1990 tarihinde hayata gözlerini açan ve 2016 tarihinden beri kaleme aldığı Karketya kitabını yazmaya başlayan Mücahit Şengül, pek çok tarihi eseri inceledikten sonra çalışmasını yayımladığını söyledi. Evli ve bir kız çocuğu babası olan Şengül, “Mezopotamya Mitolojisinin kaynaklarından beslenerek karakter, isim, mekân, eşya isimleri ve hatta bazen gerçek mitolojik hikayelere ucundan değinerek Karketya isimli eserimi yazdım.” dedi.
“DİYARBAKIR MÜZESİ’NDE İNCELEMELERDE BULUNDUM”
Eserini sunmak için yoğun bir mesai harcadığını söyleyen Şengül, “Romanın hazırlığı aşamasında onlarca kitap, makale, inceleme okudum. Gerçek tarihi eserleri inceledim, Diyarbakır Müzesi’nde bu açıdan incelemeler yaptım. Bazen bir isim bulmak için bir gün boyunca araştırma yaptım. Temel amacım sürekli akan ama dopdolu bir hikaye anlatmaktı. Altmış yaşını aşmış kıymetli babam birkaç gün içerisinde romanı bitirdi, ki kitap halini ilk bitiren kişidir kendisi, ve ‘Çok heyecanlı bir roman, severek okudum,’ diye geri bildirim yaptı bana.” diye konuştu.
DİYARBAKIR’IN ONLARCA ŞAİRİ, YAZARI VE FİKİR ADAMI VAR”
Diyarbakır’ın edebiyat ve sanat anlamında önemine dikkat çeken Şengül, “Diyarbakır, edebiyat anlamında devasa bir medeniyetin tam merkezinde kurulmuş, zengin, canlı ve hatta ruh sahibi bir şehir. Yalnızca buz dağının görünen kısmıyla bile bu kadar büyük ve önemli bir mekân. Adını bildiklerimiz kadar henüz bilmediğimiz onlarca şairi, yazarı ve fikir adamı var. Diyarbakır Dicle Nehri’nin şehre can katması gibi ruhlarımıza tesir eden bir şehir. Şehrimizin çok kıymetli şair ve yazarları, fikir adamları var. Karketya romanım artık baskıda olduğu için ‘hadimi bilerek’ onlar ile aynı yolda yürüyor olduğumu bilmek ve hatta onlara meslektaş olmak çok büyük bir mutluluk benim için.” şeklinde konuştu.
