Diyarbakır mutfağının dünya gastronomi listelerine girmekte zorlanmasının nedenlerini Mücadele’ye açıklayan Dicle Üniversitesi Aşçılık Programı Öğretim Görevlisi Aşçı Cüneyt Ateş, bölgesel lezzetlerin uluslararası mutfaklarda hak ettiği yere gelebilmesi için sadece tat değil, görsellik ve porsiyonlamanın da önemli olduğunu vurguladı.
“GÖRSELLİĞE DAHA FAZLA ÖNEM VERMELİYİZ”
Diyarbakır yemeklerinin genellikle büyük porsiyonlarla sunulduğunun altını çizen Aşçı Cüneyt Ateş, “Yemeklerimiz şölen havasında yapılıyor ve tüketiliyor. Ancak dünya mutfaklarında bu tarz büyük porsiyonlar kabul görmüyor. Kalori miktarının, gramajın ve tabak süslemesinin daha dengeli hale getirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“DÜNYAYA AÇILMAK İSTİYORSAK PORSİYONLARI KÜÇÜLTMELİYİZ”
Diyarbakır’da duvaklı pilav ve kibe mumbar gibi yemeklerin büyük tepsi veya taslarda sunulmasının uluslararası gastronomi platformlarında kabul görmediğini hatırlatan Cüneyt Ateş, “Dünyaya açılmak istiyorsak porsiyonları küçültmeli, daha estetik ve modern sunumlar yapmalıyız” dedi.
“DİYARBAKIR MUTFAĞINI GLOBAL LİSTELERE SOKABİLİRİZ”
Son yıllarda popüler hale gelen moleküler mutfak tekniklerine de değinen aşçı Ateş şunları kaydetti; “Günümüzde insanlar sadece lezzeti tatmak istiyor. Küçük bir parça bile o tadı vermeye yetiyor. Eğer biz de lezzetlerimizi küçük porsiyonlarda, daha modern sunumlarla dünyaya tanıtabilirsek, Diyarbakır mutfağını global listelere sokabiliriz”