Mezopotamya'nın insanlık ve inanç tarihinin başladığı, geliştiği bir coğrafya olan Diyarbakır’da birçok medeniyet ev sahipliği yapmış ve kendinden iz bırakmıştır. Tarihi köprüler, evler, kiliseler, camileriyle bilinen Diyarbakır’da günümüze kadar gelen birçok köşk de bulunmaktadır. Diyarbakır’da bulunan köşkler, Sur dışında yer alan ve Diyarbakır’ın sivil mimari örneklerinden birini oluşturan yöresel yapılardır.
Diyarbakır evlerinin genel özelliklerini yansıtmalarına rağmen, evlerdeki içe dönük planın tersine tam anlamıyla dışarıya açılan bir mimariye sahiptir. Mahremiyetine girecek kadar yakınında başka bir yapının bulunmayışı ve de çevredeki son derece güzel tabiattan yararlanma arzusu dışa açık mimarinin oluşmasını beraberinde getirmiştir.
1950 yıllarından sonra yerleşim Sur dışına çıkmaya başlamıştır. Yazlık köşkler ise kentte yaşayan özellikle zengin kesimler, uzun süren yaz aylarında şehrin sıcağından uzaklaşmak için Dicle Nehrinin sağ tarafına yazlık köşkler inşa etmişlerdir. Diyarbakır evlerinin genel özelliklerini yansıtmalarına rağmen, burada dışa açılan mimari bir yapı hakimdir. Bir ya da iki katlı olan bu yapılarda genellikle dikdörtgen bir formun hakim olduğu, ortada ise önü açık bir mekan olan eyvanlar yer almaktadır.
Gelin şimdi Diyarbakır’da bilinen köşklere bakalım.
DİYARBAKIR’DA 9 TANE KÖŞK VARDIR, 4’Ü TESCİLLİ
Diyarbakır’da araştırılan köşk sayısı 9’dur. Ancak bunların bir bölümünde yapının çoğu yıkılmış ve bozulmuştur. Bu köşk yapılarının dört tanesi tescillidir. Bunlar, Gazi, Kuşdili, Erdebil ve Ağuludere köşkleridir.
1) GAZİ KÖŞKÜ (SEMANOĞLU KÖŞKÜ)
Gazi Köşkü veya Atatürk Köşkü, Diyarbakır'da yer alan iki katlı tarihî bir köşktür. 15. yüzyıldan kalma yapı, Akkoyunlu eseri olarak bilinir. Önceleri Semanoğlu Köşkü olarak bilinen köşk, I. Dünya Savaşı esnasında 16. Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından karargâh olarak kullanılmıştır. 14 Mart 1916 tarihinde Diyarbakır'a gelen Atatürk, 27 Mart 1917 tarihine kadar bu köşkte kalmıştır. Diyarbakır Belediyesince 1937'de satın alınarak Atatürk'e armağan edilmiştir. Diyarbakır evleri tipinde geniş eyvanlı siyah-beyaz kesme taşlardan yapılmış örneklerinden biri olan köşkün girişinin sağındaki küçük kapı mutfağa solundaki kapı da çay ocağına açılmaktadır. Üst katta çalışma ve yatak odaları vardır. Üst katın bir bölümü restorasyon sırasında tahrip olduğundan günümüze gelememiştir. Köşkte, Atatürk'e ait eşyalar sergilenmektedir. Şu anda bir gezi, dinlenme, piknik alanı olarak halka açık kullanımdadır.
