Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nin 12 Eylül askeri darbesi döneminde "en korkunç işkencelerin ve insanlık dışı uygulamaların yaşandığı merkezlerden biri" olarak tarihteki yerini aldığı belirtilen açıklamada, "Bu tür acıların ve toplumsal travmaların bir daha yaşanmaması ve onarıcı bir adaletin tesisi için tüm aktörlerin katılımıyla özüne uygun bir şekilde, cezaevi hafızasının korunarak insan hakları müzesine dönüştürülmesi gerektiğini sorumluluğu bulunan yetkililere hatırlatırız" ifadeleri kullanıldı.
“İNSAN HAKLARI MÜZESİNE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ”
Diyarbakır Cezaevi'nin, Kürtlerin toplumsal hafızasında önemli sembolik bir yere sahip olmaya devam ettiği belirtilen başvuruda, "Türkiye toplumunun geleceği açısından son derece önemli bir tarihsel dönemde, işkenceler ve ölümlerin yaşandığı bir mekanın müze alanı olarak dönüşümü için hafızanın korunması önemlidir. Toplumsal yüzleşmelerin, kırılmaların ve travmaların telafisinde büyük rol oynadığını unutmamak gerekir. Bu tür acıların ve toplumsal travmaların bir daha yaşanmaması ve onancı bir adaletin tesisi için tüm aktörlerinin katılımıyla özüne uygun bir şekilde, cezaevinin hafızasının korunarak bir bütünen insan hakları müzesine dönüştürülmesi gerekir" denildi.
Kürt meselesinin çözümünde Diyarbakır Cezaevi gibi sembolik yerlerin dönüşümünün toplumsal barışa katkı sağlayacağı belirtilen başvuruda, "Dünyadaki diğer yüzleşme müzelerinin süreçlerinden de faydalanılarak acıların ve yaşamın ortaklaştırılması insanlık dışı uygulamalarla oluşturulan toplumsal mağduriyet ve hakikatle yüzleşilmesi ile hafızanın korunarak bu tür acıların ve toplumsal travmaların bir daha yaşanmaması için bir mekan inşa edilmelidir" ifadelerine yer verildi.
Baronun yaptığı başvuruda yanıtlanması istenen sorular şu şekilde:
-Müze ve kültür alanı olarak belirtilen ihale sürecine ilişkin olarak, cezaevinin tamamının insan hakları müzesi olarak özgün yapısı korunarak dönüşümü mü sağlanacaktır? Kültür alanı olarak belirtilen hususlar nelerdir?
-Proje kapsamında müze alanı olarak belirtilen yerlere dönük nasıl bir çalışma planlanmaktadır?
-Müze ve kültür alanı çalışması öncesi ve sırasında, Diyarbakır'daki hak temelli sivil toplum kuruluşları, mağdurlar, ikincil travmaya maruz kalan mağdur yakınları ve etkilenenlerle görüşmeler yapıldı mı? Yapılmış ise kimlerle görüşüldü ve görüşme sonuçları nelerdir? Yapılmamış ise ilgili taraflarla görüşme sağlanacak mıdır?
-Müze kapsamında bir zenginlik yaratmak amacıyla bilgi, belge, mektup, fotoğraf, resim, desen, giysi, günlük kullanım eşyası gibi objelere erişim sağlandı mı? Bu hususta dönemin mahpuslarıyla görüşme yapıldı mı?” (Haber Merkezi)