Diyarbakır’da son yıllarda psikiyatrik vakalarda gözle görülür bir artış yaşandığına dikkat çeken Dicle Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Atlı, Koronavirüs süreciyle birlikte başlayan ruhsal problemlerin, 6 Şubat depremlerinin ardından daha da derinleştiğini ifade ederek, “Korona döneminde eve kapanmalar, hastalanma korkusu, yas süreci derken, ardından ülkemizi derinden sarsan bir depremle karşı karşıya kaldık. Bu süreç, birçok insanın hayatını kaybetmesine, yaralanmasına veya sevdiklerini kaybetmesine neden oldu. Diyarbakır da bu depremin etkilediği şehirlerden biri” diye konuştu.
“GELECEĞE DAİR UMUTSUZLUK PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLARI TETİKLİYOR”
Sosyo-ekonomik problemlerin de ruh sağlığı üzerinde büyük etkisi olduğunu vurgulayan Abdullah Atlı, özellikle gençlerin belirsizlik içinde olduğunu aktarıp İşsizlik ve ekonomik sıkıntıların depresyona yol açabileceğini hatırlatarak, “Ekonomik dalgalanmalar her ülkenin yaşadığı bir durum. Ancak 15-20 yaş aralığındaki gençler için bu durum daha fazla kaygıya sebep oluyor. Geleceğe dair umutsuzluk psikolojik rahatsızlıkları tetikliyor” dedi.
BİRÇOK ŞEHİRDE BENZER SORUNLAR YAŞANIYOR
Diyarbakır’ın politik yapısının da psikolojik süreçlere etkisi olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Atlı şunları kaydetti; “Bu durum Diyarbakır’a özgü değil, birçok şehirde benzer sorunlar yaşanıyor. Ancak sosyo-ekonomik düzeyi daha yüksek illerde insanların daha rahat yaşadığını da göz ardı etmemek gerekir. Yine de İstanbul'da yaşayan birçok insandan daha mutlu olduğumuzu düşünüyorum”