2) HAMİ KÖŞKÜ
Hami Köşkü, Shell (Perenco) yerleşkesi içinde bulunmaktadır. 19. yüzyılın sonlarına tarihlendirilir dikdörtgen planlı, havuzlu ve iki katlıdır. Plan ve mimari özelliklerine bakılarak 19. yüzyılın sonlarına tarihlendirilen köşk; dikdörtgen planlı, havuzlu ve iki katlı olarak inşa edilmiştir. Bir bodrum üzerine dikdörtgen planlı olarak yapılan havuzlu bu yapı iki katlıdır. Geniş bir bahçe ile çevrili olan yapının bodrum katının önceleri ahır olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Yapının zemin katında selsebilli eyvan, hamam ve bir seyirlik bulunmaktadır. Tamamen bazalt taştan yapılmış olan yapıda mekânlar nişler ve kemerli pencerelerle zenginleştirilmiştir. Yapının üst örtü sistemi ahşap kirişli düz dam örtülü olup, toprak ile örtülmüştür. Günümüze birçok bölümü yıkılmış olarak ulaşmış bu köşk şu anda gerektiğinde özel eğlence alanı olarak kullanılmaktadır. Maalesef günümüze birçok bölümü yıkılmış olarak ulaşmıştır.
3) KUŞDİLİ KÖŞKÜ
Kuşdili Köşkü, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yer alan tarihî bir köşktür. Üzerindeki yazıttan 1904 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır fakat kimin yaptırdığına dair bilgi bulunamamaktadır. Yapı L plan tipinde iki katlı ve dikdörtgen planlıdır. Yapının zemin katında iki eyvan yer almaktadır. Batıdaki eyvanın iki kemeri mevcuttur. Bu eyvanda dikdörtgen bir havuz ve eyvanın sol kısmında iki adet niş bulunur. Dikdörtgen havuzda bulunan su, bir kanalı izleyerek bahçedeki büyük havuza dökülmektedir. Yine bu eyvanın kuzey duvarında önceleri niş, şimdilerde pencere görünümünde iki adet pencere boşluğu; güney duvarında orta kısımda bir adet kör pencere mevcuttur. Bu eyvanın üst örtüsü düzdür ve içi sonradan alçı sıva ile sıvanmıştır. Diğer eyvan ise zemin katta yer alır ve kırık kemerlidir. Batıya yönlendirilen bu eyvan avludan yüksek bir kotta yapılmıştır. Üst katta yer alan odalar tepe pencereleri ve nişleriyle hem fonksiyonel hem de görsel bir bütünlük oluşturur. Yapı aynı zamanda bazalt taşla çevrili duvar yüzeyinde kullanılan ve "cıs" adı verilen alçı bezeme ve kemerli pencereleriyle zengin bir cepheye sahiptir. Bir rivayete göre, Muharrem zade Bekir Efendi’nin İstanbul getirdiği eşinin Diyarbakır sıcaklarının şikayeti üzerine yaptırma kararı almış ilk yeri Gazi Köşkü’nün de üst tarafıdır. Ancak eşinin inşaatı ziyareti sırasında inşaat çalışanlarının çok yukarıya taş taşımasına dayanamayıp üzülmesi sonucunda aşağıya inşaa edilmiştir. Damdaki uzun taşlar eskiden oteller olmadığı için bu ev ve ailesi yatılı misafir ağırlar anlamı taşımaktadır.
