Batman’da 19 Kasım günü meydana gelen ve aynı aileden 3’ü çocuk 4 kişinin yaşamını yitirdiği sel felaketinin ardından kent merkezindeki bazı mahallelerde sokaklar ve evler çamurla kaplandı. Çamur balçıklarıyla dolan evlerdeki eşyalar da kullanılamaz hale geldi.
VALİLİK HASARI AÇIKLADI
Batman Valiliği tarafından yapılan açıklamada, il genelinde 20 mahallenin selden etkilendiği, Seyitler, Karşıyaka ve Huzur mahallelerinde hasarın büyük oluştuğu kaydedildi.
BİNALAR HASAR GÖRDÜ
Yapılan hasar tespit çalışmaları sonucunda ise az hasarlı 37 bina, ağır hasarlı 4 bina, yıkık vaziyette de 4 binanın olduğu bilgisi paylaşıldı.
Sel sularının taşıdığı çamur balçıklarının sağlık sorunlarına yol açmasından endişe edilen kentte ortaya çıkabilecek olumsuzluklara ilişkin Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Batman Şube Eşbaşkanı Cihan Tüzün Mezopotamya Ajansı’na konuştu.
Sel sonrası en büyük riskin salgın hastalık olduğunu dile getiren SES Şube Eşbaşkanı Cihan Tüzün, afet sonrasında temiz suya erişebilmenin önemli olduğunu vurguladı.
SALGIN HASTALIK RİSKİ
Birikmiş sulardan çevreye salgın hastalık yayılması riski bulunduğu üzerinde duran Tüzün, tahribatların yaşandığı bölgede hızlıca temizlik yapılmaması ve temiz suya erişimin sağlanmaması halinde kene, sinek, pire ve salyangoz gibi canlılar vasıtasıyla bulaşan vektörel hastalıkların yayılma riski olabileceğini kaydetti.
Tüzün, “Özellikle temiz su ve gıda ihtiyacını karşılamak lazım. Bu süreç, dördüncü günden dördüncü haftaya kadar salgın riskinin olduğu bir dönemdir. Bunlara dikkat etmek gerekir” uyarısında bulundu.
SU KLORLANMADAN KULLANILMAMALI
En temel ihtiyaç olan temiz su ve gıdaya erişim sağlamanın acil bir durum olduğunu vurgulayan Tüzün, uyarılarını şöyle sürdürdü: “Özellikle konutlarda sel sularına bulaşmış gıdaların, meyve ve sebzelerin tüketilmemesine, giyim eşyalarının kullanılmamasına dikkat etmek lazım. Eğer temiz suya erişim yoksa ve mevcut sular kullanılacaksa, klorla bunları temizlemek lazım. Arındırma işleminden sonra ancak bu suları kullanmak gerekiyor. Sel sularının karışma ihtimaline karşı şebeke sularını kullanmamaya dikkat etmek lazım. O sular mecbur kullanılacaksa muhakkak dinlendirilmeli ve klorla takviye edilmeli. Bu durum salgın hastalıkların önlenmesine yardımcı olacaktır. Aksi durumda o bölgenin tamamında salgın hastalıklara yol açacaktır. Çevrede selin bıraktığı hastalıklara yol açacak çok etken mevcut.”
TETENOS TEHLİKESİ
Benzer şekilde tetanos tehlikesinin de bulunduğunu söyleyen Tüzün, “Bu bölgede aynı zamanda hayvan ölümleri de yaşanmış. Sel sularıyla beraber gelen atıkların bölgeden uzaklaştırılması gerekir. Sonraki evrede aşılama hizmetine devam etmek lazım. Kontamine (Enfeksiyon etkeninin vücut yüzeyi, eşyalar veya su, gıda gibi maddeler üzerinde bulunması) olmuş gıdalardan tetanos bulaşma riski var. Buna da dikkat etmek lazım. En temel görünen sorunlardan bir tanesi de suyla bulaşan, gıdayla bulaşan, sel sularından kaynaklı bağırsak hastalıkları. Bu bölgede özellikle buna dikkat etmek gerekiyor” dedi.
ÇOCUKLARI UZAK TUTUN
Tüzün, biriken sel sularının adeta tehlike saçtığını, bu yüzden özellikle çocuklarının biriken bu sular ve çamurla oynamasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Aksi halde felaketin üzerine başka bir felaketin yaşanabileceğini ifade eden Tüzün, “İzmir’de yaşanan sel felaketinden sonra özellikle taşıyıcı konumdaki hayvanlardan sonra görünen hastalıklardan kaynaklı ölümler gerçekleşti. Bu yüzden hem ilaçlama noktasında Belediyeye düşen görevler var hem de halk sağlığı konusunda İl Sağlık Müdürlüğüne düşen görevler var” dedi.
İnsanları temelde selin vurduğu yaşam alanlarından uzaklaştırmak gerektiğini, yine sonraki süreçlerde barınma ihtiyacını nasıl toparlanacağı üzerinden çözümler üretmek gerektiğini belirten Tüzün. “Çünkü hadi insanları uzaklaştırdınız, çözüm ne olacak? Çözüm bulmak lazım ama şu an buradaki selin vurduğu evlerin neredeyse yüzde 90’ı kullanılamaz durumda. Çocukların üst başları sel felaketinden kalan üst başlar ve kış kapıda. Hava sıcaklığı 7 dereceye kadar düştü. Çocuklar çıplak ayakla geziyor. Bunların sağlığını da ileri süreçte etkileyecektir. Tüm bunlara karşı önlem alınmalı” ifadelerini kullandı.