İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınlarının, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 748. haftası Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp yakınları, hak savunucuları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Diyarbakır’ın Bismil İlçesinde 21 Haziran 1995’te gözaltında kaybedilen Selahattin Akbulut’un failleri soruldu.
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun şunları söyledi:
“Bir kez daha 90’lı yıllarda yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin, bugüne kadar etkisi olan adaletsizliğin yarattığı tahribatları ifade etmek, hesaplaşmak ve barışçıl bir düzen inşa etmek için bir aradayız. Ne yazık ki Türkiye seçimden sonrada önceki dönem gibi insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir siyasal ve sosyal ortamı devam ettirmekte ısrar edilmektedir.
Geçtiğimiz hafta içerisinde; Cizre’de gözaltına alma sırasında kolluğun işkence ve kötü muamele eylemleri, Patnos Belediye Eş başkanlarının gözaltına alınması, Cumartesi Annelerinin kolluk şiddeti akabinde ters kelepçe ile gözaltına alınması gibi hak ihlalleri yaşandı. Seçim sonrasında İnsan Hakları Derneği olarak, hak ve özgürlüklerin korunmasına yönelik yaptığımız çağrıyı yeniliyoruz. Türkiye’nin en önemli meselesinin Kürt Meselesi olduğu, demokratik hak ve özgürlüklerin ancak bu mesele yüzleşmekten geçmektedir. Bütün bu meseleleri göz önünde bulunduracak, kayıplarını arayan insanların acılarını anlayacak bir iktidar yönetici kadrosu bulmak mümkün değil. Yine güvenlikçi bir konsept, yine gözaltılar, baskılar ve insan hakları ihlalleri. Kürtlerin ve dayanıştığı dostları dışında, buna itiraz eden bir muhalefet yok. Türkiye’de yaşayan bütün halklar, inançlar demokratik hak ve özgürlüklerin olmayışından etkileniyorsa, herkes tarafından demokratik ve barışçıl yöntemler ile ifade edilmesi gerekiyor. Seçim öncesinden de karşılaştığımız ırkçı ve ayrımcı söylemlerin, seçim sonrasında da devam ediyor. Açıkçası bu saldırılara karşı yine Kürtler tek başına mücadele ediyor. Yıllardır Kürtler ve onlar ile dayanışan demokrasi güçleri bunun mücadelesini veriyor. Türkiye’nin tamamında bir muhalefet iddiasında olanlar da güçlü bir şekilde demokrasi ve adalet temelinde mücadele etmelidir.
Türkiye’de sadece Kürtlerin yaşadığı yerlerde işlenen suçlar var. 5 yaşındaki Erdem Aşkan, kolluk görevlisinin hakimiyetindeki aracın çarpması neticesinde yaşamını yitirdi. Şubemizin bu konuda hazırladığı rapora göre de, kolluğun bu yönde işlediği suçların tümü Kürt coğrafyasında gerçekleşiyor. Mağdurlar Kürt; failler, suçlular kolluk görevlileri. Bu güne kadar bu kolluk görevlilerinden cezalandırılıp, infazını hapiste geçiren olmadı. Hatta tutuklanan olmadı. Son olayda dahi kolluk görevlisi olma ve daha önce yaşananların cezasız kalmasının verdiği cesaretle hareket ediliyor. Savcısından hakimine, kolluk görevlisinden iktidarın tüm bileşenlerine sesleniyoruz; Kürt meselesinde güvenlikçi politikalar ile bir yere varılamayacağını görmeleri gerekiyor. Adaletsizliğe ve cezasızlığa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”
İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Akdeniz ise gözaltında kaybedilen Selahattin Akbulut’un hikayesini paylaştı.
Açıklamanın ardından kayıp ve faili meçhul cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemi yapıldı.
Haber: Ejder Ediz IŞIK