4) ERDEBİL KÖŞKÜ (BER DER-İ PIR) KÖŞKÜ
Eski Mardin yolu üzerinde bulunan yapı, yöresel yapı malzemesi olan bazalt taş ve kalker taşı beraber kullanılarak zemin + 1 katlı olarak inşa edilmiştir. Diyarbakır köşk mimarisini günümüze ulaştıran güzel örneklerden biridir. Yapı, etrafı açık ve ortasında havuzu bulunan avlunun güneyine konumlandırılmıştır. İlkin bir konak olarak inşa edilmemiştir. Milattan sonra 512 yılında Bizans İmparatoru 1. Anastatias döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Halk arasında “Ber Der-i Pır” olarak bilinen köşk, Dicle Köprüsü’nün batısında yüksek bir tepede yer almaktadır. Milattan sonra 512 yılında Bizans İmparatoru 1. Anastatias döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Halk arasında “Ber Der-i Pır” olarak bilinen köşk, Dicle Köprüsü’nün batısında yüksek bir tepede yer almaktadır. Yapının şimdiki sahibi Vakıflar Genel Müdürlüğü olup, Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı tarafından bakımı sağlanmaktadır. Erdebil Köşkü, Gazi Köşkü'yle mimari açıdan birbirinin ikizi gibidir. Köşk, bodrum, zemin, üst kattan oluşmaktadır ve tüm katlar dikdörtgen yapıdadır. Bodrum katta bulunan ahır birimi dikdörtgen yapıda olup üst örtüsü beşik tonozdur. Yapının zemin katında bir eyvan ve girişi eyvandan olan bir oda ve mutfak birimleri bulunmaktadır. Mutfak içinden betonarme bir merdivenle üst kata çıkılmaktadır. Yapının üst katında merdivenle çıkılan bir aralık (gezemek) ve bu aralıktan girilen bir oda mevcuttur. Üst katta geniş bir teras ve bir adet tuvalet vardır. Binanın bahçesinde bulunan dikdörtgen yapıdaki havuzun duvarları sonradan fayans ile yenilenerek demir korkuluklarla korunmuştur. Aynı zamanda yapının bahçesinde fıskiyeli bir de küçük havuz bulunmaktadır.
5) BEKİR PAŞA KÖŞKÜ
Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen köşk, plan ve mimari özelliklerine bakılarak Osmanlının son dönemine 19.yüzyılın sonu 20. yüzyılın başına tarihlendirilmektedir. Dikdörtgen bir plana sahip olan yapı zemin ve bodrum kattan oluşmaktadır. Köşk Halk arasında Ömer Bekir Paşa Köşkü olarak da anılmaktadır. Dicle nehrinin batısında, yüksek bir tepede, yeşil bir alan içerisinde Hevsel Bahçeleri’ne hakim bir tepede yer almaktadır. Dikdörtgen planlı olup bodrum kat ve zemin kattan meydana gelmektedir. Zemin katta ise kare bir oda ve sel sebili eyvan bulunmaktadır. Köşkün ön bölümü avlu bahçe ve dikdörtgen havuzdan oluşmaktadır. Tamamen bazalt taş kullanılarak yapılan köşk, kısmen korunmuş olsa da mevcut bozulmalar dikkat çekmektedir.
6) AĞULUDERE KÖŞKÜ
Köşkün üzerinde kitabesi olmadığından yapıyla ilgili kesin yapım tarihi ve kim tarafından yapıldığına dair detaylı bilgiye sahip olunamamaktadır. Plan ve mimari özelliklerine bakılarak, köşkün 19. yüzyılın son dönemlerinde yapıldığı düşünülmektedir. Yazlık köşkler arasında olan yapı Dicle Nehrinin batısına inşa edilmiştir. Köşk, geniş ve etrafı çiçeklerle çevrili geniş bir alan içerisinde bulunmaktadır. Halk arasında Arabın Köşkü olarak bilinen yapı ters L planlıdır. Zemin kat, içinde sesebili bulunan bir eyvan, mutfak ve 3 odadan oluşur. Üst kat oda ve servis mekânlarına ayrılmıştır. Ancak yukarı çıkılan merdiven şu anda yıkık durumdadır. Önünde geniş bahçelerin ve dikdörtgen bir havuzun yer aldığı bu yapı bazalt taştan yapılmıştır. Yapı şu anda bakımsızlıktan birçok bölümü yıkık durumda ve kullanılmamaktadır. Ayrıca eski kaynaklarda köşkün önündeki 600 yıllık çınar ağacının kesildiği de belirtilmektedir.
