HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Anadolu Yayıncılar Derneğinin düzenlediği, ulusal medya temsilcileri ve yazarların da katıldığı kahvaltıya katıldı.
Burada seçim süreci ve gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Yapıcıoğlu, yeni ve adil bir sivil anayasanın elzem olduğuna vurgu yaptı.
Seçim sürecinde partilerine yönelik kirli algılara ve fiili saldırılara dikkat çeken Yapıcıoğlu, HÜDA PAR'ın duruşunun seçmene güven verdiğini söyledi.
"Yeni ve sivil bir anayasa için elimizden gelen katkıyı sunacağız"
Seçimde hedeflerine ulaştıklarını belirten Yapıcıoğlu, "Meclis Başkanı da seçilerek bir eşiği daha geçmiş olduk. Önümüzdeki hafta salı gününden itibaren oturumlar başlayacak. Meclis başkanlığına seçilen Numan Bey ilk teşekkür konuşmasında yeni bir anayasaya vurgu yaptı. Yeni bir anayasa ihtiyaçtır. Biz aslında partimizi kurduğumuz günden bu yana sürekli yeri geldiğinde gündeme taşıdığımız. Gündeme geldiğinde o konudaki fikirlerimizi paylaştığımız konulardan bir tanesi de Anayasa değişikliğidir. Bize göre Meclisin en önemli görevlerinden bir tanesi sivil bir anayasayı memlekete hediye etmektir. Bu konuda bizde elimizden gelen katkıyı sunacağız." dedi.
HÜDA PAR 4 milletvekiliyle Mecliste ne yapacak?
Parlamentoda 4 milletvekiliyle yapabileceklerini aktaran Yapıcıoğlu, şunları kaydetti:
"Parlamentonun gündemini elbette biz belirlemeyeceğiz. Çünkü belirttiğim gibi 4 tane sandalyemiz var. Fakat bizim parlamentoda ortaya koyacağımız tavır şu olacak. Biz baştan beri söylüyoruz. Doğru kimden gelirse gelsin, biz o doğruya sahip çıkarız; yanlışı da kim yaparsa yapsın, biz o yanlışın karşısında duracağız. Bir diğer ilkemiz şudur; önümüze bir iş geldiğinde ve eğer o iş bize kalacaksa yani ağırlığımızı koyduğumuz taraf üste çıkacaksa, 4 sandalye bile olsa bazen bunu yapabilme imkânımız olacak. Herkes şundan emin olsun. Biz asla kendi şahsi veya partisel çıkarlarımızın milletimizin çıkarlarının üzerinde görmedik, bundan sonra da inşallah görmeyeceğiz. Bizim ölçülerimiz hep şudur; parlamentoda yapılacak düzenleme milletin memleketin faydasına mı? Değil mi? Eğer memleketin ve milletin faydasına olacağını kanaat getirirsek, bizim aleyhimizde bile olsa biz ona destek çıkarız. Bunun tersi de doğrudur. Eğer millete ya da memlekete zarar verecekse, ama şeklen bize faydalı bile görünse de biz asla buna destek vermeyiz. Çünkü zaten memleketin geneline zarar olan bir şey aslında hiç kimsenin faydasına değildir. Bizim temel yaklaşımımız budur."
"Ne İslam kadına düşmandır ne de HÜDA PAR kadına düşmandır"
Kadın üzerinden HÜD PAR'a yönelik algı oluşturulmaya çalışıldığının altını çizen Yapıcıoğlu, "Doğrudan bunu söyleyeme cesaret edemedikleri için HÜDA PAR üzerinden söylüyorlar. 'İslam kadına düşmandır. İslam kadını eve hapis eder. İslam kadına çalışma hakkı tanımaz. İslam kadına yaşam hakkı tanımaz. İslam kadına okuma hakkı tanımaz.' Bunu söylemeye çalışıyorlar fakat doğrudan doğruya faili İslam olan bir cümle kuramadıkları için içlerindeki kini böyle dışarıya vuruyorlar. Bunu anlamamak için gözlerini kapatmak lazım ya da özellikle ben anlamak istemiyorum demek lazım. Aslında yapmak istedikleri şey budur. Fakat bunların tümünü ben reddediyorum. Ne İslam kadına düşmandır ne de HÜDA PAR kadına düşmandır. Biz programımızın hiçbir yerinde kadın çalışamaz diye bir şey yazmadık ve söylemedik. Bizim inancımız bize şunu söyler ‘insan için, çalıştığından başkası yoktur’.Bakın İslam erkeğe çalıştığından başkası yoktur demiyor. Bizim inancımız bize bunu söylüyor. Bu Allah’ın kelamıdır. Bir beşer kelamı değildir. Biz asla bir konuda Allah ve Resulü bir şey söylemişse, onu değiştirme hakkı ve haddini kendimizde görmeyiz. Kadın veya erkek herkese ilim öğrenmek farzdır. Bizim inancımız budur. Bizim inancımız İslam’dan aldığımız şey kadın ve erkek isterse çalışır. Kadın çalışmasına engel olacaklar. Ya da kadına düşmanlar. Biz kadına niye düşman olalım ki. Toplumun yarısı kadın ve o kadınlar geri kalan yarısını da doğurmuştur ve ona ilk öğretmenliği yapmıştır. Hayata o hazırlamıştır. Dolayısıyla bizim gözümüzde kadınlar azizdir, muhteremdir, saygıdeğerdir ve onların saygınlığına zarar getirecek bir şey olmamalıdır diyoruz"
Kürt meselesi
"Bazıları Kürt sorunu eşittir terör sorunu, eşittir şiddet sorunu, eşittir asayiş sorunu, eşittir bölgesel geri kalmışlık sorunu olarak değerlendiriyor." diyen Yapıcıoğlu, "Bize göre sorunun kendisi bu değil. Şiddet, terör, silah ya da asayiş sorunu bu sorunu bir sonucudur, sebebi değildir. Sorun vardı. Sorun red, inkâr, asimilasyon, zülüm, katliamlardır. Tek parti diktası döneminde çok acılar yaşandı. 'Kürt yoktur' dendi. Kürt dili tamamen yasaklandı. Kürtçe konuşanlar cezalandırıldı. Mahkemede kendini savunmak için Türkçe bilmeyen, sadece bildiği tek dil Kürtçe olan insanlar ‘Türkçe bilmeyenden memlekette hayır gelmez’ denilerek,sırf bu nedenle İstiklal Mahkemelerinde asılmadı mı? Bunlar birikti birikti sonunda böyle bir sonuç verdi. Tabi o yanlış politikalar bir şey biriktirdi. Sonrada birileri çıktı ona karşı çıkıyormuş gibi yaptı. Fakat aslında bize göre Kürt sorununu da araçsallaştırdı. Eğer gerçekten bu sorunun çözümünü istiyor olsalardı, çözüm sürecini zehirlemezlerdi. Bu nedenle sorunu araçsallaştırdılar diyorum. Sorun onlar için araçtı, çünkü sorunun varlığı onların ekmek yemeğe devam etmesi demektir. Siyaseten bundan nemalanıyorlar. Sorunun çözümü tek şeylerini bunun üzerine bina ettikleri için, onlar için siyasetten ciddi bir geri gidiş anlamına geldiği için, varsın sorun devam etsin, varsın devlet Kürtleri dövmeye devam etsin. Bizde bunun üzerinden siyasi bir çıkar elde edelim diye yaklaşıyorlar. Bence bu çok gizli bir şey değil. Bu aşikâr bir şekilde görünüyor. Çözüm sürecinde özellikle görünüyor."dedi.
Haber: Ejder Ediz IŞIK