Kahramanmaraş merkezli 11 ilde meydana gelen depremler nedeniyle diyalize giren hasta sayısında artış yaşandığı açıklandı. Deprem bölgesinde 8 bin civarında diyaliz hastası olduğunu ve bunların 7 bininin halen kendi merkezlerinde tedavi gördüğünü belirten Türk Böbrek Vakfı (TBV) Başkanı Timur Erk, “Ancak bin civarı hastamız çevre illere nakledildi. Örneğin Diyarbakır'da 778 diyalize giren hasta varken, bu sayı deprem sonrasında bin 250’ye; Adana'da bin 700 hasta varken 2 bine çıktı. Şimdiye dek bin 600 hastadan bin 200'ünde akut böbrek yetmezliği gelişmiş" dedi.
“ÇOCUKLAR DAHA İYİ KORUNUYOR"
TBV Yönetim Kurulu Üyesi ve afet tıbbı konusunda dünyanın sayılı isimlerinden olan Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever ise crush sendromu nedeniyle akut böbrek yetmezliği gelişen hastaların hangi oranda kronik böbrek yetmezliğine evrildiğini henüz bilemediklerini belirtti. Prof. Dr. Sever, “Ancak diğer nedenlere bağlı akut böbrek yetersizliğinden sonra bir kısım hastada bu problem gelişebiliyor. O nedenle muhtemelen (yaralıların) önemli bir bölümünde bu problemin ortaya çıkabileceğini düşünüyoruz" dedi. Marmara depremi deneyimlerinin, çocukların crush sendromundan nispeten daha iyi korunduğunu gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Sever, şu bilgileri verdi: “Bunun da muhtemel nedenleri arasında, yaşam üçgeni adını verdiğimiz küçük aralıklarda, çocukların daha az travmaya maruz kalabilmiş olmaları. Çünkü çocukların vücut yüzey alanları daha küçük, daha küçük alanlara sığabiliyorlar. Yetişkinlerin bu yönden daha riskli olduğunu söyleyebiliriz."
“ÜÇ HAFTA DİYALİZ GEREKEBİLİYOR"
Crush sendromu sonrası akut böbrek yetmezliği tablosunun oluşmasında pek çok mekanizma olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sever, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok sayıda mekanizma var böbreklerin yetersizliğe girmesine yol açan. En önemlisi, dolaşan kan hacmindeki azalma. Bunun da temel nedeni, ezilmiş olan kasların içerisine hasta enkazdan çıkartıldıktan sonra fazla miktarda sıvı hücum ediyor. Kompartman sendromu dediğimiz bir tablo gelişiyor ve bu (kas) kompartmanlarının içerisinde 4 ila 10 litreye kadar sıvı birikebiliyor. Dolaşan kan hacmi azaldığı için böbreklerde bir kansızlık söz konusu oluyor, bu da yetmezliğe yol açabiliyor. Bir de ezilen kaslardan açığa çıkan miyoglobin isimli bir protein var. Bu protein, hem doğrudan böbreklerde tahribat yapabiliyor, hem de böbrek tüpleri içerisinde bir takım tıkanmalara yol açabiliyor. Hasta bu tablolar sonrası ne kadar süre diyaliz desteğine ihtiyaç duyar veya ne kadar süre idrarı azalabilir? Bu süre ortalama 1 ila 3 hafta arasında değişir. Nadiren bu olay bir aya kadar uzayabiliyor." (Haber Merkezi)