Geçmişi 12 bin yıl öncesine dayanan Diyarbakır, tarihiyle, mutfağıyla, doğal güzellikleriyle ve insanıyla mutlaka gitmeniz gereken bir şehir. Bir dönem Romalıların, Bizanslıların ve daha sonra Osmanlının egemenliğini sürdürdüğü şehirde, 12 bin yıldır yaşam hiç kesintiye uğramadı. Diyarbakır’a gitmeniz için yerler ve aktiviteler hazırladık.

DİYARBAKIR SURLARI

Onlarca tarihi ve doğal güzelliğe ev sahipliği yapan Diyarbakır'da yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerden biri de Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun ikinci sur duvarı olan Diyarbakır surları. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen yaklaşık 5 kilometre uzunluğundaki devasa surlarda Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemine uzanan pek çok medeniyetin izlerine rastlamak mümkün. Büyüklüğü ve yüksekliği itibariyle dünyada birinci, uzunluğu bakımından Çin Seddin’den sonra dünyada ikinci olan yapıdır. Şehri çevreleyen surların üstten görünümü Kalkan Balığına benzemektedir. Taşlarının arasında yumurta akı kullanılarak yapılan surların en büyük burcu keçi burcudur. Yedi Kardeşler burcu ile ilgili anlatılan efsane şöyledir : ‘Devrin hükümdarı bir yarışma düzenlemiş ve bu burçların bulunduğu yerde planlarını da kendisinin çizdiği, çok sağlam ve çok yüksek iki ayrı burç yapılmasını istemiştir. Diyarbakır’da bu işi başarabilecek iki kişi varmış. Bunlardan biri usta, diğeri de onun kalfası imiş. Ustanın dileği ustalığını bir kez daha göstermek; kalfanın ki ise ustasını geçmekmiş. Usta Yedi Kardeş’ler Burcu’nu, kalfa da Evli Beden Burcu’nu yapmıştır. Burçların yapımı tamamlanınca hükümdar kalfanın burcunu daha çok beğenmiş, buna çok üzülen usta da kendini burçlardan aşağıya atmıştır.’  Surlara çıktığınızda aklınıza kazınan manzarayı asla unutamayacaksınız.

ULU CAMİ

İslam aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul ediliyor. Caminin altında su kaynağı vardır ve 7 gözden buraya su toplandığı söylenmektedir. Caminin avlusunda 800 yıldan fazla bir geçmişi olan güneş saati bulunmaktadır. Efsaneye Göre : “Bir zamanlar Ulu Camii civarında Allah’ın veli kullarından biri yaşarmış. Bir gün Ulu Camii avlusunda seccadesini yere sermiş gene namaz kılarken iblis yılan kılığında gelip veli kulun boynuna dolanmış ve namaz kılmasını engellemek istemiş. Ancak tam o esnada yılan bir demir parçasına dönüşmüş ve Ulu Camii’nin taşlarının arasına ibret olsun diye yerleştirilmiş’ Bugün bile Ulu Camii’nin kütüphane olarak kullanılan kısmına iç avlu tarafından bakıldığı zaman yılan şeklindeki o demir hala orada asılıdır.

HAZRETİ SÜLEYMAN CAMİİ

Kale Camii, Nasiriyye Camii, Meşhed Camii ve Murtaza Paşa Camii isimleriyle de bilinen Hazreti Süleyman Camii, Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesinin en özel yapılarından biri. Pek çok etkileyici camiye ev sahipliği yapan Diyarbakır'ın en ilgi çeken camilerinden biri olan ve çevresindeki 27 tane türbe için de çok ziyaret edilen Hazreti Süleyman Camii, 1160 yılında İnaloğulları Beyliği döneminde inşa edilmiş ve Kanuni Sultan Süleyman tarafından genişletilmiş.

ON GÖZLÜ KÖPRÜ

Bölgenin en ihtişamlı köprüsü On Közlü Köprü’dür. Korkulukları kesme olarak hazırlanmış, yan yana dizilerek bağlanmış, üçgen çatı şekilli taşlar ile örtülüdür. Tarihte köprünün çokça yıkılmış ve onarılmış olduğu düşünülerek köprü zemininde antik döneme ait hazine kalıntılarının olduğu düşünülmektedir. Köprünün üzerinde olan simetrik genişlik farklılıklarına dayanarak köprünün eskiden 11 gözlü olduğu da söylenmektedir. Köprünün altından geçen Dicle nehrinin manzarasında bir fotoğraf çekmek için Diyarbakır’a mutlaka gitmelisiniz.

