Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahalles’nde 21 Ağustos'ta kaybolan sekiz yaşındaki Narin Güran, ne yazık ki 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde ölü olarak bulundu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titizlikle yürütülen soruşturma kapsamında, Narin’in ailesi ve çevresi mercek altına alındı.

Narin Güran’ın Ölümünde Ilk Bulgular Ortaya Çıktı!

Diyarbakır’ın beş ilçesine birden kritik uyarı! Diyarbakır’ın beş ilçesine birden kritik uyarı!

Narin, Kuran kursuna gitmek üzere evinden ayrıldıktan sonra, en son saat 18.47'de bir kız arkadaşı tarafından görüldü. O andan itibaren kayıplara karışan Narin için hem köyde hem de çevresinde geniş çaplı aramalar yapıldı, ancak izine rastlanmadı. Eğertutmaz Deresi'nde yapılan arama çalışmaları sonucunda, Narin, çuval içerisine konulmuş ve üzeri taşlarla gizlenmiş şekilde ölü olarak bulundu.
 
Olayla ilgili soruşturma derinleşirken, Narin’in abisi Enes Güran ve annesi dahil olmak üzere toplam 8 kişi tutuklandı. Soruşturmanın odağında ise Narin'in amcası Salim Güran ve abisi yer alıyor. Özellikle, amca ve abisinin olayla ne kadar ilişkili olduğu merak ediliyor.

Son Dakika! Salim Güran’ın Ifadesi Ortaya Çıktı “Siz Mi Öldürdünüz”

AMCA SALİM GÜRAN'IN İFADESİ YENİDEN ALINDI
Narin Güran cinayeti soruşturması kapsamında, 2 Eylül'de tutuklanan Salim Güran, cezaevinden getirilerek Diyarbakır Adliyesi'nde üç savcı tarafından yeniden ifade verdi. İfadesinde, olay günü yaptıklarına ilişkin jandarma ve savcılıkta daha önce verdiği ifadeleri tekrarlayan Güran, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Narin Güran’ın DNA'sının aracında bulunmasıyla ilgili olarak, aracına farklı çocukların da bindiğini belirtti ve "Sadece Narin'in DNA'sının çıktığına ilişkin herhangi bir diyeceğim yoktur." dedi. 

Savcılık işlemleri tamamlanan Güran, tekrar cezaevine gönderildi. 
 
WHATSAPP KAYITLARI DA SORULDU
Soruşturma kapsamında tutuklanan Mehmet Selim Atasoy'un olay günü tarlada kızlarının olmadığını, sadece oğlu ve kendisinin olduğunu belirttiğinin aktarılması ve "olaydan 2 gün önce Salim'in kızlarını köydeki evine götürdüğü" yönündeki beyanlarının sorulması üzerine Güran, şunları kaydetti: "Bu beyanı kabul etmiyorum. Olay günü kızları da tarladaydı. Kızlarını ben olay günü eve götürdüm. 20.00 sıralarında bana telefon geldi ve 'Narin kayıptır.' dediler. Beni arayan kızım Gizem'di. Köyün içine arabayla gittiğimde bütün köy kapıdaydı. Ben telefonla jandarma komutanını arayıp 'Kardeşimin kızı kayıptır.' dedim. Yürüyerek aramaya katıldım. Sabaha kadar arama yaptık."

Güran, "18.59'da okulun önünden geçtiğinin kamera kayıtlarından tespit edildiği"nin belirtilmesi üzerine, o yolu kullandığını aktardı.

"Mehmet Selim Atasoy telefonla arayıp, 'Yolda ileri geri giden şüpheli bir araç var' demesinin üzerine hemen M'yi Hüseyin amcasının evinin önünde bırakıp hızlıca şüpheli aracın olduğu yere doğru gittim. Söz konusu kameranın önünden geçme nedenim de budur." diyen Güran, olay günü, tutuklu Nevzat Bahtiyar ile saat 15.08'de yaptığı görüşmenin içeriğinin içme suyu olduğunu iddia etti.

Nevzat Bahtiyar

NEVZAT BAHTİYAR'IN SÖYLEDİKLERİNİ RED ETTİ!
Savcılığın, "Sizden ele geçirilen cep telefonuna ilişkin yapılan Dijital Materyal İnceleme Raporu'nda 23 Ağustos gününden önceki tüm normal arama ve WhatsApp arama kayıtlarını sildiğiniz anlaşılmıştır. Neden arama kayıtlarını silme ihtiyacı duydunuz?" sorusu üzerine Güran, "Sürekli telefonumda bulunan dijital verileri siliyorum. Narin'in ölümüne ilişkin herhangi bir delili yok etme amacı taşımıyorum." ifadelerini kullandı.
 
