Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği’ndan yapılan paylaşım şöyle: “1930’larda inşa edilmiş Diyarbakır Tren Garı Binasının ülkeye yayılmak istenen modern mimarinin bir prototipi olduğunu, aynı tasarımın Malatya, Sivas ve Manisa Gar Binalarında da uygulandığını biliyor muydunuz?

Erken cumhuriyet döneminde devletin en önemli teşebbüslerinden biri olan demiryolları olur. Demiryolları Kemalist devrimi ülkenin her köşesine taşıyan simgesel alanlardır. Gar binaları ise modern estetiğin görünen yüzü olarak kurgulanır.

Diyarbakır Gar Binası simetrik, süssüz cepheleri, yatay ve düz çatısıyla modern estetiğin Diyarbakır'daki önemli temsillerinden biridir. 1927 yılında başlanan demiryolunu yapımı 1935 yılında tamamlanabilmiştir. Garın açılışı, 1935 yılının Cumhuriyet Bayramı'nda Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya'nın katıldığı bir törenle yapılır.

Aynı mimari tasarım Malatya, Sivas ve Manisa Gar Binalarında da görülür. Mimar Sibel Bozdoğan, gar binalarında aynı plan tipolojilerinin uygulanmasını merkezi devletin taşraya uzamasını simgeleştiren tekrara dayalı, kolayca tanınabilir, modern bir imge olarak tanımlar.

Erken cumhuriyet döneminde Anadolu'nun birçok şehrinde demiryolu bir cazibe merkezi olarak kurgulanır. Gar binasının yakınına yapılan lojmanlar, lokantalar ve çarşılar şehrin demiryolunun bir merkez olmasını şehrin demiryolu etrafında gelişmesini sağlar. Fakat bu durum Diyarbakır'da mümkün olmaz. Tren Garı'nın o dönemdeki şehir merkezine uzak mesafede konumlanması, 1935'te yapılan Diyarbakır Şehir Planı'nda demiryolu hattının yeni kurulan şehrin çeperinde kalması ve halkın surların içinden ancak 1950'lerden sonra çıkabilmesi demiryolunun bir merkeze dönüşmesine engel olur.

Özgünlüğünü koruyarak günümüze erişebilmiş olan yapı hâlâ Gar Binası olarak kullanılmaktadır.” (Haber Merkezi)

Editör: Mücadele Gazetesi