CHP'nin 23 Mart’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı adayı ön seçimleri öncesi Türkiye turuna çıkan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Diyarbakır’a geldi. Diyarbakırlılara hitap etmek için Sezai Karakoç Kültür Merkezi'ne gelen İmamoğlu'na burada bulunan yüzlerce kişi büyük ilgi gösterdi.
İMAMOĞLU, KÜRTÇE "NEWROZ PİROZ BE" DEDİ.
İmamoğlu, “Kürtler, sorunum var dediği sürece bu sorun var ve çözülmeli. Bu mesele TBMM zemininde çözülmeli. Bu konuda şehit ve gazi yakınları da dinlenmelidir” dedi. Demirtaş'a da değinen İmamoğlu, "Selahattin Demirtaş gibi bir siyasi rehine olarak haksız yere hapiste tutulamasın." ifadelerini kullandı. Yaklaşan Newroz kutlamasına değinen İmamoğlu, Kürtçe "Newroz piroz be" dedi.
Mitingde Amedspor atkısıyla çıkan İmamoğlu, “Amedspor şehre büyük bir heyecan katmıştır. Amedspor'u destekliyorum. Bundan sonra da gücüm yettikçe destekleyeceğim” dedi.
İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:
"TRABZON'DAN HEPİNİZE SELAM GETİRDİM"
Diyarbakır'ın da bilgeliği bize çok anlamlı bir yol gösterici olacaktır. Tabii ki burada bulununca daha dün akşam Trabzon'dan Trabzonspor'un kalecisi olma niyetiyle çocukluğunu geçirmiş birisi olarak Trabzon'dan hepinize selamlar getirdim.
Memleketimin her yerinden selamlar getirdim. Sizden de buradan devam edeceğim Erzincan'a selam götüreceğim. Onları sizler adına kucaklayacağım. Diyarbakır'ın ve sıraladığım bütün illerin sıcaklığıyla kucaklayacağım.
"AZ KAZANAN DA ÇOK KAZANAN DA AYNI ŞEYİ SÖYLÜYOR"
Ama güzel dostlarım, güzel hemşehrilerim, güzel vatandaşlarımız bugün ülkenin neresine gitseniz her vatandaşımız öncelikle bereketsizlikten şikayetçi. Az kazanan da çok kazanan da aynı şeyi söylüyor. Elimize geçen paranın bereketi kaçtı diyor. Bunu sizler benden daha iyi biliyorsunuz.
"BUNLARIN KOLTUKLARINI KORUMAKTAN BAŞKA DERTLERİ YOK"
Bugün bugün aramızda meslek odaları var. Sivil toplum kuruluşları var. Sendikalar var. Onların temsilcileri bu söylediğim bereketsizliği en iyi tespit eden kurum kuruluşlar. Bakın niçin biliyor musunuz? Sevgili dostlarım, çünkü bunların işlerinde gayret yok, adalet yok, iyi niyet yok, maneviyat yok. Bunların günü kurtarmaktan koltuklarını korumaktan başka bir dertleri yok.
"ONLARI SEÇİME KADAR KABUSUN KABUSUNA BOĞACAĞIM"
Memleketin bereketini kaçıranların biz de ne yaptık uykularını kaçırdık. Uykularını kaçırdık. Beni rüyasında ya da kabusunda diyelim. Görüp uyananlar var yatağında yatağından. Ben onları önümüzdeki seçime kadar kabusun kabusuna boğacağım. Ondan sonra, bu yürüyüş o genel seçimde onları evlerine yollayacak evlerine. Sevgili dostlar bir kişinin veya bir kadronun yürüyüşünden bahsetmiyorum. Bu yürüyüş Cumhuriyet Halk Partisi'nin tabandan tavana yürüyüşüdür. Bu yürüyüş gelecek hafta sonu büyük bir demokrasi şöleni ile sonuçlandırılacak ve çok güçlü bir başlangıç yapacak. Bu yürüyüş çok önemli bir yürüyüştür.