Narin Güran cinayeti soruşturması kapsamında, Salim Güran'a, ailenin birçok üyesinin 21 Ağustos tarihine ait telefonlarındaki arama, mesajlaşma ve WhatsApp kayıtlarının silinmesine ilişkin sorular yöneltildi. Savcılar, bu kayıtların neden silindiğini sorduğunda Güran, aile üyelerinin neden bu verileri sildiklerini bilmediğini ileri sürdü. 

Narin Güran cinayeti soruşturmasında, Salim Güran, tutuklu sanıklardan Nevzat Bahtiyar'ın aleyhinde verdiği ifadeleri reddetti. İfadesinde, Nevzat Bahtiyar'ın söylediklerinin yalan olduğunu ve olay günü onu saat 15.00-16.00 arasında görmediğini belirtti. Güran, sadece saat 20.00 civarında köye geri dönerken Nevzat’ı kalabalık içinde gördüğünü iddia etti. Yeğeni Narin'i öldürüp cesedini Nevzat'a teslim ettiği iddialarını da kesin bir dille reddetti.

BEYAZ RENKİ ARACI KONTROL ETTİ
Savcılar, Güran'a HTS kayıtlarına göre olay günü Nevzat Bahtiyar ile saat 15.21-15.46 arasında birlikte olduğunu ve bu durumun Bahtiyar’ın beyanlarıyla uyumlu olduğunu hatırlattı. Güran ise, baz istasyonu analizlerinin yanlış olduğunu savunarak, bu çelişkiye katılmadığını belirtti.

Olay günü tutuklu Mehmet Selim Atasoy'un oğlu R.A. ile yaptığı telefon görüşmeleri de sorgulanan Güran, bu görüşmelerin tarla işleriyle ilgili olabileceğini, konuşmaların içeriğini hatırlamadığını söyledi. Ancak, 18.37, 18.42, 18.51 ve 18.54 saatlerinde yapılan görüşmelerin içeriği sorulduğunda, şüpheli olarak değerlendirdikleri beyaz bir araç üzerine konuştuklarını iddia etti.

"Mehmet Selim Atasoy'un sizi araması üzerine okulun önünden geçerek beyaz renkli arabayı kontrol etmeye gittiğinizi beyan ettiniz. HTS incelemelerinde Mehmet Selim Atasoy'un sizi 18.27’de aradığı, ancak 18.59'da okulun önünden geçtiğiniz kamera görüntüleri ile sabit olduğu, ayrıca R.A. ile 18.37-18.54 arasında yapmış olduğunuz 4 görüşmenin araba ve tarlaya ilişkin olduğunu ve arabayı kontrol ettiğiniz noktada gerçekleştiğini, sonrasında tarlaya ve sondajın olduğu yere gittiğinizi beyan ettiniz. Bu durum okul kamerası önünden 18.59’da geçtiğiniz sabit olduğu hususu ile çelişmektedir." denilerek, söyleyeceklerinin sorulması üzerine Salim Güran, bu hususta söyleyeceği bir şey olmadığını kaydetti.

DİKKAT ÇEKEN GÖRÜŞME
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Narin Güran cinayeti soruşturmasında yeni bir gelişme yaşandı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve kısa bir süre önce adli kontrol şartıyla serbest bırakılan tutuklu sanık Salim Güran'ın işçisi R.A. ile yaptığı görüşme, soruşturma dosyasına dahil edildi.

Telefonda yapılan imaj çalışmasında Salim Güran ile R.A. arasında yapılan Kürtçe görüşme, uzman ekip tarafından çözümlendi. İfadesinde Salim Güran ile 21 Ağustos’ta 08.33, 15.52, 18.37, 18.51, 18.52 ve 18.54’te yapmış olduğu görüşmelerin içeriğini sorulan R.A., hiç bir konuşmayı hatırlamadığını söyledi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Narin Güran cinayeti soruşturması kapsamında elde edilen cep telefonu imajlarında, Salim Güran ve işçisi R.A. arasında dikkat çekici bir görüşme tespit edildi. Bu görüşmede, Salim Güran'ın R.A.'ya, "O sondaki köşede bir şeyin düşmüş ha, sana ait bir şey, sondaki yamaçta. Yamacın köşesi taş" şeklinde bir ifade kullandığı, R.A.'nın da bu mesaja "eee" şeklinde yanıt verdiği belirlendi. Görüşmenin devamında ise Salim Güran'ın, "Biri yerde" dediği, R.A.'nın buna "Tamam henüz bende değil, tamam daha ölmemiş" şeklinde yanıt verdiği tespit edildi.
 
