Kur’ân-ı Kerîm’in en uzun sûresi Bakara sûresidir.
Bakara sûresi 286 ayettir. Medine’de on senelik bir müddet içinde peyderpey nâzil olmuştur. Mushaf tertîbine göre 2, nüzûl sırasına göre 87. sûredir. İsmini, 67 ile 71. âyetler arasında bahsedilen, İsrâiloğulları’nın sığır kurban etmeleri kıssasından almıştır. Sûreye, içinde Âyetü’l-Kürsî bulunduğundan اَلْكُرْسِيُّ (Kürsî), Kur’ân’ın zirvesi olduğu için سَنَامُ الْقُرْاٰنِ (Senâmu’l-Kur’ân), hidâyet nûrunun parlaklığı sebebiyle de اَلزَّهْرٰي (Zehrâ) ismi verilmiştir. Bakara sûresi, Kur’ân-ı Kerîm’in en uzun sûresidir. Bu hâliyle sûre, Kur’ân’ın geniş bir özeti mâhiyetindedir.
Sûrede bahsedilen temel konulardan bir kısmını şöyle sıralayabiliriz:
Kur’an’ın Allah tarafından gönderilen hak bir kitap olduğu,
Tevhîd, nübüvvet ve âhiret gibi îman esaslarının delillerle beyân edilmesi,
Mü’min, kâfir ve münafıkların vasıfları,
Hz. Âdem’in diğer yaratıklar arasındaki konumunun belirlenmesi, şeytanla imtihanı ve cennetten indirilmesi,
İsrâiloğulları’nın tarih içindeki durumları, Kur’an’a ve Peygamberimize karşı tavırları, hidâyete davet edilmeleri, yanlış itikad ve davranışlarının tashihi,
Ka’be’nin inşâsı ve kıblenin Mescid-i Aksâ’dan Mescid-i Harâm’a çevrilmesi,
Müslüman şahsiyetin inşası ve İslâm toplumunun teşekkülü için: Namaz, oruç, zekât, hac ve cihad gibi ibâdetlerle ilgili hükümlerin; adâlet, ahde vefâ ve infak gibi ictimâî hayata dair esaslar ile âile hukûku, devletler arası ilişkiler, iktisadî ve siyâsî düzenlemelerin getirilmesi,
Ferd ve cemiyeti bozulup dağılmaktan korumak için sihir, içki, kumar ve faiz gibi yasaklara dikkat çekilmesi,
Allah’ın birliğini, her şeye kâdir olduğunu ve ölüleri diriltip hesap soracağını çeşitli misallerle ortaya koyarak insanları îman ve itaate çağırması,
Kulluğun özü olan ve mü’mini Rabbine bağlayan bazı duaların öğretilmesi.
Hâsılı dikkatle incelendiğinde Bakara sûresinin, ihtiva ettiği hükümler, konular ve maksatlar itibariyle muazzam bir insicama, belirli ve düzenli bir plana sahip olduğu görülür. İlk âyetlerde sûrede incelenecek olan konuların ana hatları verilmekte, daha sonraki bölümlerde ise her konu sûre bütünlüğü içinde en uygun yerini almaktadır. Sûre, hidâyeti kabul eden kulun, emredilen hükümleri yerine getirme hususunda Rabbinden kolaylık talebiyle sona ermektedir. Muhtelif konular ele alınmakla birlikte sûrenin esas hedefi, Kur’an’ın hidâyetini gerçekleştirmek ve bundan âzamî istifadeyi sağlamaktır. Sûre boyunca devamlı bu hedef gözetilmiş ve sûrenin başı ile sonu o hedefte birleşmiştir.
KUR’AN’IN EN KISA SURESİ HANGİSİDİR?
Kur’an-ı Kerim’in en kısa suresi, Kevser suresidir. Kevser suresi, toplam 3 ayetten oluşur.
Kevser suresi, Mekke döneminde inmiştir. Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir.
Kevser sûresinin ilk âyeti Hz. Peygamber’e (s.a.s.) kevser verildiğini ifade etmektedir. Kevser kelimesi sözlükte sıfat olarak “çok, pek çok” isim olarak da “iyilik ve hayır” anlamına gelir. Hz. Peygamber’e (s.a.s.) bahşedildiği belirtilen kevserin ne olduğu konusunda geniş açıklamalar vardır. Hadislerde kevser Allah’ın Resûl-i Ekrem’e (s.a.s.) vermeyi vaad ettiği cennette bir ırmak olarak anılmış ve onun özellikleri hakkında geniş tasvirlere yer verilmiştir. Yine hadis kaynaklarında tasvir edilen cennetteki havzın da kevserin bir uzantısı olup kevser adıyla anıldığı ifade edilmiştir.
Mushaftaki sıraya göre yüz sekizinci, iniş sırasına göre on beşinci suredir. Adiyat suresinden sonra Tekasür suresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayetler de vardır.
Sure adını ilk âyetinde geçen Kevser kelimesinden almıştır. Ayrıca “İnnâ a’taynâ...” ve “Nahr” adlarıyla da anılır.
Surede Hz. Peygamber’e dünya ve Ahirette verilen nimetlerden bahsedilmekte, kendisine Allah’a kulluk etmesi ve kurban kesmesi emredilmektedir. Ayrıca ona düşmanlık edenler kınanmaktadır.
Haber: Remziye ÇELİK