Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun (DBŞT) düzenlediği 1. Amed Kadın Tiyatro Günleri’nin üçüncü gününde, Şebnem İşigüzel’in kaleme aldığı, Berfin Zenderlioğlu’nun yönettiği ve Nazan Kesal’in oynadığı “Yaralarım Aşktandır” adlı oyun sahnelendi. Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi’ndeki tek kişilik oyunu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak, Genel Sekreter Yardımcısı Zerin Türk, meclis üyeleri ile birlikte çok sayıda kişi izledi.
Kesal, oyunda İran şah döneminde yaşamış ve şiirleriyle çağdaş İran edebiyatında da örnek teşkil edebilecek öncü kadın şairlerden biri olan İran şiirinin isyankâr sesi Füruğ Ferruhzad’ın nefesini, tiyatro sahnesine taşıdı. Oyunda Füruğ’un hayatında yaşadığı trajediler olan çocuğundan ayrı düşmesi, sürgün edilişi, aile, toplum ve erkek edebiyatçıların baskısına rağmen kendini var ederek sanatıyla direnişi anlatıldı.
“IŞIĞINIZ HİÇ EKSİLMESİN”
Oyunun ardından dakikalarca ayakta alkışlanan sanatçı Nazan Kesal, Diyarbakır’da 10 yıl yaşadığını anımsatarak, “Kendimi yeniden doğmuş gibi hissettim ve burada olmaktan onur duydum” dedi. Kesal, “Sayenizde çok ilginç bir oyun oynadım, hep birlikte oynadık, oyun seyirciyle beraber oynanır. Ben bugün bu oyunu hala davası süren canımızı yakan, -ki hepsi yaktı da burada başka bir hikâye var- küçücük kız çocuklarından bir tanesi olan Narin için ve tüm kız çocukları için oynadım. Füruğ’un kelime anlamı ışık demek. Oyunun son cümlesi ışığınız hiç eksilmesin üzerinizden” dedi.
EŞ BAŞKAN BUCAK’TAN KESAL’E PLAKET
Kesal’e plaket vererek teşekkür eden Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak, “Sahnede sanatçılar olduğunda siyasetçilerin konuşmasından çok hoşlanmıyorum ama bir biçimiyle bunu da yerine getirmek zorundayız. Az önce Diyarbakır’da on yıl kaldığınızı ve bu kentin özel bir yer olduğunu söylediniz. Sizin gibi özel bir sanatçıya, özel bir hediye yakışırdı” dedi.
“DİYARBAKIR’A YAKIŞAN BİR OYUN”
Oyunun yönetmeni Berfin Zenderlioğlu da, Füruğ’un özelinde sanatıyla direnen, var olan rejime kafa tutan bir kadının hikâyesini sahneye aktardıklarını söyleyerek, “Her ne kadar yaşadığımız coğrafya farklı olsa bile Füruğ’un yaşadığı çıkmazlar, çelişkiler, kadınlık anlamında da çok ortak noktalar olduğu için bence Diyarbakır’a yakışan bir oyun” diye konuştu.