16 Mart 1988’de 5 bini aşkın kişi, Irak’ın devrik diktatörü Saddam Hüseyin'in emriyle düzenlenen bombardımanda hayatını kaybetti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından yapılan açıklamada, katliamın tarihte bir utanç sayfası olduğu aktarıldı. Açıklamada, Kürtlere yönelik savaş ve soykırım politikaları da uluslararası anlaşmalarla yasaklanmasına karşın kimyasal silah kullanımının devam ettiği aktarıldı. Açıklamada son olarak şöyle denildi: “İnsanlık tarihine yeni utanç sayfalarının eklenmesine izin vermeyelim, savaşlara, katliamlara karşı mücadele edelim. Başka Halepçeler, başka soykırımlar yaşanmasın!”


Tarihe “Halepçe Katliamı” olarak geçen bu insanlık dışı saldırı, Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas rejiminin Kürt halkına karşı 1986-1989 yılları arasında sistematik olarak sürdürdüğü Enfal Soykırımı’nın en acı ve en son etabıydı.

Irak Hava Kuvvetleri, kente atılacak olan kimyasal silahın etkili olabilmesi için önce evleri konvansiyonel silahlarla bombalayarak camların kırılmasını sağladı, ardından kimyasal bombaları devreye soktu.

16 Mart 1988 sabahında ise Irak Hava Kuvvetleri’ne ait 8 adet MiG-23 uçağı 40 bin nüfuslu Halepçe'ye 5 saat boyunca zehirli gaz bombaları yağdırdı. İkinci saldırı başladığında ortaya kesif bir koku yayıldı. O anlara şahit olanlar, kente düşen bombaların içindeki "elma kokulu" gazların birkaç dakika içerisinde tüm kente yayılmaya başladığını söylüyor.

Katliamda çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 5 bini aşkın kişi şehit düştü, 10 binden fazla kişi de yaralandı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporuna göre bu kimyasal saldırı, günümüze kadar 43 bin 753 aşkın kişinin ölümüne, 61 bin fazla kişinin de sakat kalmasına sebep oldu. Sınır Tanımayan Doktorlar ekibi, hardal gazı kullanıldığını teyit etti.

Halepçe Katliamı, dünyada benzeri az görülen bir katliam olmasına rağmen halen soykırım olarak tanınmadı.

Kaynak: Haber Merkezi