Bugüne kadar birçok edebiyat projesinde imzası bulunan; kendisi için bazen şair, bazen çoban, bazen çiftçi ve her zaman insan olduğunu aktaran; 'Jana Dilê Min û Welatê Min',  'Gidişinin Ertesi' ile 'Senin Adın Dünya' isimli kitapların yazarı ve Meneviş Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni olan Harun Tutuş Mücadele Gazetesi'ne konuştu. Okuma yazmaya Türkçe başlamış olsa bile Kürtçe konuşup, ana diliyle Kürtçe düşünmeye başladığını belirten Tutuş, okunması gereken ve kişinin kendisini ispatlayabileceği kitaplar konusunda tavsiyelerde bulundu.

Tutuş, "Aslında önerebileceğim birçok kitap var ama ilk etapta bunlar okunabilir. Nikos Kazancakis El Greco’ya Mektuplar, Mehmet Uzun'un Dicle’nin Sürgünleri, Şükrü Erbaş'ın İnsanın Acısını İnsan Alır, Ferid Edgü'nün Doğu Öyküleri. Abdullah Ataşçı'nın Heder Ağacı, Abdullah Aren Çelik'in Yediler Teknesi, Murathan Mungan'ın Üç Aynalı Kırk Oda'sı, Haydar Ergülen'in Aşıklar Cemi. M. Mahsum Oral'ın Barbarlarla Beklerken'i." dedi.

"İSMİNİ SAYAMADIĞIM ONLARCA ÖNEMLİ EDEBİYATÇININ BEŞİĞİDİR DİYARBAKIR"
Diyarbakır'ın köklü bir edebiyat geçmişi olduğunu belirten Tutuş, "Bilenler bilir. Diyarbakır birçok yönüyle kadim bir kenttir. Edebiyatı ve yetiştirdiği edebiyatçıları da onu değerli kılan önemli bir unsurdur. Bunda coğrafyası, tarihi, kültürü, suyu, havası gibi birçok etken vardır. Osmanlı'dan Cumhuriyet dönemine tutun, Cumhuriyet'ten günümüze kadar birçok usta kalem yetiştirmiş bir şehirdir. Yetiştirdiği kalemler de bütün ülkede birçok kişiye yazmayı sevdirmiş ve etkilemiştir de. İbrahim-i Gülşen'i, Ali Emiri, Ziya Gökalp, Esma Ocak, Ahmed Arif, Cahit Sıtkı, Musa Anter, Mehmed Uzun, Hicri İzgören, Murat Özyaşar, Kemal Varol, Seyyidhan Kömürcü ve daha ismini sayamadığım onlarca önemli edebiyatçının beşiğidir Diyarbakır. Sadece yazanlarıyla da değil, okur kitlesiyle de kıymetlidir." diye konuştu.

"DİYARBAKIR'IN KADİM BİR EDEBİYAT VE SANAT GEÇMİŞİ VAR"
Diyarbakır'da her dönem ve devirde önemli edebiyatçıların ortaya çıktığını aktaran Tutuş, "Diyarbakır'ın kadim bir edebiyat ve sanat geçmişi var. Yetiştirdiği isimler ortada. Yapılan etkinlikler, etkinliklere katılımlar ortada. Bu bakımdan Diyarbakır için bir edebiyat şehridir dememek büyük bir ayıp, yanılgı olur. Hatta sadece şehri değil, kaynağıdır, beşiğidir de diyebilirim. Gençlerimize de tavsiyem; yeteri kadar okumadan, araştırmadan yazmaya başlıyorlar. Bu da normaldir bir yerde. Ancak asıl önemli olan sonra da araştırmaya, okumaya devam etmiyorlar. Okumalılar, bolca okumalılar. Yani öyle oldu ki yazanların sayısı okuyanlardan daha fazla sanki. Demlikteki çay demlenmeden ikrama başlıyorlar ve çoğunda çayın tadını alamıyoruz bile. Demlenmeye çalışsınlar. Daima." şeklinde konuştu.

Muhabir: Devrim AKTÜRK