DKVD’nın sosyal medya hesabından paylaştığı yazı şöyle: “Evliya Çelebi 1655’te Diyarbakır’da 3 hafta geçirir ve şehrin o dönemdeki demografik yapısından şöyle bahseder:
Köylülerin çoğunluğu Ermenidir, kentte yaşayan zanaatkar nüfusun önemli bir kesimi de Ermenilerden oluşmaktadır. Fakat gerek kır gerekse kent nüfusu oldukça heterojendir. Farklı dinlerden çeşitli dilleri konuşan kimseler vardır. Evliya Çelebi Diyarbekir’de Arapça, Türkçe, Farsça, Kürtçe ve Ermenice dillerinin konuşulduğunu söyler.
‘’Evliya Çelebi Diyarbekir’de’’ kitabının derleyecilerine göre bu diller arasına Zazaca da eklenebilir çünkü Evliya Çelebi başka yerlerde Zazaca’dan Kürtçe’nin bir lehçesi olarak bahseder.
Şehirdeki Müslüman nüfusun çoğu Kürttür fakat şehirde anadili Türkçe olan kalabalık bir kitle de vardır. Bölgede genel olarak Türkler Hanefi, Kürtler Şafidir, Kürtlerin küçük bir bölümü de Ezididir.
Evliya Çelebi şehirde yaşayan Hristiyanlara çok ilgi göstermeyip aralarında ayrım yapmasa da şehirde Hristiyan Ermenilerin yanı sıra bir Süryani Cemaati ve daha küçük bir Nasturi( Keldani) cemaati de bulunuyordu. Hatta şehirde bir Süryani patriği yaşıyordu.
Bu Hristiyan gruplarının yanında küçük bir Yahudi azınlık da yaşamaktaydı. Bu ‘’ehl-i kitap’’ cemaatlerin dışında kentte Ezidi ve Şemsilerin de yaşadığı biliniyordu. Evliya Çelebi bu inanç gruplarından bahsetmese de farklı seyyahlar Diyarbekir içerisinde Ezidi Köylerinin bulunduğunu, Mardin Kapı civarlarında bir Şemsiler Tapınağının yer aldığını anlatıyor.”
Haber: Fatih SURUÇ
Evliya Çelebi 1655’te Diyarbakır’da 3 hafta geçirir ve şehirn o dönemdeki demografik yapısından şöyle bahseder: pic.twitter.com/1y81dpKpqo
— Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Derneği (@dkulturtabiat) April 1, 2023