HEVSEL BAHÇELERİ

Diyarbakır'ın en ünlü doğal güzelliği olan Hevsel Bahçeleri, Dicle Nehri ile Diyarbakır Kalesi arasında büyük bir alanda benzersiz bir manzara sunuyor. Diyarbakır surları ve bahçe olarak iki farklı bölümden oluşan Hevsel Bahçeleri, aynı zamanda ev sahipliği yaptığı onlarca kuş türü ile Güney Anadolu Bölgesi’nin en büyük ve zengin kuş cenneti konumumda. Özellikle göç mevsiminde binlerce kuşu bir arada görebileceğiniz ve yemyeşil doğal güzellikler arasında keyifli yürüyüşler yapabileceğiniz Hevsel Bahçeleri, büyüleyici güzelliğiyle 2015 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne de dahil edildi.

HASAN PAŞA HANI

Evliya Çelebinin de bahsettiği Hasan Paşa Hanı eski Diyarbakır evlerinin de sahip olduğu gibi hava sıcaksa bile serindir. 3 yılda restorasyonu tamamlanan handa Diyarbakır’ın en güzel kahvaltısını edebilirsiniz. Hanın altında bulunan sarrafın yerinde eskiden hayvanların dinlendirilmesi için ahır olduğu bilinmektedir. Öyle inşa edilmiştir ki bu alan, ses geçirmezdir. Hayvanların sesinden rahatsız olmamak için böyle yapıldığı düşünülmektedir. Diyarbakır da kahvaltı ettiğinizde tadı damağınızda kalacaktır.

MERYEM ANA SÜRYANİ KADİM KİLİSESİ

3. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kilise, Ortodoks Süryanilere aittir. Yapı kompleksinde toplam 14 yazıt bulunmakla beraber bunlar yapıların onarım ve eklemelerine ait kitabeleridir. Bu yazıtlardan en eskisi 1533 tarihli olup bu kitabede yapının yenilendiği yazılmıştır. Yapı, MS 1648 ve 1297'de yangın, 1533 yenileme, 1689'da apsis bölümü, 693'te Mor Yakup kısmı, 1719, 1850, 1881 ve 1914 yıllarında onarım ve yenilemenin yanında eklemeler yaptırılmıştır. Kilise günümüzdeki halini 2004-2005 yılları arasında yapılan restorasyon ile almıştır. Geç Roma dönemine tarihlenen bir kapısı ve Bizans'tan kalma mihrap üzerinde kalıntıları izlenebilen süslemeler bulunmaktadır. İki avludan oluşur. Esas avlu, dış kapıdan girilen ilk avludur. Avlunun doğusunda kilise binası, kuzey ve güneyinde lojman olarak kullanılan yapılar, batısında ise giriş kapısı ve küçük bir bahçe yer almaktadır.  Avluda ayrıca küçük bir süs havuzu bulunur. Birinci avlunun güneydoğusundan ikinci avluya açılan kapı yer almaktadır. İkinci avlu, kilisenin bahçesi olarak kullanılmakta olup bu avluda bir bahçe yer alır. Bahçe dışında avluda yapısal ve bitkisel hiçbir öge bulunmamaktadır.

DENGBEJ EVİ

Aydınlar ve şairler memleketidir Diyarbakır. Cumhuriyet döneminin en önemli şairlerinden olan Cahit Sıtkı Tarancı’nın, Ahmet Arif’in ve Ziya Gökalp in evini; Orhan Asena’nın Tiyatrosunu ziyaret edebilirsiniz. Celal Güzelses’in şarkılarını her mekanda dinleyebilirsiniz. Eski Diyarbakır evlerini gezerken tarihin bütün dizeleri size eşlik edecek.

DİYARBAKIR CİĞERİ

Sabah erken saatte veya gecenin bir körü ”Haydi ciğer yiyelim’ diyebileceğiniz lezzette olan ciğer, yörenin tadılması gereken yemeklerindendir. Eski Diyarbakır evlerinin restore edilerek ciğerci olarak kullanıldığı Dağ kapı semtinde tadabilirsiniz.

DİYARBAKIR BAKIRCILAR ÇARŞISI

Diyarbakır el sanatları, I. Dünya Savaşı’na kadar çok ileri bir düzeydeydi. Örneğin; Konya’daki Mevlana türbesinin ikinci kapısı, Bağdat’taki İmam-ı Azam türbesinin altın ve gümüş işlemeli kapısı ile avize, şamdan ve kandilleri Diyarbakır’da yapılmıştır. Bakır kapta muhafaza edilen su tazeliğini korumakta, bakır kapta yapılan yemeğin vitamini daha çok koruduğu bilinmektedir. Diyarbakır halkı bu konuda çok şanlıdır. Çünkü adında da bulunduğu gibi bölgede bakırcılıkta birinci sıradadır.

Haber: Remziye ÇELİK

Editör: Mücadele Gazetesi