Diyarbakır’ın kültürel yapısını değerlendirirken yemeklerin birleştirici gücüne vurgu yapan Dicle Üniversitesi Aşçılık Programı Öğretim Görevlisi Cüneyt Ateş, “Diyarbakır’ı konuştuğumuzda genellikle yemekler üzerinden konuşuyorum. Çünkü herkes bir yemek etrafında toplanabiliyor ve toplanmalı da. O sofrada tarih de konuşulabilir, sosyolojik ve ekonomik meseleler de tartışılabilir. Yemek, insanları bir araya getiren en güçlü unsurlardan biri” diye konuştu.
Dicle Üniversitesi Aşçılık Programı Öğretim Görevlisi Cüneyt Ateş
“DİYARBAKIR DEMEK, BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜN KAYNAĞI DEMEK”
Yemeğin sadece bir beslenme aracı olmadığını belirten Ateş, Diyarbakır’ın bu konuda önemli bir kültürel mirasa sahip olduğunu ifade etti. “Diyarbakır demek, birleştirici gücün kaynağı demek” diyen Ateş, şehrin mutfak kültürünün, insanları ortak bir noktada buluşturan en önemli değerlerden biri olduğunu vurguladı.
SOFRALARIN ETRAFINDA ŞEKİLLENEN BU KÜLTÜR
Diyarbakır mutfağı, sadece lezzetleriyle değil, aynı zamanda geçmişten bugüne taşıdığı hikâyelerle de dikkatleri üzerine çekerken, sofraların etrafında şekillenen bu kültür, şehrin tarihini ve insanlarını bir araya getirmeye devam ediyor.
