıkları onca şeye karşılık bazı taraftarların hakarete varan söylemlerini ve yaratılmaya çalışılan algıları hakketmediklerini düşünüyorum. Bu sebepten ötürü kendisine destek verilmeli sayın Ömer Elaldı ile birlikte çok daha güçlü bir yönetimle göreve devam etmesi kanaatindeyim.

Gelelim diğer konuya ve önümüzdeki sezona. Buna da nacizane birkaç önerim var.

İlk öncelikle futboldan anlayan, sadece futboldan anlaması da yetmez kulüp yöneticiliğinden de anlayan liyakatlı bir yönetim kurulu şart. İkincisi bölgeyi iyi bilen bir sportif direktör. Transferlerde, futbolcu teknik ekip iletişimlerinde bölgeden seçilebilecek bir sportif direktör takıma katkı sağlayacaktır. Üçüncü nokta; bu sene daha fazla hissettik ki bizim gibi kırılgan takımların öze dönüşü şart. Bu bağlamda ilk 11 de oynayacak en az 3-4 bölge futbolcusu bu kulübe şart. Duygusal kırılmalarda bu futbolcuların ayağa kalkması ve takımı ayağa kaldırması daha kolay olacaktır. Ve önemsediğim başka bir nokta istişare kurulunun kaldırılması veya yapısının değiştirilmesi. Bir yönetim kurulunun üzerinde danışılacak, fikir alınacak müdahalelerde bulunulacak bir kurulun olması görevde olan hiçbir yönetime rahat çalışma imkanı sunamaz. Gelinen noktada bu yapının da artık bir özeleştiri vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Elbetteki önümüzdeki günler tablo daha da netleşecektir ama Amedspor’un kaybedecek bir günü dahi yoktur. Zaman kaybetmeden bir an önce kongre tarihi belirlenip bu belirsizlik son bulmalı, kulüp yeni sezon hazırlıklarına başlamalıdır.

Son olarak da şunu ekliyeyim. Başarıyı herkes sahiplenir, başarısızlıkta ise yanında kimse yoktur. Bizim kulübün kasasında belki milyon TL’ler yok ama bu kulübün arkasında duran milyonlar var. Bu kulübün ayakta durmasını sağlayan tek güçte budur. Bundan da mahrum kalmayalım. Vakit kırgınlıkları, kızgınlıkları, suçlamaları bir kenara bırakma vaktidir. Vakit, emek verenlere vefamızı gösterme vaktidir.