Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yönelik sözleri gerekçesiyle hakkında yürütülen soruşturma çerçevesinde tutuklanarak cezaevine gönderilen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı dava karara bağlandı.
"BU HUKUKİ DEĞİL, SİYASİ BİR DAVA"
Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan sanık Fincancı, hedefin Türk Tabipleri Birliği olduğunu, meslektaşlarının böyle bir hedef alınmayı şaşkınlıkla izlediğini ve mahkeme nasıl kararlar verirse versin şaşırmaya devam edeceklerini söyledi. Son sözü sorulan Fincancı, "Bu hukuki bir dava değil, siyasi bir dava. Siyaseten TTB'yi, demokratik ilkeleri yok etmek üzere bir dava" dedi. Mahkeme kararını açıklamak için duruşmaya ara verdi.
2 YIL 8 AY HAPİS CEZASI VERİLDİ, TAHLİYE EDİLDİ
Daha sonra kararını açıklayan mahkeme, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'yı, 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezasına çarptırarak tahliyesine karar verdi.
NE OLMUŞTU?
Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yönelik sözleri gerekçesiyle Türk Tabipleri Birliği (TBB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatılmış ve Fincancı, İstanbul'daki evinde gözaltına alındıktan sonra 27 Ekim 2022'de Ankara Sulh Ceza Hakimliği'nce tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Yürütülen soruşturmanın tamamlanmasının ardından hazırlanan iddianamede ise şüpheli Fincancı'nın TSK'nın meşru müdafaa çerçevesindeki legal faaliyetleri ile terör örgütünün illegal faaliyetlerini bağdaştırma suretiyle terör örgütü propagandası yaptığı belirtilerek, 'terör örgütü propagandası yapmak' suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
Öte yandan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, yaptığı inceleme sonucu hazırlanan iddianameyi kabul etmiş, şüpheli Fincancı'nın ikamet yerinin İstanbul olması da dikkate alınarak dosyanın İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince yargılamaya yetkili olduğuna karar verilmişti. Yetkisizlik kararı verilen şüphelinin dosyası ise İstanbul Adalet Sarayı'na ulaşarak İstanbul 24.Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmişti.