Diyarbakır Yeni Hal’de 1994 yılından bu yana esnaflık yapan Faysal Koyun, artan sebze ve meyve fiyatlarının sebeplerini, tüketicilerin alım gücündeki düşüşü ve çözüm önerilerini anlattı. Hem üretici hem de tüketici açısından zorlu bir dönemden geçildiğini belirten Koyun, devlet desteği olmadan fiyatların düşmesinin zor olduğunu söyledi.
“GÜNEŞİ HALDE DOĞURUYORUZ"
Sebze halindeki yoğun tempoya dikkat çeken Faysal Koyun, çalışma saatlerinin oldukça erken başladığını ifade etti. “Gece saat 03.00’te işbaşı yapıyoruz. Güneşin doğuşunu hiçbir zaman evde görmedik. Burada ekmek parası için çalışıyoruz ve öğlen saatlerinde ancak evimize dönebiliyoruz” diyen Koyun, hal esnafının günlük yaşamındaki zorluklara değindi.
“FİYATLAR TARLADAN BAŞLIYOR"
Sebze ve meyve fiyatlarının yükselmesinin en önemli sebebinin, ürünlerin tarladan yüksek fiyatlarla gelmesi olduğunu belirten Koyun, şöyle devam etti: “Patatesi tarladan pahalı alıyoruz, burada karımızı ekleyip satıyoruz. Marketçiler de aynı şekilde kar ekliyor. Ancak onların da maliyetleri var. Örneğin, 40 kiloluk bir patates torbasının en az 3 kilosu çürük oluyor. Bu kaybı telafi etmek için marketler de fiyatı artırıyor. Ama esas sorun, tarladaki ürünlerin çeşitliliği ve miktarının yetersiz olması. Üretim az olduğu sürece fiyatların düşmesi mümkün değil”
“MEYVE VE SEBZE LÜKS OLDU"
Faysal Koyun, artan fiyatlar nedeniyle vatandaşların temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığını söyledi. “Eskiden evlerde 3 kilo patates pişerken, bugün en fazla 1 kilo pişiriliyor. Meyveye gelince; birçok eve elma ve portakaldan başka meyve girmiyor. Kiraz, şeftali, çilek gibi ürünler neredeyse hiç satılmıyor. İnsanlar meyve yerine karpuz gibi daha ucuz alternatiflere yöneliyor. Bu durum alım gücünün ne kadar düştüğünü açıkça gösteriyor” dedi.
“ÇİFTÇİYE DESTEK OLMAZSA FİYATLAR DÜŞMEZ"
Sebze ve meyve fiyatlarının kalıcı olarak düşmesi için tarımsal üretimin artırılması gerektiğini vurgulayan Koyun, devlet desteğinin önemine dikkat çekti. “Bir çiftçinin bahçesinde 100 kiraz ağacı varsa, bu sayı devlet desteğiyle 1.000’e çıkartılabilir. Bu durumda kirazın fiyatı 45 liradan 25 liraya düşer. Çiftçilerimize destek verirsek hem üretim artar hem de fiyatlar düşer. Ancak üreticiler emeklerinin karşılığını alamadığı için üretimden vazgeçiyor. Bu da hem üreticiyi hem tüketiciyi olumsuz etkiliyor” diye konuştu.
“SOĞUK HAVA DEPOLARI İLE İSRAFI ÖNLEMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Sebze hali esnafının ürün kaybını en aza indirmek için soğuk hava depoları kullandığını belirten Koyun, “Sabah erken saatlerde satılamayan ürünleri soğuk hava depolarında muhafaza ediyoruz. Ancak üzüm ve şeftali gibi hassas ürünler, en fazla iki gün dayanabiliyor. Depolama kapasitemiz düşük olduğu için siparişlerimizi de bu duruma göre az veriyoruz. İsrafı önlemek için tüketicilerin talebine uygun miktarda ürün getiriyoruz.”
“ÇOCUKLAR MEYVE İSTEDİĞİNDE UNUTTUM DENMESİN"
Faysal Koyun, her eve sebze ve meyve giren bir Türkiye görmek istediğini belirterek şu temennide bulundu: “Gönül ister ki herkes akşam evine döndüğünde elinde bir değil, iki poşet olsun; biri sebze, biri meyve dolu. Çocuklar muz ya da elma istediğinde, anne babalar ‘paramız yok’ diyerek onları geri çevirmek zorunda kalmasın. Türkiye dört mevsimi yaşayan bir ülke, her türlü sebze ve meyveyi yetiştirme potansiyelimiz var. Ancak üretim yerine sadece tüketmeye odaklandık. Bu anlayışı değiştirmemiz gerekiyor.”