İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, her ayın ilk Cuma günü “Herkes için barış” şiarıyla sürdürdüğü barış nöbetinin 1’inci yılını geride bıraktı. Şube binasında gerçekleşen nöbete; İHD Genel Başkanı Eren Keskin, İHD MYK üyeleri, İHD Bölge Şubeleri, İHD üyeleri, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanları ve yöneticileri, Yeşil Sol Parti Diyarbakır İl Yöneticileri ve Milletvekilleri,  Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilciliği, 78’liler Derneği, TMMOB ve KESK Diyarbakır Şube temsilcileri ile çok sayıda barış savunucusu katıldı.

Açıklamayı okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz özetle şunları söyledi:

“İnsan Hakları Derneği Merkez Yönetim Kurulunun almış olduğu karar ile başlattığımız Barış Nöbetimizin 1.yılını geride bırakmış bulunmaktayız. Değerlendirmelerimiz sonucunda tespit edebildiğimiz ve Türkiye’de toplumsal barışın önünde engel olan kronik sorunların çözümüne ilişkin talep ile önerilerimizi güçlü ve etkin bir biçimde kamuoyu ve muhataplarına ulaştırmaya çalıştığımız bu eylemimiz, hak mücadelesi ve barış çabamızda paydaş olduğumuz kurum ve kişilerin desteğiyle daha fazla güç kazanmakta; bu destek ve dayanışma, barışa olan inanç ve umudumuzu artırmaktadır.

Türkiye’de yaklaşık 40 yıldır devam eden çatışmalı süreç, ardında on binlerce can kaybı, binlerce köy boşaltma ve milyonlarca yerinden edilen insan öyküsü bırakmış, çatışmalı sürecin bugün hala devam etmesi nedeniyle Kürt halkının evrensel hukuk normlarından kaynaklı meşru talepleri demokratik zeminde tartışılamayacak bir hal almıştır.

Türkiye’de başarıya ulaşılamasa bile, barış ve müzakere süreçlerinde, ülkenin sorunları ve bu sorunlar hakkındaki çözüm önerilerinin konuşulabilme ortamının oluşması ve çatışmasızlık halinin bir sonucu olan ekonomik refah seviyesindeki artışın etkisi ile toplumun büyük bir çoğunluğunda ciddi bir rahatlama olduğu şüphesizdir.

Ancak barış ve müzakere görüşmelerinin rafa kaldırılması Türkiye, hiçbir yurttaşının kendini güvende hissetmediği bir ülke konumuna gelmiştir. Sadece 2015 Yılı Temmuz ayından bugüne, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde çatışmalı süreçte yaşamını yitiren insan sayısının 5000’in üzerinde olduğu yönündeki tespitler bile tek başına Türkiye toplumunun her şeyden önce barışa ihtiyaç duyduğunun en acı ve reel göstergesidir.

Toplumdan gelen barış talebinin yerine getirilmesi ve barışın sağlanamaması nedeniyle ortaya çıkan olumsuz tablonun değişmesi amacıyla tüm siyasi parti ve örgütlerin öncelikli olarak barışın tesisi için atılması gereken adımları iyi tespit edip bu konularda çalışmalara ivedilikle başlaması gerekmektedir. Bu çalışmaların ilk adımı olarak 1 Ekim 2023 günü yeni yasama dönemine başlayan Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma programına toplumun tüm kesimlerini içine alan yeni bir anayasa yapım sürecini alabileceğini düşünüyoruz.

Zira 12 Eylül Askeri Darbesinin ürünü olan mevcut anayasanın tekçi anlayışı, toplumsal kutuplaşmayı artıran maddeler içermesi itibariyle çok çeşitli ve kültürlü bir yapıya sahip olan Türkiye toplumunun ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Yeni yasama döneminde meclisin ivedilikle çözüm üretmesi gereken bir diğer husus da Terörle Mücadele Kanunu ve İnfaz Kanununun eşitlik ilkesine aykırı maddeleri nedeniyle ortaya çıkan ayrımcı uygulamalardır. Yapılan yargılamalardan dolayı hapishanede tutulan mahpusların serbest bırakılmasının da barış meselesinin tartışılabilmesi açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.

Kürt meselesinin er ya da geç demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmek zorunda olduğu gerçeğinden hareketle bu meselenin çözümsüzlüğü nedeniyle tek bir insanın daha yaşamını yitirmesine tahammülümüz olmadığını belirterek adil bir barışın sağlanması için İnsan Hakları Derneği olarak 37 yıllık deneyimiz ile sorumluluk almaya hazır olduğumuzu tekrardan vurgulamak isteriz.” (Haber Merkezi)

Editör: Mücadele Gazetesi