Merkez Bağlar İlçesinin Şeyh Şamil Mahallesinde 6 Şubat depreminde yıkılan ve 38 kişinin ölümü, 37 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan Dündar Apartmanıyla ilgili davada Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu yargılanan müteahhitler İlhami Dündar ile Sercan Erbey 13 yıl 4’er ay hapisle cezalandırılmıştı.
İki sanık bu karara karşı Diyarbakır Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yaparak suçsuz olduklarını belirterek beraat talebinde bulundu. Dosyayı inceleyen İstinaf Mahkemesi, çöken binanın temellerinin, zemin üstü dükkan ve 4 katının sanık Sercan Erbey tarafından yapıldığını, ardından binanın 10 kat olacak şekilde inşa edildiği, ancak bunun sanık müteahhit Sercan Erbey mi yoksa sanık İlhami Dündar tarafından mı yapıldığının ispat edilemediğine dikkat çekildi.
Binanın ruhsatsız, projesiz ve kaçak inşa edildiğine dikkat çeken mahkeme, sanık İlhami Dündar tarafından tamamlanarak sahiplerine teslim edilen binada kullanılan malzemelerin yeterli olup olmadığını bilebilecek durumda oldukları dikkate alındığında, iki sanığın yıkılan binanın yapım aşamasında kaçak olduğunu bildiklerini vurguladı. İstinaf Mahkemesi, binanın projesiz ve ruhsatsız olması, kullanılan malzemelerin eksikliği, bu eksikliğe rağmen binanın yüksek katlı inşa edilmesi, binaya fazladan yük binilmesi karşısında her iki müteahhidin de ortak kusurlu olduklarını ifade etti. Kaçak, projesiz ve ruhsatsız yapılan binanın yapım aşamasında kullanılan malzemelerin yetersiz olduğu, binanın fazla katlı olması, asansör bulunması, elektrik ve kalorifer sistemlerinin eklenmesiyle binaya fazladan yük bindirildiği kaydedildi. Yapım aşamasında işçilik ve uygulama hatalarının oluştuğu, sanıkların da tüm bunları bildikleri halde binayı tamamlayarak kat sahiplerine teslim ettikleri için asli kusurlu olduklarının mahkemece kabul edildiği vurgulandı.
DİKKAT VE ÖZEN GÖSTERMEDEN 10 KAT İNŞA EDİLDİ
İki sanığın da sonuçlarını ön gördüğü halde gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek 10 katlı olan Dündar apartmanının normal bir binada olması gereken şartları taşımadığından bilinçli taksir ile hareket ettikleri için haklarında verilen 13 yıl 4 ay mahkumiyet hükmünün usul ve yasaya uygun olduğu belirtildi. Sanık savunmalarının inandırıcı gerekçelerle reddedildiğine vurgu yapan istinaf mahkemesi, verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıkların istinaf başvurularının esastan reddine ve tutukluluk hallerinin devamına oy birliğiyle karar verdi.
