6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrası Diyarbakır’da kurulan Afet Yönetimi ve Dayanışma Derneği'nin (DMS) Eş Başkanı Şerefhan Aydın, dernek çalışmaları ve kentteki son durumu değerlendirdi. Derneklerinin "deprem bilinçli bir yaşamı örme" kaygısıyla hareket ettiğini söyleyen Aydın, "Temel yaklaşımımız yaşamı depreme görme örme, bunu unutturmama. Kentleşme ve imar, yasa ve yönetmeliklerin uygulanması noktasında dürtücü bir etkimizin olması amacımız var. Geliştirdiğimiz ilişkilerle büyükşehirde Daire Başkanlığı, ilçelerde ise AFET müdürlükleri oluşturuldu" diye konuştu.

“HAZIRLIKLI OLMALIYIZ”
Aydın, basit ihmaller nedeniyle depremlerde binlerce kişinin hayatını kaybettiğini ve durumdan ders çıkarılması gerektiğini ifade etti. Aydın, 2 yıl geçmesine rağmen depremlerin sadece yıl dönümlerde hatırlandığına işaret ederek, "Dolayısıyla yapmamız gerekenler var. Böyle bir doğa olayı yaşandığında en azından hazırlıklı olmalıyız ki bu denli kayıplar yaşanmasın" dedi.

“DEPREMZEDELER UNUTULDU"
Deprem sonrası ortaya çıkan hassasiyetin kısa bir süre devam ettiğine dikkati çeken Aydın, "Sonrasında depremzedeler unutuldu. Depremi ağır şekilde yaşayan yurttaşlar sadece deprem gündemiyle yatıp kalkıyorlar. Dolayısıyla bu dayanışma duygusu önemliydi, değerliydi. Amed’de STÖ’lerin, meslek örgütlerinin dayanışması önemliydi. Ama bu yetmez, bunu süreklileştirmek lazım. Çünkü halen Amed’de konteyner kentte yaşayan insanların olduğunu biliyoruz. Halen kendi evi dışında kiralarda yaşayan insanların olduğunu, bazılarının başka ailelerle ortak evi paylaşma çaresizliğinde olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bu dayanışma durumunu güçlendirmek, süreklileştirmek lazım. Baştaki hassasiyet önemliydi ama şuanda durumu yetersiz görüyoruz” diye konuştu.

Yıkım Deprem (3)

YEREL YÖNETİMLERE ÇAĞRI: İZİN VERİLMESİN
Depremzedelerin yaşadığı travmanın halen devam ettiğini söyleyen Aydın, bu travmanın ortadan kalkması için toplumun duygu olarak ortaklaşması gerektiğini vurguladı. Aydın, "Depremden ciddi bir ders çıkarıldığını söylemek mümkün değil. Diyarbakır özelinde baktığımızda depremden birkaç ay sonra bile kontrolsüz yapıların inşa edildiğini görüyoruz. Gecekondu olarak ifade edilen kontrolsüz yapılarda üçüncü, dördüncü katların örüldüğünü gördük. Tek katlı ev yapan insanların deprem gerçekliğinin, bilimin ya da tekniğin farkına vardığını söyleyemeyiz. Yerel yönetimlerin ve bakanlığın bunlara müsamaha göstermemesi gerekir. Toplumsal bilince ihtiyaç var. Buranın deprem coğrafyası olduğu kabul edilmeli ve buna göre yaşam inşa edilmeli. Bu dediğimiz basit ölümlerin karşısında yaşamı örme bilincini oluşturmak lazım. Bunda da her birimize görev düşüyor. Bir bütünen paradigma değişimine ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

“GÜVENLİ YAPILAR İNŞA EDİLMELİ”
Yeni inşa sürecinin doğaya uyumlu olması gerektiğini vurgulayan Aydın, "Dere kenarına, nehir kenarına yapı inşa edilmez. Bunlar yasada belirtilmiş. Zemini sağlam olmayan bir bölgede yapı inşa etmemen gerekiyor, yapıyı inşa ederken bilime ve tekniğe göre inşa edersen bu kaybı minimize edebilirsin. Yetkili kurumların denetim mekanizmasını diri tutması gerekiyor. Açık verilmemesi açısından bunu süreklileştirilmesi gerekiyor. Kolon kesmenin, dükkânı büyütmenin, yapı üzerine kaçak kat atmanın artık kültür haline geldiğini buralarda görüyoruz. Dolayısıyla bu toplumsal bilinç gerçekleştiği zaman depremin etkisi minimalize edilir" diye kaydetti.

Diyarbakır’da bir okulun önü çöplüğe döndü: Fareler cirit atıyor! Diyarbakır’da bir okulun önü çöplüğe döndü: Fareler cirit atıyor!

Aydın, şunları söyledi: "Burada görev ve yetki yerel yönetimlerdedir. Herhangi bir yapı bu hizmetleri almadan inşa edilmemeli. Yerel yönetimler bunu durdurmalıdır. Yerel yönetimler kent planlarını, imar planlarını yaparken doğa ile barışık, doğaya zarar vermeyecek şekilde inşa etmeli. Tarım alanlarına zarar vermeden kentleşme yapılmalı. Mühendislik, mimarlık hizmeti almadan kentte bir planın yapılmasının önüne geçilmeli."

Kaynak: MA