Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’nden yapılan paylaşım şöyle: “Diyarbakır ve çevresinde yürütülen arkeolojik kazılarda ortaya çıkan yerleşim yerlerinde taş, toprak gibi yapı malzemelerinin yanında tomruk kalıntılarına da rastlanır. Tomrukların uzak yerden getirilmesinin o dönemler için imkânsızlığı düşünüldüğünde bölgede ilk yerleşimlerin olduğu dönemlerden 15. Yüzyıla kadar ormanlık alanların olduğu güçlü bir olasılıktır. Farklı arkeolojik bulgular da Ergani, Güneydoğu Toros Dağları ve Karacadağ’ın büyük ölçüde ormanlarla kaplı olduğunu gösterir.

Fakat yüzyıllar boyu Musul, Basra ve Bağdat’a keleklerle taşınan odun ve tomruklar ormanların tükenmesine sebep olur. Ayrıca kentte yoğun olarak kullanılan hamamların ısıtılması için kullanılan odunlar da bu tükeniş sürecini destekler. Tarla açmak için yakılan ormanlar ise tükenişin bir başka sebebidir.

Ovalık bölgelerde tüketilen ormanlar insan elinin yetişmekte zorlandığı dağlık alanlarda varlığını geçtiğimiz yüzyıla kadar sürdürebilir. Karacadağ’ın kuzey yamaçları da bu alanlardan biridir ve geçtiğimiz son yüzyıla kadar ağaçlarla kaplı olduğu bilinmektedir.

Ovalık alanda kalan son ormanlar Diyarbakır-Siverek karayolu yapılırken yok edilir. Karayolu çalışması sırasında önce alandaki tüm meşe ağaçları kesilmiş daha sonra yol çalışmalarına başlanmıştır.” (Haber Merkezi)

Editör: Mücadele Gazetesi