Kuruluş tarihi çok eski olan Diyarbakır’ın Hani ilçesi ile ilgili ilk bilgiler MÖ 8. yüzyılda başlar. Urartu devleti ve Asurlular arasında önemli çatışmalara sahne olduğu bilinmektedir. Daha sonra Nirbi'lerin yerleşim merkezi olan Hani'nin tarihçesi Diyarbakır merkezinin tarihçesiyle paraleldir. 1875'te Palu'ya bağlı bir bucak olan Hani, 1958 yılında ise Diyarbakır’a bağlanmıştır. Hani'de belediye, 1878'de kurulmuştur. Hani ilçesinin bugünkü adının nereden geldiği ile ilgili bilgilerin tümü birtakım efsanelere dayanmaktadır. Hani isminin nereden geldiğini sizler için derledik. İşte detayları…
Aynkeris Şifalı Suyu
Diyarbakır hani ismi nereden gelmiştir?
AYN-I KEBİR EFSANESİ
Hani’nin bugünkü adının nereden geldiği ile ilgili bilgilerin tümü birtakım efsanelere dayanmaktadır. Bu efsanelerden en mantıklı olanı, ilçenin, bu adı bölgede bulunan ve yerel dilde “yenı” olarak tabir edilen “Ayn-ı Kebir” su kaynağından aldığıdır.
‘ÇEŞME’ EFSANESİ
Bazı efsanelere göre Hani, Zazaların eski yerleşim yerlerinden biri olduğu için, Zazaca’da Henı olan ‘Çeşme’den aldığına inanılmaktadır. İlçenin eski ismi Henı'dır. Henı Zazaca’da Çeşme demektir. Hani Zazaların eski yerleşim yerlerindendir.
‘KALABA’ DEPREMİ EFSANESİ
Diğer bir efsane ise, Hani’de olan büyük bir deprem sonrası ‘Hani’ anlamından geldiğine inanılmaktadır. Hani adının nereden geldiği ile ilgili nakledilen rivayetlerden biri şöyledir: Tarihte ‘Kalaba’ olarak adlandırılan Hani’de vaktiyle bir deprem olmuş ve yerleşim yeri bu depremden sonra yerle bir olmuştur. Ne var ki, daha önce ticaret amacıyla ilçeden çıkıp uzak yerlere giden tüccarlar geri döndükleri vakit, ilçeyi yerinde görememiş ve birbirlerine nerede anlamına gelen ‘Hani’ tabirini kullanınca, ilçenin adı ‘Hani’ diye anılmaya başlanmıştır.
Hani ilçe görüntüsü
HANİ’NİN GENEL DURUMU
MÖ 1280 yılında Asur Hükümdarı I. Salmanassar ile yaptıkları savaşta yenilerek dağılan Nirbi'lerin yerleşim merkezi olan Hani, Cumhuriyet döneminde Lice'ye bağlı bir belde idi. Daha sonra gelişerek ilçe oldu.
Denizden 1200 metre yüksekte, dağlık bir bölge olan Hani, Artuklulardan kalma Hatuniye Medresesi, Ayn-Kebir Su Kaynağı, Yasin Minaresi ve Cafer-i Tayyar Yatırı ile tarihi bir zenginliğe sahiptir. Silvan'dan sonra nüfus yoğunluğu en çok olan ilçedir. Kilometrekareye 63 kişi düşer. Ayrıca 100 kilometreye ortalama 4 köy düşer. Köyler ilçenin kuzeyindeki küçük ova çevresinde toplanmıştır.
Dışarıya sattığı en önemli ürünler tahıl, pamuk, yaş ve kuru meyveler ile birlikte ayrıca ilçeden her yıl kereste satışı yapılmaktadır. Ayrıca ilçede çökelek ve tereyağı satılmaktadır. Dicle Nehri Hani'ye 18 km uzaklıktadır. Ayrıca nehirde bolca alabalık yetiştirilmektedir.
PİR AZİZ TÜRBESİ
Kuyular Mahallesi'nin kuzeyinde bulunan Piraziz Dağları'nda yüksek bir tepenin üzerinde türbesi bulunan Pir Aziz, halk arasında Şeyh Abdulkadir Geylani’nin torunu olarak biliniyor.
HANİ’NİN TESCİL AŞMIŞ YEREL LEZZETLERİ
Doğal kaynak suları ve eskiye dayanan geçmişiyle Hani, keşfedilmeyi bekleyen yerlerden biridir. Hani’nin en meşhur öne çıkan iki lezzeti vardır. Bu lezzetler geçmişleri eskiye dayanan ve bugün ise tescillenerek coğrafi işaret alan Cartlak Kebabı ve bölgede neredeyse herkesin sevdiği yemeklerden biri olan Mehir Aşı’dır.
Hani’nin tarihi yerleri şunlardır:
Denizden 1200 metre yüksekte, dağlık bir bölge olan Hani, Artuklulardan kalma Hatuniye Medresesi, Ayn-Kebir Su Kaynağı, Yasin Minaresi ve Cafer-i Tayyar Yatırı ile tarihi bir zenginliğe sahiptir.
HATUNİYE MEDRESESİ
Sancar Şahin Validesi Zeynep Hanım tarafından 13. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.
HANİ ULU CAMİ
Kesin olarak tarihi bilinmemekle beraber bir Selçuklu eseri olup, 15. yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Kızıl kilise olarak da bilinir. Ulu Camii 1684, 1779, 1780 ve 1870 tarihlerinde tamir görmüştür. Yakın zamanda, camii avlusuna ŞURKAV tarafından kesme taşlardan yapılmış bir şadırvan inşa edilmiş ve bahçe düzenlemeleri yapılmıştır.
AYNKERİS ŞİFALI SUYU
İlçe merkezinden 2 km mesafededir, sarılık hastalığına iyi geldiği sanılmaktadır. Yıllık ziyaretçi sayısı 10.000 kişi dolayındadır.
KOKİ ÇAYI MESİRESİ
İlçe merkezinden 8 km mesafededir. Burada kaynayan suda bol miktarda alabalık bulunur. Saniyede 6 metreküp su akmaktadır. Hani'nin şebeke suyu koki çayından gelmektedir .
AYNKEBİR HAVUZU
Aynkebir su havuzu Ulucami ile Hatuniye medresesi arasında bulunan büyük bir havuzdur. Bu su Hani Dağının eteklerinde kaynar ve 9 kemerli bentlerden çıkarak bir havuz oluşturur. Havuza 7 gözden su akmaktadır. Akan su ile ilçenin tüm arazileri sulanmaktadır. MÖ 2000] yılında Huriler tarafından yapılmıştır. Hani ilçesinin bağlı olduğu Diyarbakır merkez ilçeye olan uzaklığı 64 kilometredir. Merkez, Çarşı, Derelli, Zirve ve veziri mahallesi olmak üzere ilçe merkezi 5 mahalleden ibarettir.
Bu suyun ne zaman bulunduğu konusunda da bir bilgi yoktur. Burada içme kürleri yapılmakta olup, sarılık, karaciğer hastalıklarına iyi geldiği ve böbrek taşlarının düşürülmesinde etkili olduğu bilinmektedir.
ŞEYH AHMED EFENDİ TÜRBESİ
1823 yılında vefat eden, Halidi Tarikatı’nın kurucusu Mevlana Halid Ziyâeddin'in küçük oğlu Şehabeddin Ahmet’in mezarı bulunmaktadır. Türbe, yakın zamanda ŞURKAV tarafından restore edilmiştir.
Haber: Remziye ÇELİK