"KAYYUMLARLA ÇÖKMESİN DİYE YOLA ÇIKTIK"
Bir daha bu ülkede hiçbir siyasi otorite milletin iradesinin üstüne kayyumlarla çökmesin diye yola çıktık. Milletin canı usandı, bezdi. Bu ülkede yargı gücünü siyasetin silahı olmaktan kurtaralım diye yola çıktık. Bugün zalimlik yapan insanların yöneticilerin o bir avuç insanın yüce Türkiye yargısının o namuslu cesur hakimlerinin savcılarının bile başını öne eğen bir avuç insanın bile gelecekte evlatlarını torunlarını koruyacak güçlü bir adalet sistemi kurmak için yola çıktık.
"TÜRKİYE İNSANCA YAŞAM KOŞULLARINA SAHİP OLACAK"
Diyarbakır'dan Van'a Hakkari'den Şırnak'a Adıyaman'dan Şanlıurfa'ya bütün illerimizde, bütün Türkiye'mizde herkes barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi temel haklara insanca yaşam koşullarına sahip olacak. Tarlalarında dükkanlarında atölyelerinde fabrikalarında üretim yapanlar istihdam yaratanlar erişilebilir adil yatırım ve ticaret şartlarına kavuşacak.
"KAYYUM KARARLARINA YUH OLSUN"
Hakkımızda davalar açılıyor. Bakın Örneğin Esenyurt Belediye Başkanımız Van'ın evladı Profesör Doktor Ahmet Özer Kayyum atandı görevinden alındı. Ovacık Belediye Başkanımız Mustafa Sarıgül aynı şekilde uyduruk sebeplerle neymiş teröre destek olmakla suçlanıyor, görevden alınıyor, hapse atılıyor. Yuh olsun bu karara yuh olsun bu karara. Değerli dostlarım burayı lütfen iyi dinleyin.
"KÜRT HEMŞEHRİLERİM BENM KARDEŞLERİM KOMŞULARIM EVLADIMIN EN İYİ ARKADAŞLARI"
Türkiye'mizde en büyük Kürt nüfusunun yaşadığı şehir olan İstanbul'da 2019'dan bu yana İstanbul ittifakı dediğimiz, Allah'ın izniyle Türkiye ittifakı diyeceğimiz bir sandık ittifakı yaptığımız için diğer yurttaşlarımız gibi eşit ve onurlu vatandaşlar olarak gördüğümüz Kürt hemşehrilerimin de benim kardeşlerim, komşularım, evladımın en iyi arkadaşları.
Belediye meclislerinde temsil edilebilmesini sağladığımız için belediye yöneticilerimiz, belediye başkanlarımız, meclis üyelerimiz tutuklanıyor. Başka bir gerekçe yok. Sebep yok. Biz de görevi başlayana kadar evine, işine, yemeğine giden insanlar devlet memuru. Olacak iş değil.
Esenyurt Belediye Başkanımızın ve meclis üyelerinin tutuklandığı davanın iddianamesinde savcı şöyle yazmış. Bu çok önemli. Bu çok önemli. Şöyle yazmış savcı. Batıdaki Kürtler nasıl kendi kimlikleriyle çoğunluk olmadıkları yerde belediye meclislerinde temsil edilirler, söz sahibi olurlar.
"KÜRT KÜRT'TÜR MEMLEKETİN TEMEL DİREĞİDİR"
Bakın sevgili hemşehrilerim. Ben doğdum doğalı. Bu topraklar var oldu olalı. Cumhuriyet kuruldu kurulalı batıdaki Kürtler diyen birini duydunuz mu? Yav Kürt'ün Kürt'ün batıda olanı doğuda olanı olur mu yav? Kürt Kürt'tür bu memleketin temel taşıdır, temel direğidir. Nerede olursa olsun benim vatandaşımdır, yurttaşımdır, hemşehrimdir. Bunu bir savcı suç isnadı adına iddianamesine yazıyor. Batıdaki Kürtler ne demek Allah aşkına ya?
Batıdaki Kürtler ne demek? Yani fark mı var? Batıdaki Kürtler doğudaki Kürtler ne olur fark en fazla ne bileyim yani burada Diyarbakır'da tarladayken başka bir şey giyer de Nişantaşı'nda gezerken başka bir elbise giyer fark o kadar olur. Yani benim köydeki hacı amcamın köydeki haliyle İstanbul'daki hali gibi yani Trabzon'daki hacı amcamdan bahsediyorum.
