MÜCADELE HABER- Deva Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Cihan Ülsen, Diyarbakır ve bölgeye yağışın az olmasından dolayı yaşanan kuraklık sorununa ilişkin bir açıklama yaptı. Ülsen, kuraklık endişesi yaşayan çiftçi ve üreticilere yapılan yardımın yetersiz olduğuna vurgu yaparak Diyarbakır’da yapımı devam eden sulama projelerinin biran önce bitirilmesi gerektiğini söyledi. Ülsen, “Özellikle kırsalda, tarım sektörüne bağlı olarak çalışan ve istihdam ortamı yaratan üretici çiftçilerimizin artık ciddi bir desteğe ihtiyaçlarının olduğunu ve bu durumda acilen Kuraklık Eylem Planı hazırlanarak bölgenin “doğal afet” kapsamına alınması gerektiğini vurgulamaktadırlar.” Diye konuştu.

 

Ülsen, “Çiftçi ve üretici vatandaşlarımızın sıkıntılarını en aza indirmek adına, Tarımda girdi maliyetlerini arttıran; mazot, gübre, elektrik, zirai ilaç, tarım-makine ve ekipmanları gibi ana kalemlerin üretici çiftçilerimize “ayrıcalıklı bir destek” ile temin edilmesi, özellikle Tarımsal Sulama Projelerinden Silvan Barajı Projesi, Pamukçay Barajı Projesi, Başlar Barajı Projesi, Kuruçay Barajı Projesi gibi ilimizin farklı lokasyonlarında bulunup ciddi sulama kapasitelerine sahip diğer sulama projelerinin de ivedilikle inşaat süreçlerinin tamamlanması ve bu toprakların suya kavuşması sağlanması gerekmektedir.” Dedi.

 

Deva Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Cihan Ülsen’in açıklaması şöyle, “Son bir yıldan bu yana yağış azlığından ötürü genelde Türkiye için özelde Güneydoğu bölgemiz için çok etkili bir kuraklık sürecini her alanda hmeye başladık ve bu durum gün geçtikçe de etkisini artırarak devam etmektedir. Ülkelerin idare edilmesi ve kalkınmasında çok önemli bir yere sahip olan siyaset kurumu; ekonomik, hukuki, toplumsal ve hatta sosyolojik etkenler gibi birçok alanda düzenleme ve yenilemeler yaparak toplumun refahını ve yaşam kalitesini en iyi seviyelere taşımakla mükelleftirler.

 

Bu bağlamda ülkemizde bu yıl meydana gelen kuraklık gerçeğinin acı tablosu da çok net bir şekilde siyaset kurumunun tam karşısında durmaktadır. Bu durum karşısında kafayı kuma gömmekle veya gündem dışı bırakmakla bir yere varılamayacağı çok nettir. Çünkü bu kimsenin veya kimselerin insiyatifi ile oluşmuş bir durum değildir bunun adı da tam olarak “Doğal Afettir”. Bu tür durumlar karşısında hükümetlerin yapması gereken bunu ilan edip gereğini yapmasıdır.

 

“KURAKLIK EYLEM PLANI HAZIRLANMALI”

Bölgemizde yapmış olduğumuz saha çalışmalarımızda, bölgemizin tarım bölgesi olması hasebi ile iletişim kurduğumuz tüm vatandaşlarımızın bir şekilde tarımsal faaliyetlerle ilişkili olmasından ötürü bu doğal afetten çok ciddi bir şekilde etkilendiklerini gördük. Özellikle kırsalda, tarım sektörüne bağlı olarak çalışan ve istihdam ortamı yaratan üretici çiftçilerimizin artık ciddi bir desteğe ihtiyaçlarının olduğunu ve bu durumda acilen Kuraklık Eylem Planı hazırlanarak bölgenin “doğal afet” kapsamına alınması gerektiğini vurgulamaktadırlar.

 

“SULAMA PROJELERİNİN TAMAMLANMASI GEREKİYOR”

Çiftçi ve üretici vatandaşlarımızın sıkıntılarını en aza indirmek adına, Tarımda girdi maliyetlerini arttıran; mazot, gübre, elektrik, zirai ilaç, tarım-makine ve ekipmanları gibi ana kalemlerin üretici çiftçilerimize “ayrıcalıklı bir destek” ile temin edilmesi, özellikle Tarımsal Sulama Projelerinden Silvan Barajı Projesi, Pamukçay Barajı Projesi, Başlar Barajı Projesi, Kuruçay Barajı Projesi gibi ilimizin farklı lokasyonlarında bulunup ciddi sulama kapasitelerine sahip diğer sulama projelerinin de ivedilikle inşaat süreçlerinin tamamlanması ve bu toprakların suya kavuşması sağlanması gerekmektedir.

 

“HUBUBAT ALIM FİYATLARI KESİNLİKLE YETERSİZ”

Geçtiğimiz günlerde Hükümet kanadından gelen TMO (Türkiye Mamuller Ofisi) hububat alım fiyatlarının kesinlikle yetersiz olduğu, şöyle ki; açıklanan fiyatlar arasında Sert ekmeklik buğdayın fiyatı 2.250 olarak belirlendiği sıralarda hububat borsalarında aynı buğday 2.600 TL lerde zaten alıcı tüccarlar buluyordu. Hal böyle olunca perişan haldeki çiftçimiz birde buradan vuruldu. Yapılan açıklamada birde çiftçilerin ziraat bankası ve tarım kredi kooperatif borçlarının ertelenmesi durumu; hububatta taban fiyat belirleme gibi, borç erteleme başlığı da, yetersiz kalmıştır. Çünkü çiftçilerimiz sadece devlet bankalarına veya tarım kredi kooperatiflerine tek borçlu değildir ki bunların yanında tarımsal faaliyet yürüten diğer özel bankalara da borçludur peki bu durumdaki çiftçilerimiz ne yapacak?

 

“ÇİFTÇİLERİMİZ KENDİ HALLERİNE BIRAKILDI”

Yapmış olduğumuz saha çalışmalarımız da şunu çok net gördük ve söyleyebiliriz. Bu doğal afet karşısında mevcut hükümetten gelen yetersiz açıklamalara baktığımız zaman, şu sonuca varıyoruz; konunun muhatapları olan üretici çiftçilerimizin sıkıntılarını hiçbir şekilde dikkate almadan, herhangi bir hasar tespit komisyonunda çiftçiye yer vermeden, kuruyan tarım arazisine ayak basmadan sadece masa başında yazıp çizmekle tespitlerde bulunarak ve kendileri ile bire bir istişare etmeden açıklamalarda bulunmak, çiftçilerimizi adeta kendi hallerine bırakmak demektir.

 

“TÜM EMEKÇİ VE ÇİFTÇİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

Buradan daha önceden de belirtmiştik Bölge halkının büyük bir kısmı kırsalda yaşamakta olup buna bağlı olarak da geçimini tarımsal üretimden veya tarımsal çalışma olanaklarından karşılamaktadır. Dolayısıyla karşı karşıya kaldığımız bu kuraklık sürecinde tüm emekçi ve çiftçi kardeşlerimizin yanında olacağımızı, bu ekonomik sıkıntılarla birlikte gelişen tüm sosyal huzursuzlukları ve kara günlerimizi beraber atlatacağımızın sözünü şimdiden veriyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim