Diyarbakır, zengin mutfak kültürünü uluslararası alanda tanıtmak için UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na girmeye hazırlanırken, Dicle Üniversitesi Aşçılık Programı Öğretim Görevlisi Cüneyt Ateş, bu süreçte yapılan çalışmaları Mücadele’ye değerlendirdi.
“2027 YILINDA ÇOK DAHA GÜÇLÜ BİR ALTYAPIYLA BAŞVURACAĞIZ”
2021 yılında ilk başvuru yaptıklarını ancak uluslararası listeye seçilemediklerini belirten Cüneyt Ateş, “O dönemde altyapı çalışmalarımız yeterince güçlü değildi. Coğrafi işaretli ürünlerimiz, derneklerimiz, yemek yarışmalarımız ve fiyatlandırmalarımız tamamlanmış olsa da UNESCO başvurusu için önce ulusal listede birinci olmak gerekiyordu. 2023 yılında tekrar başvuru yapıldı, ancak 2025 yılı için başvuru yapılmadı. Şu anda 2027 yılı için hazırlıklara başladık ve bu sefer çok daha güçlü bir altyapıyla başvuracağız” diye konuştu.
“BU PROJELERİ HAYATA GEÇİRİRSEK…”
Diyarbakır’ın mutfak kültürünü daha güçlü bir şekilde tanıtabilmek için çeşitli projeler üzerinde çalıştıklarını vurgulayan aşçı Ateş, “Coğrafi işaretli ürün sayımız her geçen gün artıyor. Ayrıca Dicle Üniversitesi bünyesinde gastronomi bölümü açılıyor. Bunun yanı sıra şehirde gastronomiye yönelik mutfaklar kurulmaya başlandı. Ancak hala bazı eksiklerimiz var. Büyükşehir Belediyesi ile yaptığımız görüşmelerde gastronomi müzesi, tarım atölyesi ve baharat müzesinin eksikliğini dile getirdik. Bu projeleri hayata geçirirsek, UNESCO listesine dahil olma şansımız daha da artacak” dedi.
“DİYARBAKIR’I UNESCO’YA DAHİL ETMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Diyarbakır’ın tarihi ve kültürel zenginliğiyle gastronomi alanında önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Ateş şunları kullandı; “Şehirdeki paydaşların iş birliği içinde çalışması gerektiğini düşünüyorum. Üniversitemizin katkıları ve son çalışmalarımızla birlikte, Diyarbakır’ı UNESCO’ya dahil etmeyi hedefliyoruz.”
