Olay, geçen yıl 13 Nisan'da, Diyarbakır-Silvan kara yolundaki kırsal Karaçalı Mahallesi'nde meydana geldi. Komşu esnaf Kırar ve Çiftçi aileleri arasında çıkan tartışma, tarafların yakınlarının da katılmasıyla silahlı kavgaya dönüştü. Kavgada 4'ü ağır, 7 kişi yaralandı. Yaralılardan Kazım Çiftçi (64), oğlu Mehmet Çiftçi (24) ve muhasebeci Murat Özyılmaz (43) kaldırıldıkları hastanede yaşamlarını yitirdi. Olayla ilgili gözaltına alınan 8 şüpheli tutuklandı. Bu şüphelilerden 4'ü, geçen yıl 8 Aralık'ta tensip zaptı kararıyla serbest bırakıldı. Tutuklu 4 sanık hakkında 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın 6 Haziran'da görülen ilk duruşmasında tutuklu sanıklar F.K. (23), H.K. (40), M.Ş.K. (33) ve Muaz Kırar (38), salonda hazır bulundu. Savunmaların ardından tutuklu F.K., H.K., M.Ş.K., suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimali, tutuklulukta geçen süre ve delillerin toplanmış olması gerekçesiyle tahliye edildi. Muaz Kırar'ın ise tutukluluk halinin devamına kararı verildi. Ayrıca mahkeme heyeti, tahliye edilen sanıkların duruşmalara katılma zorunluluğunu da kaldırdı.
İKİNCİ DURUŞMADA TANIKLAR DİNLENDİ
Bir tutuklunun bulunduğu davanın ikinci duruşmasında tutuklu sanık Muaz Kırar ve tanıklar H.G., A.B., A.N.İ., F.C., A.E. ve C.K. dinlendi. İşgal nedeniyle belediyeye yapılan şikayet üzerine zabıta olarak olay yerine giden tanık A.E., "Olay tarihinde şikayet telefonu gelmesi üzerine olay yerine gittik, kaldırım işgali yapılmıştı, şikayetin kim tarafından yapıldığını bilmiyorum, çünkü telefon ile yapılmıştı. Silvan'a doğru sağda bulunan ilk dükkana önce gitmiştik. Orada sözlü uyarıda bulunduk, yanımızda 1, 2 parça eşyayı kaldırdılar. Caddeye kadar, kendi alanlarından 50 metreye kadar çıkıntı yapmışlardı. Kaldırım işgali nedeniyle cezai işlem yaptık. Bu sırada 3-5 kişi geldi, ancak bu şahısların nereden geldiğini bilmiyorum. Bu 3-5 şahıs ile dükkandaki şahıslar arasında tartışmalar yaşandı. Bunun üzerine karakol komutanını aradım, karakol komutanı da başka bir yere gittiğini ve karakolda başka personelin bulunmadığını söylediler. Biz daha sonra ikinci iş yerine gittik orada da cezai işlem yaptık. Gelen telefona istinaden gittik. Daha önce de iki iş yerine de cezai işlem yapmak amacıyla gitmiştik. Kavga başladığı esnada ben Mehmet, 1 veya 2 bayan görevli arkadaş vardı, biz dışarıda iki dükkanın ortasında olacak şekilde bekliyorduk. Olay birdenbire başladı, silah seslerinden sonra biz araca binerek Diyarbakır'a doğru yola çıktık. Kimin elinde silah veya sopa olduğunu görmedim, çünkü çok kalabalıktı. Kimin kime ateş ettiğini de görmedim" dedi.