7) PAMUK KÖŞKÜ
Gazi Köşkü’nün kuzeyinde yer alır. Köşkün eyvanı iki kemerlidir, kendine ait su gözesi mevcuttur. Plan ve mimari özelliklerine bakıldığında 19. yy sonu 20. yy başında yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir. Gazi köşküne yakın bir yamaçta yer almaktadır. Köşk geniş ve etrafı çiçeklerle çevrili bir bahçe içerisinde bulunmaktadır. Kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlı ve tek katlıdır. Köşkün sadece iki sivri kemerli, içinde selsebili bulunan bir eyvanı ve kare planlı havuzu günümüze ulaşabilmiştir. Odaları yıkıldığından günümüzde mevcut değildir. Köşk için Ali Emiri şu dizleri yazmıştır:
Suyu Gayet Lâtifu Dilkûşadır
(Pamuklu Köşkü Cayi Sâfâdır
8) FERİT KÖŞKÜ
Diyarbakır’ın tarihi köşklerinden biri olan Ferit Köşkü, bakımsızlıktan yıkılıyor. Dicle Nehri kıyısında bulunan ve bir mahalleye adını veren Ferit Köşkü Dicle nehri yakınında bulunuyor. İki katlı, dikdörtgen planlı olup üst katı bazalt taştan, alt katı ise moloz taştan inşa edilmiştir. Yapıya Kuzeyde yer alan bir eyvanla giriş sağlanır. Eyvan üzerinde sivri kemerli pencere açıklığı bulunmaktadır. Bu açıklığın alt kısmı sonradan yapılmış kiremitlerle doldurulmuştur. Açıklığın iki yanında pencereler yer almakta olup ve bu pencerelerin üzeri rozet bezemelerle süslenmiştir. Pencerelerde sonradan takılan camlar bulunuyor. Pencerelerden bir tanesi yapıda yaşayanlar tarafından taşlarla kapatılmıştır. Eyvanın iki yanında yuvarlak kemerli pencereler yer almaktadır. Pencere kemerlerinin üst kısımları geometrik bezemelerle süslenmiştir. Eyvan içinde açıklıklar bulunmakta olup yapıda ikamet edenler tarafından kullanılmaktadır. Avlunun ortasında dikdörtgen planlı bir havuz bulunur. Havuz düzgün kesme taştan yapılmıştır. Yapının Kuzey batısında bir bölüm bodrum olarak kullanılmaktadır. Yapının batı duvarında yer yer yıkılmalar görülmektedir. Kuzey (avlu )yüzüne özen gösterilir. Zemin katın yarım daire kemerli pencere ve kapıları, alçı kökenli beyaz yapıştırma desenlerle bezenir. Emek üst kata çekilmiş, aynı yöntemle pencere kemerleri, eyvan kemeri, bunların bitiminde yatay geometrik kuşak ve eyvanın 2 yanında dairesel göbekler bir dizi oluşturmuştur. Pencere lentoları üstünde kemer karnındaki ufak yıldızlı aplikler o girintiyi değerlendirmede olumlu etki yapıyor. Ancak yıllar içinde ilgisizlikten ve bakımsızlıktan tarihi köşkün büyük bir çoğunluğu yıkılmıştır. Müdahale edilmediği takdirde köşk, diğer yapılar gibi yok olup gidecektir.
9) KAVS (CİHANNUMA) KÖŞKÜ
16. yüzyılın sonlarına 17.yüzyılın başlarına tarihlenen ve Çarbağ Köşkü olarak da bilinen köşk; siyah ve beyaz taş kullanılarak yapılan iki katlı bir yapıdır. Kavs Köyünde kırklar dağının eteklerine inşa edilmiştir. Büyük bir eyvanı, hamamı ve camisi ile oldukça büyük bir kompleks halinde yapılan köşk; 1991 yılına kadar ayakta kalmış fakat ilgisizlikten tamamıyla yıkılmıştır. 1991 yılında Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescillenen köşkün, korunmayıp yok olmasına izin verilmesi ise büyük bir soru işareti olarak kalacaktır.
Haber: Remziye ÇELİK