Allah aşkına ya bu büyük bir, bunların bu sözleri yazanların ortaya koymak olduğu zihniyet gelecekte adil bir Türkiye'de yargılanacak size söz veriyorum. Ayrılıkçı zihinleri yargılanacak. Bu milleti bölemeyecekler. Yahu Kuzey'deki Kürtler Batıdaki Kürtler ya da böyle mi olacak yani? Kuzey'deki Türkler Doğu'daki Türkler böyle bir şey olabilir mi ya?
"BU ÜLKEDE KÜRTLER VE TÜRKLER AYNI HAKLARA SAHİPLER"
Bu aklı kim soktu bunların kafasına? Bu ülkede bu ülkede Türkler Kürtler aynı haklara sahipler. Nerede olurlarsa olsunlar. Böylesi bir metni iddianameye yazmak nasıl bir aklın ürünü bakacağız. Zannetmesinler o insanları ve o insanlardan kurmak istedikleri düzen üzerinden bizi yargılayabilecekler.
Bizi yargılasanız ne olur. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kadim aklının ve 86 milyon insanın vicdanındaki mahkemeye emanetiz. Orada yargılanırız. Başka bir yer yok. Yani bu bakış açısına göre Kürtler ancak Güneydoğu'daki meclislerde temsil edilebilir. O da kayyum atanana kadar o da kayyum atanana kadar.
"DEMİRTAŞ GİBİ SİYASİ REHİNE HAKSIZ YERE HAPİSTE TUTULMASIN"
Söz verelim söz verelim ki artık halkın seçtiği yöneticiler halkın iradesi dışında görevden alınamasın. Söz verelim ki demokrasiye darbe vuran kayyum düzeni bu memleketin hafızasından silinip gitsin. Adaletin Terazisi kimsenin elinde bir oyuncak olmasın. Hiç kimse hiç kimse bir partinin genel başkanı Selahattin Demirtaş gibi bir siyasi rehine olarak haksız yere hapiste tutulamasın.
"AYNI ŞEYİ ÜMİT ÖZDAĞ İÇİN DE YAPIYORLAR"
Bakın sevgili dostlarım, haksızlığı hukuksuzluğu biz aynı dille İstanbul'da da konuşuruz Trabzon'da da Malatya'ya da Diyarbakır'da da. Onun için yakışmıyor. Bir partiye genel başkanlık yapmış bir insanı siyasi rehine olarak orada tutuyorsunuz. Şimdi şimdi aynı şeyi Ümit Özdağ için de yapıyorlar. Biz haksızlığa hukuksuzluğa uğrayan kim varsa siyasi düşüncesi görüşü yok.
"NEWROZ PÎROZ BE"
Biz Türkiye'ye hep birlikte sesleniyoruz. Biz birlikte güçlüyüz. Birlikte varız birlikte. Birlikte milletiz birlikte güzeliz ve bugün Diyarbakır'dan tam da tam da sağ ol kardeşim. Tam da baharın müjdecisi Nevruz'un baharın uyanışının kardeşliğin ve barışın bayramı müjdeli haliyle birlikte Nevroz'unuz kutlu olsun. Birliğimiz daim olsun. Nevroz Pirozbê! Nevroz Pirozbê! Bravo! Sağ olun!
"16 MART HALEPÇE KATLİAMINI BİR KEZ DAHA KINIYORUM"
Mübarek Ramazan Bayramınızı da şimdiden kutluyorum. Hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bakın sözlerime son vermeden önce bize birimizin acısının diğerinde acısı olduğunu hatırlanan hatırlatan 16 Mart Halepçe'deki ne yazık ki katliam yaşandı bir kez daha kınıyorum. Bakın bir daha bu coğrafyada böyle katliamların yaşanmamasını diliyorum. Dilemekle de kalmıyorum tabii ki hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum.
"TÜRKİYE ALEVİ KATLİAMINA KARŞI DA DİMDİK AYAKTA DURMALIDIR"
Ama unutmayın unutmayın Türkiye Cumhuriyeti Devleti yakın coğrafyamızda yaşayan herkesin teminatı olmalıdır. Türkiye yanı başımızdaki Tartus'taki Alevi katliamına karşı da dimdik ayakta durmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti yani başımızda alevinin de Kürd'ün de Arap'ın da Yezid'in de Türkmen'in de hepsinin yaşam kalitesi için vardır.