KURTLANMA OLAY GÜNÜ GERÇEKLEŞMEDİ
R.A. ayrıca kendisine sorulan, 'Salim'in yanınızdan hiç ayrılmadığını beyan etmenize rağmen Salim’in alınan ifadesinde Mehmet Şerif Güran’ın tarlasına gittiğini ve pamuk tarlasındaki kurtlanmasına ilişkin Mehmet Şerif Güran ile görüştüğünü beyan ettiğini, bu hususun beyanınızla çeliştiği, bu çelişki hakkında diyecekleriniz nelerdir? sorusu üzerine 'Hatırladığım pamuk kurtlanması olayı, olay günü gerçekleşmemişti' dedi.

R.A., diğer tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar’ı tanıyıp tanımadığı sorusuna ise 'Ben o köyde sadece muhtarı tanırım. Başka hiç kimseyi tanımam' cevabını verdi.

Narin Güran (8) cinayeti ile ilgili soruşturmada tutuklanan anne Yüksel Güran'ın savcılıktaki detaylı ifadesi ortaya çıktı.

Diyarbakır’da Kayıp Narin’in Annesi Türkiye’ye Yalvarıyorum, Kızımı Bulun!
 
NE GİYDİĞİNİ GÖRMEDİ
Yüksel Güran, ifadesinde olay gününü detaylı şekilde anlattı. Saatin yaklaşık 13.00 olduğunu belirten Yüksel Güran, yemek yedikten sonra sofrayı topladığını, o sırada kızı Narin'in toz aldığını ifade etti. Narin'in Kur'an kursuna geç kaldığını söyleyerek, dışarı çıkmak için ısrar ettiğini ve annesinin sıcak hava nedeniyle gitmemesini tavsiye ettiğini belirtti. Ancak, Narin, kursa gitmek ve ardından Hüseyin amcasının evine gitmek istediğini söyledi.

Narin, çok ısrarcı oldu ve "Saat 16.00'ya kadar kurs var, gitmek istiyorum" dedi. Üzerine siyah şort ve tişört giyen Narin, annesine "Onları çok özledim" diyerek evden çıkmak için ısrar etti. Annesi, Narin'in evden çıkışını görmediğini, çünkü oturduğu odanın evin çıkış kapısını görmediğini ifade etti. O sırada M. adında birinin geldiğini ve biraz sohbet ettiklerini belirten Yüksel Güran, ardından çok yorulduğunu ve yattığını söyledi.

M. de orada yattı. Enes de orada yatıyordu. E. ise telefon ile oynuyordu. Bir ara uyanıp, mutfağa gidip, su içip, tekrar yattım. Sonra kalktım. M. uyanıktı. Elinde benim telefonum vardı. Bana, 'Yenge elbiselerimizi getirdi' dedi. Ben de ona 'Neden beni uyandırmadın' dedi. O da 'Yenge bırakmadı' dedi. Sonra H. geldi. H. dönüşte bana kendisine ait su dinamonun şalterini kapattığını söyledi. İlk geldiğinde dinamonun şalterini açıp, ikinci gelişinde şalteri kapatmıştı. H. ikinci gelişinde Enes uyuyordu.

Yüksel Güran ifadesinde, H. isimli kişinin ilk kez eve gelip kendisini uyandırmadan dönmesi ile ikinci gelişi arasında ne kadar süre geçtiğini bilmediğini belirtti. İkinci gelişinde ise uyanık olduğunu ifade etti. Ayrıca H.'nin su dinamosu şalterinin, Salim'in evinin kapısının hemen önünde bulunduğunu söyledi.

Yüksel Güran ifadesinde, Salim ile H.'nin su dinamosunun aynı şalteri kullandığını belirtti. H. eve geldiğinde bir süre oturup sohbet ettiklerini söyledi. Ardından bir valiz getirdiğini ve bu valizin içindeki tüm eşyaların Enes'e ait olduğunu ifade etti. H. ile birlikte valizdeki elbiseleri katlayıp yerleştirdiklerini dile getiren Güran, sonrasında sohbete devam ettiklerini ekledi.