'KİMSE DİĞER DÜKKANA DA CEZA KESİLMESİ TALEBİNDE BULUNMADI'
Tanık C.K. ise zabıtanın dükkanlardan birine ceza kesilirken, taraflardan diğer dükkana da ceza kesilmesi talebinin olmadığını belirterek, "Zabıta gelip her iki tarafa da ceza kesti. Diğer tarafa zabıta geçtikten sonra, F.K. sopayla geldi, ben kendisini savurdum, daha sonra diğerleri geldi. F.K.'nin kürek sapı ile gelmişti. Ben ve bir arkadaş dükkanın önündeydik, F.K. gelir gelmez kimseye fiili müdahalesi olmadan ben kendisini savurdum. Daha sonra diğerleri geldiler. Ş.K., N.K. ve Muaz Kırar geldiler. Kimsenin elinde silahı görmedim. Ancak silah sesi duydum. Mehmet Çiftçi yerdeyken ceketimi çıkartarak kafasının arkasına bıraktım, olayın sıcaklığı ve kargaşa nedeniyle tam olarak kimde ne olduğunu hatırlamıyorum. Mehmet Çiftçi'nin de elinde silah vardı, diğer aileden de kameradan izlediğim kadarıyla birinde silah vardı. Mehmet Çiftçi'nin havaya doğru ateş ettiğini gördüm, daha sonra kimseye yönelik ateş ettiğini görmedim. Mehmet havaya ateş etikten sonra diğerlerinin ne yaptığını tam görmedim. Mehmet kafasından darbe almıştı. Murat'ı da biz hastaneye götürdük, kurşunla yaralanmıştı. Mehmet dışında diğerlerinin silah kullandıklarını görmedim. Silah dışında sopa veya başkaca bir alet kullandıklarını görmedim. Arbede sırasında Kırar ailesinden, Çiftçi ailesine doğru gelenlerin hangisinde sopa veya başkaca bir alet olup olmadığını hatırlamıyorum. İki komşu arasında daha önceye dayalı husumet bulunmaktadır. Her iki iş yeri de abartılı bir durum yoktu ancak cadde üzerine eşyalarını bırakmışlardı. Çiftçi ailesinin dükkanının önünde kepçe vardı, mülkün içerisine kepçe bırakılmıştı" diye konuştu.
'DÜKKANLAR, İŞGAL NEDENİYLE GÖRÜŞÜ ENGELLİYORDU'
Tanık mahalle muhtarı F.C., işgaller nedeniyle yolun her iki tarafından dükkanların görüşünü engellediğini belirterek, "Taraflar ayrı ayrı beni arayarak şikayet edildiklerini, ceza kesileceğini söyledi. İki taraf da diğer tarafın kendisini şikayet ettiklerini söyledi. Ben zabıtaya cezaları kendi adıma kesmelerini istedim. Taraflara kimsenin şikayeti olmadığını, genel bir şikayet olduğunu söyledim. Şikayetin ilk kimin yaptığını bilmiyorum. Zabıtayı oraya gönderen karakol amiridir. 1 yıldan fazladır aralarında anlaşmazlık vardı. Sebebi ise iş yerinde sattıkları eşyaların, her iki tarafın da caddeye doğru bırakmalarından kaynaklıydı. Yan tarafında başka esnaf da bulunmaktaydı, o da ileri çıkmaktaydı. Ancak Diyarbakır'dan gelen birini görmüyordu, Silvan'dan gelen de diğer dükkanı görmüyordu. Daha önce araya girerek iki tarafı geri çektirmiştim. Karakol ve zabıtayı çağırarak sınır belirlemiştik ve bu sınırın aşılmaması hususunda anlaşılmıştı. Olay günü olay yerine gittiğimde sınırın aşılıp aşılmadığını bilmiyorum. Olay günü kimde silah veya başkaca alet olduğuna ilişkin bilgim ve görgüm bulunmamaktadır" dedi.
Mahkemede, Çiftçi ailesi ise tutuksuz olan sanıkların tutuklanması talebini iletti. Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme, tutuklu sanık Muaz Kırar'ın tutukluluk halinin devamına önceki mahkemede, suçun vasıf ve mahiyetinin değişme ihtimali, tutuklulukta geçen süre ve delillerin toplanmış olması gerekçesiyle tahliye edilen F.K., H.K. ve M.Ş.K.'nin hazır olunması kararı verip, duruşmayı 5 Şubat 2024'e erteledi. (DHA)