Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesi Urfa Kapı mevkiinde bulunan Şeyh Safâ, İpariye, İparla, Palo isimleriyle de bilinen aslında kokulu anlamına gelen İpariye veya Parlı Cami, 15 yüzyıl Akkoyunlu eseri olarak bilinmektedir. Dünyadaki en güzel minareye sahip camilerden biri olarak kabul edilen cami, minare kufi ve hat yazılarla bezenmiş, muhteşem bir işçilik ve günümüze kadar bozulmadan gelmiş. Minarenin yapımında harç olarak kullanılan malzemeye bitkiler eklenerek koku vermesi sağlandığı bilinmektedir. Kentin en güzel mimari eserleri arasında yer alan cami ve minaresinin Diyarbakır’a gelen yerli ve yabancı turistlerin görmeden gitmesi gereken eserlerin başında geliyor.
PARLI SEFA CAMİSİNİN ÖZELLİKLERİ
Sur ilçesinde yer alan Safa, Parlı, İpariye, İpari ve Palo olarak adlandırılan caminin inşa tarihi ve bânisi kesin olarak bilinmiyorsa da Şah İsmâil'in dedesi, Şeyh İbrâhim Safî'nin oğlu Cüneyd-i Safevî'nin arzusuyla Uzun Hasan (1454-1478) tarafından yaptırıldığı kabul edilir. 15. yüzyıl Akkoyunlu döneminde yapıldığı tahmin edilmekte ise de tamiratının (1531- 1532) tarihleri arasında yapılmış olmasından dolayı Osmanlı mimarisini çağrıştırmaktadır. Yanlarda ikişer ayağa, kuzey ve güneyde harim ana duvarına oturan sekizgen kasnaklı, tek orta kubbeli, enine planlı kâgir bir camidir. Harim mekânı, iki yanda köşelerde birer pandantifli kubbecik ve ortada beşik tonozla örtülü üç bölümlü birer nefle genişletilmiştir. Bu kısım, iki yan duvarına açılmış üçer pencere, mihrap duvarının köşelerine yakın olan iki pencere, bunların giriş duvarındaki simetrilerinde bulunan pencereler, kapı üzerinde yer alan küçük pencere ve dört adet kasnak penceresi olmak üzere yirmi dört pencereden ışık alan, içi oldukça aydınlık bir yapıdır. İki yanı sütunceli ve üzeri üç dilimli kemer içine on sıra mukarnas kavsaralı taş bir mihrabı vardır. Taş minberi ise geometrik ve bitkisel bezemelere sahiptir. Cami içinde kesme taştan dört ayak kubbeyi taşımakta ve yanlara geçmek için taş ayaklar 45 derecelik açılarla yanlara doğru açılmaktadır. Ana kubbe kuzey ve güneyde beden duvarları üzerine oturmaktadır. Minare, caminin kuzeydoğu kösesinde yer alır. Minare kaidesi kare bir plâna sahip olup siyah taştan inşa edilmiştir.
EVLİYA ÇELEBİ TARİHİ CAMİDEN BAHSEDER
1655 yılında Diyarbakır'a gelen ve yaklaşık bir yılını burada geçirdiği rivayet edilen seyyah Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Diyarbakır ile ilgili birçok güzelliği aktarırken, Safa Camisi'ne de yer verir. Evliya Çelebi Safa Camii ile ilgili Diyarbakır’da İpariye Camii’nin inşaatında minare harcına ''misk'' tozu eklendiğini ve yağmurlu havalarda duvarlarının misk koktuğunu söyler. Evliya Çelebi, ''bilhassa sabah gün doğumuyla birlikte sabah ezanına imani bir kokunun eşlik etmesi müminleri mest eder'' diye seyahatnamesine not düşer. Seyahatnamesinde minarenin kirecine yetmiş yük Diyarbakır çevresinde yetişen kokulu bitkiler, Misk-i Hoten, katılarak inşaatının yapıldığından söz eden Evliya Çelebi, camiye bu nedenle İparî, ipariye yani Miskli Cami denildiğini de ifade etmektedir.
Bu yüzden o dönem Safa Camii’nin minaresinin kılıf içinde tutulduğu ve sadece cuma günleri bu kılıfın çıkarıldığı anlatılmaktadır. Günümüzde minarenin koku özelliği bilinmemektedir.
DEPREMDE HASAR ALDI
Öte yandan, 6 Şubat Maraş merkezli depremlerden etkilenen tarihi Parlı Sefa Cami’nin depremden bu yana hala tadilatı bitirilemedi.