NARİN ORADA DEĞİLDİ
Yüksel Güran, ifadesinin devamında, şunları anlattı: "Mutfağa girene kadar Muhammed eve döndü ve 'Narin orada değil' dedi. Dışarı fırlayarak, 'Enes sen camiye git bak' dedim ve ben de tepeye çıktım. Tepeden Maşallah'ı çağırdım. Çünkü daha önce yüzlerce defa Narin'i, Maşallah'ın evine bırakmıştım. Kurstan sonra orada olabileceğini düşünerek oraya gittim. Narin'i sordum. Maşallah bana Narin'in orada olmadığını söyledi. S. de oradaydı. 'Narin sizde değil mi' diye sordum. Çünkü İ.H.G.'nin de küçük kızı vardı. Belki oradadır diye düşünmüştüm. Sonra H.'yi aradım. 'Narin orada değil mi' diye sordum. O da 'Yok, burada değil' dedi. Sonra H.'nin kızı E.'yi, Y.'nin evine Narin'i sormaya gönderdim.

Sonra çocuklarım Eren veya Muhammed'e telefonumda Y.'nin telefonunun numarasını bulmalarını söyledim. Enes de bu sırada caminin orada Narin'i arıyordu. S.'yi de arayıp, Narin'i sordum. Gittik, halası A.K.'nin kapısını çaldık. Narin'i sorduk ve 'Orada değil' dediler. Hemen camiye gittik. Cami inşaattır. Belki bir yere düşmüştür diye oraya gittik. Caminin kapısına gidip, feryat edip, 'Narin burada mı' diye sordum. O sırada İ.K., bana saat 18.00'de Narin'i cami civarında gördüğünü söyledi. Onun bunu söylemesi üzerine biraz gevşedim. Dedim belki arkadaşları ile oynamaya dalmıştır. Sonra eve gittiğimde bütün köy toplandı."

Yüksel Güran ifadesinde, olay günü hava karardıktan sonra Maşallah'ı yeniden gördüğünü ve kendisinin 17.00-17.30 saatlerinde Narin'i gördüğünü söylediğini belirtti. Narin'in kaybolduğunu fark ettikten sonra, çocuklarıyla birlikte köyde Narin’i aramaya başladıklarını, ancak bulamadıklarını ifade etti. Kocasına Narin’in kaybolduğunu söylemediğini, ancak köyden birinin kocasını arayarak durumu bildirdiğini ve kocasının kendisini arayıp 'Narin nerede?' diye sorduğunu belirtti. Yüksel Güran, 'Ben de bilmiyorum' diyerek cevap verdiğini ve kocasının telefonu kapattığını söyledi.

Narin’in iki terliği olduğunu, birinin evde pembe renkli olduğunu ve halen evde durduğunu belirtti. Ayrıca, olay günü Salim ile görüşmediğini, ancak görüşmeler varsa çocuklarının yapmış olabileceğini ifade etti.

Telefonu genellikle evde bıraktığını, yanında Arif'in telefonunu taşıdığını belirten Yüksel Güran, mutlu bir ailesi olduğunu sözlerine ekledi.

‘Tüm gün evde olduğunu, özellikle Narin'in kaybolduğu saatlerde evde olduğunu beyan etmenize rağmen Narin'in 15.15'te kurstan gelerek patika yola girmekte ve evlerinin olduğu tepeye çıktıktan sonra dönüp, arkadaşlarına el salladığı dosya kapsamında sabit olmasına karşın Narin'in eve gelmediğini beyan ettiniz. Bu hususta söyleyecekleriniz neler?’ sorusuna Yüksel Güran, "Bahsettiğiniz saatlerde eltim H.'nin bizde olduğunu hatırlıyorum. O geldiğinde yatıp, uyuyorduk" dedi.

‘Tüm gün evde olduğunu, özellikle Narin'in kaybolduğu saatlerde evde olduğunu beyan etmenize rağmen Narin'in 15.15'te kurstan gelerek patika yola girmekte ve evlerinin olduğu tepeye çıktıktan sonra dönüp, arkadaşlarına el salladığı dosya kapsamında sabit olmasına karşın Narin'in eve gelmediğini beyan ettiniz. Bu hususta söyleyecekleriniz neler?’ sorusuna Yüksel Güran, "Bahsettiğiniz saatlerde eltim H.'nin bizde olduğunu hatırlıyorum. O geldiğinde yatıp, uyuyorduk" dedi.

