Silvan (Farqin)

Eski ama çok eski bir yerleşim yeri Silvan birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim şehirlerdendir. Geçmişi Asurlulara kadar dayanan Silvan Helenistik çağın en önemli merkezlerinden sayılmakta olup büyük Tigran tarafından kurulduğu belirtilmektedir. Bizanslıların şehre Matryropolis yani şehitler şehri adını verdiklerini tarih kaynaklarından öğrenebiliyoruz. Şehitler şehri denmesinin sebebi ise 40 Hristiyan şehidinin kemiklerinin görkemli bir merasim ile inşa edilen büyük bir kalenin kemerlerinin altına gömülmesinden kaynaklı olduğu belirtilmektedir.

 

Silvan, Hz.Ömer döneminde 639 yılında Müslümanlar tarafından fethedilir. Daha sonraki dönemlerde sırasıyla Hamdaniler, Mervaniler, Büyük Selçuklular,Artuklular, Eyyubiler ,Anadolu Selçuklu ve Osmanlıların bünyesinde varlığını sürdüren Silvan en büyük tahribatı Moğollardan aldı. Hülagu önderliğindeki Moğol ordusu tarafından harebeye çevrilen Silvan, birçok tarihi yapısının yıkılıp yok olmasıyla hazin bir tablo ile karşı kaşıya kalmıştır.

 

Silvan birçok medeniyete beşiklik yapmış ve bünyesinde halen birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Etrafı çift sur sistemi ile çevrili olan Silvan kalesi, Dünya’da dolgu sistemi ile yapılan tek kale-şehir özelliğine sahiptir. Silvan Dünya’nın en büyük taş kemerli köprüsü olan Malabadi köprüsüne sahip olup,  köprü hakkında Evliya Çelebi Seyahatnamesinde “Dünya’da eşi ve benzerine rastlayamadım” demiştir. Zembilforş burcu, Selahaddin-i Eyyubi Camii,  Karabehlülbey Camii, Kıldan Kilisesi (Şimdiki Belediye Camii),Kırık Minare,Helda ve Boşat kaleleri, Roma eseri olan Başka kalesi, Atatürk müzesi, Üstünler ve Azizoğullarına ait konaklar,Çeşmeler ve türbeler ,Temtemburg, Hemido mağaraları  ve 300 odalı Hasuni mağaraları ile eşsiz bir mirasa sahiptir.

 

Cumhuriyetin kurulması ile sosyo-ekonomik anlamda gelişen Silvan 1990’lı yıllara kadar sakin bir şehir hüviyetinde olmuş ve kırsal alandan göç alıp nüfusunu hızla artırmıştır. Fakat doksanlı yıllardan sonra bölgede istenmeyen olayların baş göstermesi ve en son hendek olayları ile gündeme gelen Silvan hızlı bir şekilde göç veren bir yerleşim yeri olmuş son birkaç yıldır toparlanma eşiğine gelmiş olsa da en son yaşanan küresel salgından ciddi anlamda olumsuz etkilenmiş vaziyette.

 

Silvan (Farqin), medeniyetlere beşiklik, Mervanilere başkentlik, Mezopotamyanın kalbine naksedilmiş bir merkez olup, bağrından nice ilim ve irfan insanı yetiştirmiş, zembilfroşuyla, Malabadi köprüsü ile aşklara ve destanlara konu olmuş, elbat dağlarına sırtını dayamış olağanüstü bir şehir. Birçok özelliği bünyesinde barındıran Silvan ,eski adıyla Meyyafarkin yakın geçmişte yaşadığı acı ve elem dolu yılların ardından lisan- hal dili ile epey bir süre kabuğuna çekilmiş, yaşanan olumsuz hadiselerden ötürü küsüp yorganını  üstüne atıp uykuya dalmış veyahut kapkara bulutların arkasına saklanıp etrafına ışığını ve aydınlık yüzünü gizlemiş bir güneş misali bir hal ve tavır içinde. Lakin Silvan tarihinde Moğollardan olsun başka ırk ve devletlerden olsun çok darbe aldı çok yıprandı ama pes etmeyerek yorganını üstünden atmış, zifiri karanlıklardan çıkıp aydınlık günlere doğru yola çıkıp etrafına ışık huzmelerini tekrar saçmış bir vaziyet içinde.

 

Bizde inanıyor ve ümid ediyoruz ki Silvan geçmişiyle barışıp mazideki şa’şalı günlerine geri dönüp halkıyla tekrar barışacaktır.