Diyarbakır Surlarının dört ana kapısı 19. yüzyılın başına kadar hep güneşin doğuşu ile açılır ve batışı ile kapanırmış. Günümüze kadar birçok onarımdan geçen ve çok kez el değiştiren surların üzerinde, başta Selçuklu dönemine ait olmak üzere, farklı dönemlere ait kitabeler ve kabartmalar bulunmaktadır.
DİYARBAKIR SURLARINDA DÖRT ANA KAPI BULUNMAKTA
Diyarbakır Surlarında hem İç Kale hem de Dış Kale üzerinde dört ana kapı bulunmaktadır. Bu kapılar kentin dış dünyayla bağlantısını sağlamak kadar, onu dışarıdan gelecek her türlü tehlikelere karşı da korumak amacıyla yapılan Dağ Kapı, Mardin Kapı, Yeni Kapı ve Urfa Kapı’larıdır. Bu kapılar sadece askeri öneme sahip bir kenti değil, Kuzey Mezopotamya’nın en önemli ticaret merkezlerinden biri olan Diyarbakır’a giriş ve çıkışların kontrol altında tutulmasının da birer aracı olmuştur.
DAĞKAPI – HARPUT KAPISI
Dağkapı şehrin kuzeyinde iki silindirik burç arasında yer alır. Kapı farklı dönemlere ait yapım evreleri geçirmiştir. Kapının üzerinde Roma İmparatorunun Latince, Bizans İmparatorunun Grekçe kitabelerinin yanı sıra Abbasi ve Mervani dönemlerine ait onarım kitabeleri de yer almaktadır. Dağkapı Burcu’nun üst katında bulunan Mervani Mecsici, Mervina Hükümdarı Ebu Nasır Muhammed bin Cehir tarafından kitabesine göre hicri 477 yılında yaptırılmıştır. Her iki burcun üzerine de farklı düzenlemelerden meydana gelen kabartmalar işlenmiştir. Dağkapı burcunda avuç içini tümüyle gösterir biçimde, parmaklar aşağıya dönük tarzda tek bir taş üzerine el figürü işlenmiştir. Dağ Kapısı’nın iç tarafı tamamen Mervan Oğulları dönemine aittir. Dış tarafının üstü Abbasiler, Roma ve Bizanslıların stillerini göstermektedir. En altta geyik ve geyik avı resimleri, koşat at, boğa, onların üstünde gamalı haç bulunmaktadır. Boğa ve aslanlar gamalı haçın altında koşan geyik resmi hiçbir şekilde Romalılara işaret etmemektedir.
MARDİN KAPI
Şehrin güneyine açılan tek kapı olan Mardin Kapısı, 909 – 910 tarihinde Abbasiler Döneminde onarılmıştır. Kapı şu an tek girişli olup yerden belli bir yüksekliğe kadar görülen kapı söve kalıntılarından daha önce üç geçişli olduğu anlaşılmaktadır. Kalenin güneyinde yer alan Mardin Kapısı zamanla köklü değişimler geçirmiş üç girişi olan kapıdan bugün yalnız ortada olanı ayakta kalabilmiştir. Kapı üzerinde İslam öncesine ait kabartma ve bezemeler görülür. Yer yer bitkisel motiflerle iç içe kullanılmış yazı bordürlerinin yanı sıra ayırt edilemeyen hayvan figürleri de bulunmaktadır.
YENİ KAPI – DİCLE KAPISI – SU KAPISI
Şehrin doğusunda yer alan basık kemerli ve tek girişli olan bu kapı, kenti; Suya, yani Dicle’ye bağlar. Ulu Cami’nin Hanefiler bölümünde yer alan 1240 1241 tarihli kitabede Su Kapısı olarak anılır. Basık kemerli ve tek girişli olan bu kapı, şehirden Dicle’ye yani su yoluna inişi sağlamaktadır. Girişin hemen kuzeyinde iki katlı dikdörtgen bir burçla tahkim edilmiştir. Geçirdiği onarımlara rağmen Bizans dönemi yapısı olma karakterini korumuştur.
URFA KAPISI - RUM KAPISI
Kalenin batısında bulunan Urfa Kapısı, kitabesine göre Artuklu Hükümdarı Karaslanoğlu Artukoğlu Muhammed tarafından 1183 – 1184 yıllarında onarılmıştır. Kapı üç girişlidir. Sol tarafta yer alan orijinal kapı üzerinde stilize edilmiş boğa ve kartal figürleri bulunur.
Haber: Onurcan GÜLER