Daha sonra kollukta müşteki olarak alınan ifadesinde H.'nin saat 16.00 sıralarında eve geldiğini beyan etmesine rağmen şu anki ifadesinde 15.15'te beraber oturduklarını söylemesi ile ilgili soru üzerine, Yüksek Güran, "Saate bakmadığımdan saatleri hatalı söylemiş olabilirim. Her iki ifademde de söylemiş olduğum saatler yanlış olabilir. Uyuduğumdan H.'nin saat kaçta eve geldiğini bilmiyorum" diyerek karşılık verdi.

Olay günü 15.15 sıralarında Salim ile bir arada olup olmadığı sorusuna ise Yüksel Güran, "Hayır değildim. Salim'i sadece dinamoyu çalıştırmaya gittiğimde, hacı Hüseyin'in evinin önünde gördüm. Kendisi ile bir araya da gelmedik" cevabını verdi.

Kayıp Narin’in Babası Gözaltı Ve Ifadelere Ilişkin Konuştu!
 
'KIZIMIN ACISINI YAŞAYAMIYORUM"
Arif Güran, kızının ölümüyle ilgili verdiği ifadede, Nevzat Bahtiyar'ın her akşam camide yanına oturan biri olduğunu belirtti ve "İnsanların çirkin yüzü gözükmüyor maalesef" diyerek olayın ardındaki gerçeğin henüz ortaya çıkmadığını vurguladı. Güran, ailesinin lüks bir hayat yaşamadığını, mütevazı bir çekirdek aile olduklarını ifade ederek, "Devlet kimden şüpheleniyorsa, herkesi alabilir. Bütün köy de alınabilir" dedi ve devletin kızının kanını yerde bırakmayacağına inandığını belirtti.

Arif Güran, kızının bulunması için devletin elinden gelenin fazlasını yaptığını ifade ederken, bu acıyı yaşamalarına rağmen sosyal medyada ve toplumda ailelerine yapılan yorumlardan rahatsızlık duyduğunu dile getirdi. "Kızımın acısını yaşayamıyorum" diyen Güran, fenomenlerin ve tanımadığı insanların kızının fotoğraflarını paylaşmasından şikayetçi olduğunu belirtti.

Şüphelendiği biri olup olmadığı sorulduğunda ise Güran, jandarma ile paylaştığını ve devletin bu soruşturmayı sonuca ulaştıracağına inandığını ifade etti. Ailesine yönelik yapılan yorumlardan rahatsız olduğunu vurgulayarak, devletin yaptığı açıklamaların dikkate alınmasını istedi.

O şahıs (Nevzat Bahtiyar), her akşam gelip camide oturduğum zaman benim yanıma oturan bir insan. İnsanların çirkin yüzü gözükmüyor maalesef. Hangi devirde yaşıyoruz? Devlet öyle diyorsa öyledir.

4-5 tane çelişkili ifade var. Bu da savcılarımız işidir, bizim işimiz değil.

Köy 90 haneli bir köydür. Güran 10-12 ev. Netice olarak neyin ne olduğunu bilmiyorum. Bilsem zaten söylerdim. İnanıyorum adalet yerini bulacak. Türk halkı benim kızıma sahip çıkmıştır. Bu sosyal medya hep yalan dolan. Herkesin bir şerefi vardır."

Narin Güran cinayeti soruşturmasında önemli bir gelişme yaşandı. Salim Güran ve işçisi Ramazan Atasoy arasında geçen bir telefon görüşmesinin ses kaydı, soruşturma dosyasına dahil edildi. Bu kayıtta, Salim Güran'ın işçisine, “Ramazan, kız öldü mü yaşıyor mu?” şeklinde bir soru sorduğu öğrenildi. Bu kritik delil, cinayetin aydınlatılması sürecinde önemli bir rol oynayacak.

Ayrıca, amca Salim Güran'ın telefonundaki WhatsApp yazışmalarını sildiği de tespit edilmişti. Bu silinen veriler, soruşturmayı derinleştiren diğer unsurlar arasında yer alıyor ve incelemeye alınan kanıtlarla birlikte olayın çözülmesine katkı sağlayabilir.

Kaynak: Haber Merkezi